Cilt:44 Sayı:02 (2017)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:44 Sayı:02 (2017) by Author "Diş Hekimliği"
Now showing 1 - 7 of 7
Results Per Page
Sort Options
Item Bifosfonat kullanımına bağlı mandibulada gelişen osteonekroz ve tedavi yaklaşımı: olgu sunumu(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2017) Çongara Kıvrak, Tuğba; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiBifosfonatlar pirofosfatların sentetik analogları olup; malignensilere bağlı olarak gelişen hiperkalsemi, multipl myeloma, kemik metastazı tedavisin yanında osteoporöz tedavisi için kullanılan ilaçlardır. İlacın uygulanması iskeletsel anomalilere bağlı olarak gelişen riskleri minimuma indirerek ağrı kontrolünü sağlasa da, ilacın kullanımına bağlı olarak çene kemiklerinde gelişen osteonekroz gibi yan etkileri de görülebilmektedir. Bu vakada 60 yaşında kadın hastada oral bifosfonat kullanımı ve diş çekimi sonrasında sol mandibula premolar bölgesinde gerçekleşen osteonekrozun teşhisi ve tedavi yaklaşımı anlatılmakta, ayrıca bu tür vakaların diş hekimliği alanındaki önemi güncel literatür bilgisi altında tartışılmaktadır.Item Bitirme ve cila işleminin bir bulk fill kompozit rezinin renk stabilitesine etkisi(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2017) Gökay, Osman; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiBu çalışmanın amacı uygulanan bitirme ve cila işleminin bir bulk fill kompozit rezinin renk stabilitesine etkisinin değerlendirilmesidir. 2 mm kalınlığında ve 8 mm çapında pleksiglass kalıplar kullanılarak 50 adet Bulk fill kompozit rezin örneği X-tra Fill hazırlandı. Kompozit rezin kalıplara yerleştirildikten sonra üzerine sellüloid strip bant Universal strips uygulandı ve LED ışık cihazı Monitex İndustrial Co. ile 40 saniye üst yüzeylerinden polimerize edildiler. Hazırlanan tüm örnekler sıvılara atılmadan önce 37 °C’de 24 saat distile suda bekletildi. Örneklerin başlangıç renkleri ΔE renk ölçüm cihazı ile Vita Easyshade ölçüldü, daha sonra 50 örnek iki ana gruba n=25 ayrıldı. I.gruptaki örneklere herhangi bitirme ve cila işlemi uygulanmadı sellüloid strip karşısında tamamlanmış-kontrol grubu II. gruptaki örneklere ise abrasiv diskler Finishing Disk ile bitirme ve cila işlemi uygulandı. Her iki gruba ait örnekler 5’er alt guba ayrılarak n=5 , her gün değiştirilen siyah çay, kola, kahve, vişne suyu ve distile su içerisinde 1 hafta boyunca bekletildi. 1.gün ve 7.gün sonunda renkleri tekrar ölçüldü. Sonuçlar istatistiksel olarak iki yönlü Varyans analizi ve Tukey-Kramer çok yönlü karşılaştırma testleri ile değerlendirildi. En az renk değişiminin distile su, en fazla renk değişiminin ise kahve gruplarında olduğu gözlendi. Bununla birlikte 1. gün sonunda elde edilen renk değişimleri klinik olarak kabul edilebilir düzeydeydi ΔE*< 3,7 . 7. gün sonunda renk değişiminin arttığı, 1.gün ve 7. gün sonunda gözlenen renk değişimleri arasında istatistiksel olarak önemli fark olduğu bulundu. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, kompozit rezine abrasiv diskler ile uygulanan bitirme ve cila işlemi boyanmayı önemli derecede azalttıItem Farklı alaşım içeren kök kanal aletlerinin eğri kök kanallarının preparasyonun etkisinin in vitro olarak incelenmesi(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2017) Sonat, Bade; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiÇalışmamızda, Ni-Ti, Ti-Al, E.P.Ç esnek paslanmaz çelik ve P.Ç paslanmaz çelik alaşımlarını içeren K-Tipi kök kanal aletlerinin eğri kanallı çekilmiş alt büyük azı dişlerinde ve suni kanallarda oluşturdukları preparasyonların karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırmamızda 80 adet çekilmiş alt büyük azı dişi ve 80 adet suni kanal kullanılmıştır.Suni kanallarda eğim açısı 42 derece,dişlerde ise 21-49 derece olarak seçilmiştir. Daha sonra dişler ve suni kanallar 20’şer örnek içeren 4 gruba ayrılmıştır. Kök kanalları step-back teknği kullanılarak 40 nolu K tipi eğeye kadar prepare edilmiştir.Preparasyon öncesi ve sonrası suni kanalların resmi çekilmiştir.Çekilmiş dişlerde ise preparasyon öncesi ve sonrası alınan radyografilerin fotoğrafları ele edilmiştir. Dişlerin ve suni kanalların preparasyon öncesi ve sonrası görüntüleri asetat kağıdı üzerine çizilip görüntüler birbirleri ile çakıştırılmıştır. Kullanılan eğelerin kanal içerisinde komplikasyon oluşturma yüzdesi incelenmiş olup eğimin iç ve dış tarafında yapılan genişletmenin miktarı koronal, orta ve apikal bölgelerde hesaplanıp, preparasyon yönleri değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre preparasyona bağlı komplikasyonlar en fazla P.Ç eğelerde, en az Ni-Ti eğelerde gözlenirken,Ti-Al ve E.P.Ç.eğelerde sonuçların değişkenlik gösterdiği tespit edilmiştir.Kanallardan kaldırılan madde miktarı incelendiğinde E.P.Ç ve P.Ç eğeler Ni-Ti, Ti-Al eğelere kıyasla belirgin biçimde daha fazla miktarda madde kaldırmıştır. P.Ç eğelerin kanal kurvatüründe şiddetli sapmaya sebep olduğu gözlenirken E.P.Ç kanal eğelerinde orta derecede bir sapma gözlenmiştir. Ni-Ti grubu eğeler kanal formunu takip eden bir preparasyon oluştururken.Ti-Al grubu yetersiz bir preparasyon oluşturmuşturItem Kök yüzeyi kavitelerine air-abrazyon uygulamasının kompozit rezinlerin mikrosızıntıları üzerine etkisi(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2017) Gökay, Osman; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiBu in vitro çalışmanın amacı, kök yüzeyine açılmış kavitelerde asitle pürüzlendirme yerine uygulanan air abrazyonun 4 farklı tip kompozit rezinin mikrosızıntısı üzerine etkisini değerlendirmektir. Çalışmada, 80 maksiller anterior diş kullanıldı. Sement-mine birleşiminin 1 mm altında her bir dişin labial kök yüzeyine standart kaviteler 2x3 mm açıldı. Dişler önce rastgele 2 ana gruba ayrıldı n=40 . I.gruptaki dişlerin kavite marjinlerine 20 saniye %37’lik fosforik asit uygulanırken, II.gruptaki dişlerin kavite marjinlerine asit ile püzülendirme yerine 6 saniye air abrazyon Micadent uygulandı. Bu 2 ana grup daha sonra 4’er alt gruba ayrıldı n=10 . Dişlerin kaviteleri bir akıcı Flowline , bir ormoser esaslı Admira , bir hybrid- packable Glacier ve bir hibrid Charisma kompozit rezin ile restore edilerek halojen ışık cihazı Hilux Expert ile polimerize edildiler. Termal siklus işleminden sonra örnekler 24 saat %0.5’lik bazik fuksin içerisine yerleştirildi. Boya solüsyonlarının uzaklaştırılmasından sonra, kompozit dolguların ortasından geçecek şekilde dişlerden kesitler alındı, mikroskop ile incelendi Leica MZ 12, Wetzler, Almanya ve skala ile mikrosızıntı dereceleri skorlandı. Sonuçlar ANOVA and Mul-tiple Comparison testleri kullanılarak istatistiksel olarak değerlendirildi. Çalışmadaki hiçbir grup mikrosızıntıyı tamamıyla elimine edemedi. %37 fosforik asit uygulanmış akıcı kompozit Flowline grubu en az mikrosızıntıyı gösterdi ve diğer gruplardan istatistiksel olarak farklı bulunduItem Pierre robin sendromlu bir hastada hızlı üst çene genişletmesi ile maksiller darlık ve mandibuladaki kaymanın düzeltilmesi: olgu sunumu(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2017) Özdiler, F. Erhan; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiPierre Robin sendromunda konjenital kalp defektleri, iskeletsel anomaliler, göz ve kulak sorunları gibi sistemik bulgular ve ayrıca mikrognati, yarık damak gibi çene yüz bölgesi anomalileri görülebilmektedir. Ek olarak, bu hastaların birçoğunda dişsel problemler bulunmaktadır. Neonatal dönemde yeterli solunum ve beslenmenin sağlanabildiği olgularda normal büyüme gelişme elde edilebilir. Fakat maksilladaki yarık sahası ile mandibuladaki mikrognati varlığı daimi dişlenmeyle beraber dişsel problemleri beraberinde getirir. Bu olgu sunumunda, doğumda tanımlanmış ve sonraki yıllarda yarık damağın tedavi edilmiş olduğu ve ortodontik tedavisi halen devam etmekte olan bir Pierre Robin olgusu sunulmuşturItem Tip V kanal morfolojisi gösteren maksiller santral keser dişlerin endodontik tedavisi: vaka raporu(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2017) Çelikten, Berkan; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiKök kanal tedavisinin başarısı, kök kanal anatomisinin detaylı bilinmesi ile kök kanal sisteminin temizlenmesi, şekillendirilmesi ve bunları takiben doldurulması işlemlerine bağlıdır. Maksiller santral keserlerin tek kök ve tek kanal sistemi içerdiği bilinmektedir. Ancak 1, 2, 3 ve hatta 4 kanal yapısı gösteren maksiller santral keser dişlerin varlığı rapor edilmiştir. Bu nedenle klinisyenin anatomik varyasyon gösteren kök kanallarını bulması, bu anatomik varyasyonları bilmesiyle mümkündür. Bu olgu raporunda tek kök, iki kanala sahip Tip V kanal morfolojisi gösteren maksiller santral keser iki dişin tedavisi sunulmaktadır. Sonuç olarak, varyasyon süphesi görülen olguların klinik ve radyografik değerlendirilmelerinin dikkatli yapılması gerekmektedirItem Üç farklı rezin bazlı kök kanal dolgu patının koronal bakteriyel sızıntısının değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2017) Çelikten, Berkan; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiAmaç: Bu çalışmada rezin esaslı iki farklı kök kanal dolgu patı olan AH Plus ve MM Seal ile rezin esaslı kök kanal dolgu sistemi olan Resilon/Epiphany dolgu materyalinin in-vitro koşullarda Enterococcus feacalis kullanılarak koronal bakteriyel sızıntı yönünden 30 gün değerlendirilmeleri amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 55 adet tek köklü üst santral dişler üç deneysel n=15 ve iki kontrol n=5 gruba ayrılmıştır. Grup 1; AH Plus patı ve güta perka ile Grup 2; MM Seal patı ve gütaperka ile Grup 3 ise Epiphany ve Resilon ile soğuk lateral kompaksiyon yöntemi ile doldurulmuştur. Daha sonra bakteriyel sızıntı modeli hazırlanmış ve dişler bu modele yerleştirilmiştir. Elde edilen sistem etilen oksit gazı ile 12 saat boyunca steril edilmiştir. Elde edilen bu sisteme E. feacalis inokulumu ilave edilmiş ve her gün tüpler kontrol edilerek BKI besi yerinin bulanıklaşması sızıntı günü olarak kaydedilmiştir. Tüp içerisindeki BKI besi yerinin bulanıklaşması E. feacalis suşunun sızıntısı ve üremesi olarak değerlendirilmiştir. Koronal bakteriyel sızıntı oranları Z testi ile ikişerli olarak karşılaştırılmıştır.