Cilt:17 Sayı:01 (2019)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:17 Sayı:01 (2019) by Author "Spor Bilimleri Fakültesi"
Now showing 1 - 9 of 9
Results Per Page
Sort Options
Item Antrenör adaylarının iletişim ve liderlik becerilerinin incelenmesi(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Akoğlu, Halil Erdem; Spor Yöneticiliği; Spor Bilimleri Fakültesinsanlar hayatları boyunca belirli amaçları gerçekleştirmek için çabalarken bu amaçları gerçekleştirmede onlara yön verecek liderlere ihtiyaç duymaktadırlar. Bu durum spor yapan insanlar içinde geçerlidir ve gerek bireysel gerek takım sporcusu olsun, kendisini yönlendirecek ve en üst seviyede gelişimlerine katkı sağlayacak liderlere ihtiyaç duymaktadır. Antrenörler, sporcular için genellikle lider konumundadır ve sporcular üzerinde büyük etkisi olmakla beraber başarılı antrenörlerin sporcularla iletişim becerilerinin ve motivasyon seviyesinin daha yüksek olması beklenmektedir. Bu araştırma antrenörlük kurslarına katılan antrenör adaylarının iletişim ve liderlik becerilerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Nicel araştırma modelinin benimsendiği bu çalışmada ilişkisel tarama deseninden yararlanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2017 yılında Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde açılan birinci kademe yardımcı antrenör yetiştirme kurslarına katılan 287 (188 erkek ve 99 kadın) antrenör adayı oluşturmuştur. Üç bölümden oluşan anketin birinci bölümünde “Kişisel Bilgi Formu” kullanılırken, ikinci bölümünde ise Korkut (1996) tarafından geliştirilen “İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği” (İBDÖ) kullanılmıştır. Son bölümde ise Luthans (1992) tarafından geliştirilen ve Çömert (1999) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Liderlik Yönelimi Anketi” kullanılmıştır. Verilerin normallik dağılımlarına bakılmış ve normal dağılım göstermediği için non- parametrik testlerden yararlanılmıştır. Elde edilen veriler Korelasyon, Mann Whitney-U ve Kruskal Wallis H analizlerine tabi tutulmuştur. Sonuç olarak antrenör adaylarının iletişim becerileri arttıkça göreve yönelik (r =0,55**) ve insana yönelik (r=0,54**) liderlik becerilerinin de arttığı tespit edilmiştir. Göreve yönelik liderlik becerileri artan antrenörlerin insana yönelik liderlik becerilerinde de artış olduğu sonucuna varılmıştır. Kadınların, erkeklere göre iletişim becerileri (X=158,34, p<0,05) ve insana yönelik (X=163,97, p<0,05) liderlik özelliklerinin daha yüksek olduğu görülmüştürItem Beden eğitimi öğretmeni adaylarının mesleki etik ilkelere ve öğretmenliğe yönelik tutumlarına ilişkin görüşleri(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Doğaner, Seçkin; Spor Yöneticiliği; Spor Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı, beden eğitimi öğretmeni adaylarının, öğretmenlik mesleğine yönelik tutumları ile beden eğitim öğretmenlerinin mesleki etik ilkelerine ilişkin görüşlerini incelemektir. Araştırmanın modeli betimseldir. Araştırmanın çalışma grubu 416 kişiden oluşmaktadır. Veriler nicel yolla toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak, beden eğitimi öğretmenleri mesleki etik ölçeği ve öğretmenliğe ilişkin tutum ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada verilerin çarpıklık ve basıklık değerleri ile normallik analizine bakılmış ve verilerin normal dağılım gösterdiği tespit edilmiştir. Bu nedenle verilerin analizi için parametrik testlerden ilişkisiz t testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Beden eğitimi öğretmen adaylarının, beden eğitimi öğretmen meslek etiği ilkelerinin profesyonellik, sorumluluk, saygı ve dürüstlük alt boyutları ile öğretmenliğe ilişkin tutumları arasında orta düzeyde ve pozitif yönde bir ilişki olduğu saptanmıştır. Meslek etiği ilkelerinin alt boyutlarında ve öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarda, kadınlar lehine anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenlik formasyon eğitimi alan antrenörlük eğitimi, spor yöneticiliği ve rekreasyon bölümü öğrencileri ile beden eğitimi ve spor öğretmenliği bölümü öğrencilerinin, beden eğitimi öğretmen meslek etiği ilkelerinin profesyonellik, sorumluluk, saygı ve dürüstlük alt boyutları ile öğretmenliğe ilişkin tutumları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Beden eğitimi öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumun olumlu, meslek etiğine uyma eğiliminin yüksek olduğu görülmüştür. Kadın beden eğitimi öğretmen adaylarının, erkeklere göre, öğretmenlik mesleğini yapmaya daha yatkın olduğu, meslek etiğine uyma eğiliminin yüksek olduğu saptanmıştır. Formasyon alan ve öğretmenlik bölümünde öğrenim gören öğretmen adaylarının, öğretmenliğe ilişkin tutumu ile meslek etiğine ilişkin görüşleri arasında fark bulunmamıştır.Item Bedensel engelli sporcuların dopinge ilişkin görüşleri(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Özbek, Oğuz; Spor Yöneticiliği; Spor Bilimleri FakültesiBu çalışmada bedensel engelli sporcuların doping kullanımına ilişkin olan görüşleri incelenmiştir. Çalışma grububedensel engelli spor branşlarında faal olan yirmisporcudan oluşmaktadır. Çalışmada amaçlı örnekleme yöntemlerinden, maksimum çeşitlilikörneklemesi tercih edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşmeler ve elde edilen veriler not alınarak kaydedilmiştir ve daha sonra bilgisayar ortamında hızlı bir şekilde aktarılarak tematik analiz yapılmıştır. Analiz sonucu yedi tema altında elde edilen bulgular değerlendirilmiştir. Yapılan tematik analiz ile, bedensel engelli sporcuların doping kullanma nedenleri, dopingin nasıl önlenebileceğine dair düşünceleri, dopingin sağlığa olan olumsuz etkileri, spor etiği ve doping ilişkisi, doping kullanımından sakınan ve dopingin karşısında olan ideal sporcu profili, yasal süreç ve yaptırımların etkilerine ilişkin temalar elde edilmiştir. Doping kullanım nedenleri ve dopingin zararlarına ilişkin görüşleralanyazınile örtüşmektedir. Katılımcıların bazıları, Türkiye’deki bedensel engelli sporcuların çevre baskısı ve ödüller nedeniyle doping kullanma gereği duyduklarını, sporcu kişiliğinin de sporcuları doping kullanımına yönelten etkenler arasında olduğunu ifade etmişlerdir. Katılımcılar, dopingin asıl kullanım amacının, kazanma hırsı ve sporcunun performansını arttırma isteği olduğunubelirtmişlerdir.Item Kaya tırmanışı öz-yeterlilik ölçeği türkçe formunun geçerlik ve güvenirlik çalışması(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Aras, Dicle; Antrenörlük Eğitimi; Spor Bilimleri FakültesiÖz yeterlik kavramı, bireyin, belli bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri organize edip, başarılı olarak yapma kapasitesi hakkında kendine ilişkin inancı olarak tanımlanmaktadır ve sporda başarıya ulaşmaya aracılık eden en etkili psikolojik yapılardan biri olarak kabul edilmektedir. Performans üzerinde farklı bileşenlerin etkili olmasından dolayı öz yeterliğin spor dalına özgü belirlenmesi daha faydalı kabul edilmektedir. Bu çalışmada Kaya Tırmanışına özgü geliştirilen Kaya Tırmanışı Öz-Yeterlik Ölçeğinin Türkçe formunun geçerlik ve güvenirliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Türkçeye çevrilen ölçek 2017 yılında aktif olarak kaya tırmanışı ile uğraşan 114 kişiye uygulanmıştır. Türkçe formun, güvenilirlik analizinde maddetoplam puan ilişki katsayılarına bakılmış ve Cronbach alfa iç tutarlılık analizi yapılmıştır. Buna ilave olarak ölçeğin yapı geçerliği için açımlayıcı faktör analizi (AFA) ve doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Ölçeğin bulunan güvenirlik katsayısı orijinal formla benzer bir biçimde ,87’dir. Çalışmada toplam varyansın % 47,86’sını açıklayan tek boyutlu bir yapı bulunmuştur. Ayrıca DFA sonuçlarına göre uyum indeksleri değerlendirildiğinde yapının genel olarak kabul edilebilir uyum sınırları içinde yer aldığı görülmektedir. Sonuç olarak, Kaya Tırmanışı Öz-Yeterlik Ölçeği Türkçe formunun güvenilir ve geçerli olduğu ve bu formun Türk kaya tırmanıcılara uygulanabileceği görülmektedir. Sonraki araştırmalarda öz yeterliğin kaya tırmanışının farklı alt dallarında ölçülmesi için KÖYÖ kullanılabilir.Item Maraton ve kelebek etkisi(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Balcı, Velittin; Spor Yöneticiliği; Spor Bilimleri FakültesiMaraton 42km 195m’lik bir mesafeyi içeren bir yol koşusudur. Aynı anda binlerce kişinin aktif olarak katılabildiği tek organizasyondur ve halen küresel düzeyde ilgi gören en büyük spor etkinliklerindendir. Maraton koşusu fiziksel ve ruhsal dayanıklılık ile büyük bir çaba gerektirir. Yüzyılı aşkın bir süredir düzenlenen maraton organizasyonlarının sayısı arttıkça katılımcı sayısı da artmıştır. Özellikle son yıllarda artan küresel popülaritesi ve başarısı nedeniyle maraton organizasyonları ekonomiyi önemli ölçüde etkileyen spor turizmi etkinliğine ve spor pazarlamasına dönüşmüştür. Bu anlamda değerlendirildiğinde Maraton koşularının yaratacağı etkiyi bir kelebek etkisi olarak metaforlaştırmak bu yazının odak noktasıdır. Maraton etkinliklerinin turizm ve ekonomik etkisinin yanı sıra toplum üzerinde sosyal etkisi de bulunmaktadır. Farklı ülkelerden, kültürlerden ve şehirlerden insanların maraton organizasyonlarına katılması etkinliğin yapıldığı şehirde yaşayan insanların hayat tarzı ve tutumlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle, maraton koşusunun tarihsel süreç içerisinde kitle sporuna dönüşmesiyle ortaya çıkan ekonomik, turizm ve sosyal etkilerinin literatür taramasına dayalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. İlk modern olimpiyat oyunlarında yer alan ve günümüze kadar 123 yıldır devam eden maratonun etkisi her geçen gün sürekli artmaktadır. Maratondaki kelebek etkisi Küresel Büyüklük, Katılım (Kadın, Erkek, Engelli ve Farklı Yaş Grupları), Ekonomik, Turizm ve Sosyal Etkisi olarak sınıflandırılabilir. Küresel büyüklük olarak bir kelebeğin kanat çırpması gibi Pheidippides efsanesiyle başlayan, gittikçe popülerleşen ve her yaştan insanın ilgi odağı haline gelen maraton günümüzde kitle sporuna dönüşmüştür.Item Özel spor merkezlerine devam eden bireylerin spor ekonomisine katkısı (ankara ili örneği)(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Sunay, Hakan; Spor Yöneticiliği; Spor Bilimleri FakültesiSpor, hem hizmet üretimi boyutuyla, hem de mal üretimi ve tüketim sektörleri boyutuyla, İşletmecilik ve Spor İşletmeciliği bilimlerinin araştırma konusunu oluşturmaktadır. Günümüzde spor, kişisel ve toplumsal sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikleriyle önemli bir hizmet sektörü olarak kabul görmektedir. Ayrıca, günümüzün kitle iletişim araçları ve özellikle medyanın etkisiyle karlı bir reklam ve tanıtım aracı haline gelen spor, bir taraftan geniş kitlelerin yoğun ilgisini çeken bir gösteri ve eğlence faaliyeti olarak tüketim sektörüne dönüşürken, diğer taraftan girişimciler için önemli miktarlarda finans hareketlerinin yaşandığı çekici bir ekonomik faaliyet alanı haline gelmektedir. Küresel ekonominin daha yoğun olarak gündeme gelmesiyle birlikte serbest piyasa ekonomisi daha fazla önem kazanmaktadır. Bu küresel değişmeye paralel olarak dünyada spor yatırımları ve hizmetlerinin yürütülmesi ağırlıklı olarak yerel yönetimlere, özel ve tüzel kuruluşlara ve gönüllülere bırakılmış durumdadır. Türkiye’de spor merkezlerinin sayısı ve özellikle Ankara’da ve büyük şehirlerdeki özel spor merkezlerinin sayısında son on yılda hızlı bir artış olduğu gözlenmektedir. Bu çalışmanın amacı, özel spor merkezlerinin spor ekonomisine katkısını incelemektir. Bu araştırmanın evrenini Ankara’daki üyesi 500’ün üzerinde olan 17 özel spor merkezleri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise, Ankara’da farklı bölgelerdeki dört özel spor merkezine üye kişilerden basit seçkisiz örnekleme (simple random sampling) yöntemi ile seçilmiştir. Araştırmanın örneklemine, 2014 yılında özel spor merkezine üye 224 (%39) kadın, 348 (%61) erkek olmak üzere toplam 572 üye alınmıştır. Üyelerin sosyo-demografik niteliklerine ilişkin veriler ve üyelerin spora yaptıkları yıllık harcamalar araştırmacı tarafından geliştirilmiş Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Veri toplamak amacıyla 2014 yılında araştırma kapsamına alınan özel spor merkezlerine gidilerek merkezlerin yöneticileri ile görüşülmüş, araştırmanın amacı ve önemi konusunda bilgi verilmiş ve uygulama yapmak amacıyla izin alınmıştır. Uygulama öncesinde ise araştırmanın amacı ve önemi konusunda araştırmaya katılmayı kabul eden üyelere bilgi verilmiş ve kişisel bilgi formundaki soruları içtenlikle yanıtlamaları amacıyla üyeler güdülendirilmiştir. Verilerin analizi için, öncelikle, üyelerin yılık üyelik aidatları, ulaşım giderleri, yemeiçme giderleri, spor giysisi ve spor malzemesine yaptıkları harcamalar toplanarak her üyenin spora yaptığı yıllık toplam harcamaları hesaplanmıştır. Araştırmada ele alınan bağımsız değişkenlerin (cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, mesleki durum, medeni durum, ailedeki birey sayısı, spor yaptığı zaman, kaç çeşit spor yaptığı, yaptığı spor türü) özel spor merkezlerine üye bireylerin spora yaptıkları yıllık harcamaları (bağımlı değişken) manidar olarak etkileyip etkilemediğini test etmek amacıyla verilere Çok Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Daha sonra P değeri manidar çıkan değişkenlere ilişkin grupların gözlenen ortalamaları arasındaki farkların manidarlığı Scheffe Testi ile İncelenmiştir. Sonuç olarak, özel spor merkezlerine üye “üniversite veya yüksek okul” mezunları “lise ve dengi” okul mezunlarına; “yüksek” gelir düzeyine sahip üyeler, “düşük” gelir düzeyine sahip üyelere kıyasla yıllık olarak spor ekonomisine daha fazla katkı yapmaktadırlar. Ayrıca, “yüzme” sporu yapanlar, “her gün spor” veya “haftada 4-5 gün spor” yapan üyeler spor ekonomisine daha fazla katkı yapmaktadırlar. Özel spor merkezlerine üye bireylerin yaptıkları “spor türü sayısı” arttıkça buna paralel olarak spor ekonomisine yaptıkları yıllık ortalama katkı artmaktadır. Özel spor merkezlerine üye bireylerin spor ekonomisine yaptıkları yıllık ortalama katkı 3057 TL kadardır. Buna karşın, özel spor merkezlerine üye bireylerin spor ekonomisine yaptıkları yıllık katkı, cinsiyete, yaş gruplarına, mesleklerine, medeni durumlarına, spor yapma zamanına göre manidar olarak değişmemektedir.Item Serbest zaman doyumu, serbest zamanda sıkılma algısı ve iş tatmini ilişkisi: akademisyenler üzerine bir araştırma(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Gürbüz, Bülent; Spor Yöneticiliği; Spor Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı, akademisyenlerin serbest zaman doyumu, serbest zamanda sıkılma algısı ve iş tatmin düzeylerindeki farklılıkları ortaya koymaktır. Aynı zamanda, serbest zaman doyumunun ve serbest zamanda sıkılma algısının katılımcıların iş tatminlerini yordama gücünü belirlemektir. Çalışmanın örneklem grubunu 129 kadın ve 118 erkek akademisyen oluşturmuştur. Katılımcılar “Serbest Zaman Doyum Ölçeği-SZDÖ” (Gökçe ve Orhan, 2011), “Serbest Zamanda Sıkılma Algısı Ölçeği-SZSAÖ” (Kara ve ark., 2014) ve “Minnesota İş Tatmini Ölçeği’ni-MİTÖ” (Baycan, 1985) cevaplamışlardır. Verilerin analizi için betimsel istatistikler, t-testi, MANOVA, ANOVA ve regresyon testleri kullanılmıştır. Bağımsız örneklemler için yapılan t-testi analizi sonuçları, kadın ve erkek katılımcıların; “SZDÖ”nün “Rahatlama”, "SZSAÖ”nün “Sıkılma”, ile “MİTÖ”nün “Dışsal Tatmin” ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğunu göstermiştir. MANOVA analizi sonuçları, bireylerin serbest zaman faaliyetlerine katılım durumu değişkeninin “SZDÖ”, “SZSAÖ” ve “MİTÖ”nin puanları üzerindeki temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir ve hangi bağımlı değişkenin çok değişkenli anlamlılığa katkı sağladığını belirlemek amacıyla yapılan analiz sonuçlarına göre ise, “SZDÖ”nün “Rahatlama”, “SZSAÖ”nün “Sıkılma” ile “Doyumsuzluk” ve “MİTÖ”nün “İçsel Tatmin” ile “Dışsal Tatmin” alt boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir. Anlamlı farklılığın tespit edildiği, “SZSAÖ”nün “Sıkılma” ile “Doyumsuzluk” alt boyutları hariç diğer tüm alt boyutlarda egzersize daha sık katılan akademisyenlerin ortalama puanları diğerlerine göre yüksektir. Yapılan regresyon analizi sonucunda, serbest zaman doyumu ve sıkılma algısının iş tatmininin anlamlı bir yordayıcısı olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, katılımcıların iş tatminleri üzerinde serbest zaman sıkılma algısının ve doyumunun etken faktörler olduğu söylenebilir.Item Sosyal sermayeden sportif sermayeye(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Özbek, Oğuz; Spor Yöneticiliği; Spor Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı sermaye kavramının sportif sermaye kavramına dönüşümünü incelemektir. Çalışmanın verileri kaynak taraması ile elde edilmiştir. Sermaye kavramı ilk olarak ekonomik bir varlık olarak tanımlanmış, daha sonra sosyal sermaye ve sportif sermaye kavramı ileri sürülmüştür. Sosyal sermaye kavramı ile ilgili yapılan tanımlamalarda “Neyi bildiğin değil, kimi tanıdığın önemlidir” düşüncesi temel alınmıştır. Sosyal sermaye teorisinde en önemli nokta iletişim ağlarıdır. Sosyal sermaye her yerde; ailelerde, arkadaşlıkta, mahallelerde, iş ortamında, kulüplerde veya sosyal hayatın dokusunda bulunabilir. Sosyal sermaye ile ilgilenenler için, spor ve spor kulüpleri çalışmaları giderek daha fazla çalışma alanı olarak ele alınmaya başlanmıştır. Spora katılmak (özellikle spor kulüplerinde) doğası gereği, bazen sosyal sermayenin oluşturulması için bir alan olarak görülür. Spor, sosyal sermayenin gelişimine ve korunmasına yardımcı olur. Spora katılımı belirleyen faktörler sosyal, psikolojik ve fizyolojik (fiziksel sağlık ve fiziksel yeterlik) olarak üçe ayrılmıştır. Bir araya geldiklerinde bu üç alan kişinin spor sermayesini oluşturur. Sportif sermaye, bireye spor yapmayı ve bu katılımı zamanla sürdürmeyi destekleyen ve motive eden fizyolojik, sosyal ve psikolojik nitelikler ve yeterlilikler stoku olarak tanımlanır. Bireyin spor sermayesi düzeyi, yaşadığı sosyo-kültürel bağlamda çerçevelendirilir ve şekillendirilir. Spor sermayesi, beşeri sermaye gibi eğitim, aile, akran grubu, öğretmenler, antrenörler, medya, tüketim ile ilgili pazarlama ve promosyon gibi unsurlar tarafından belirlenen sosyo-kültürel normlarla elde edilir.Item Türkiye ve ingiltere’de yükseköğretim düzeyinde spor eğitimi sistemlerinin karşılaştırılması(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Sunay, Hakan; Spor Yöneticiliği; Spor Bilimleri FakültesiBu çalışma, Türkiye ve İngiltere’de Yükseköğretim düzeyinde verilen spor eğitimi sistemlerinin farklı yükseköğretim seviyelerinde karşılaştırılması amacıyla yapılmıştır. Karşılaştırma yapılırken spor eğitiminin verildiği birimler, bölümler ve alanlar dikkate alınmıştır. Araştırmada tarama yöntemi ve tanımlayıcı yöntem olmak üzere iki farklı yöntem kullanılmıştır. Bu kapsamda elde edilen bulguların tablolar halinde sunulması ve yorumlanması aşamasında tarama yöntemi, ilgili literatürün incelenmesi, eğitim sistemleri arasındaki benzerlikler ve farklılıkların ortaya koyulması ve karşılaştırılmasında ise karşılaştırmalı eğitim yaklaşımlarından tanımlayıcı yöntemden yararlanılmıştır. Bu kapsamda ülkelerin yükseköğretim düzeyinde spor eğitimi verdiği birimler, bölümler ve alanlar ve tablolar halinde sunularak değerlendirilmiştir. Sonuç olarak iki ülke arasında spor eğitim sistemi olarak belirgin farklılıklar bulunmamasına rağmen İngiltere’de eğitim sürelerinin daha kısa olduğu buna karşın alınması gereken ders kredisi miktarının daha fazla olduğu saptanmıştır