Akademik Arşiv Sistemine Hoş Geldiniz
Ankara Ünivrsitesi Akademik Arşiv Sistemi:
- Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
- Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
- Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar
Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.
Akademik Arşiv Sistemi birçok farklı bölümden oluşur:
- Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
- Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
- Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
- Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.

Recent Submissions
Item type:Item, II. Vatikan Konsili'nin Hıristiyan-Yahudi ilişkilerine etkisi(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Güler, Zeynep"II. Vatikan Konsili'nin Hıristiyan-Yahudi İlişkilerine Etkisi" adlı bu çalışma, II. Vatikan Konsili 'nin öncesi dönemde çatışma halinde bulunan Hıristiyan-Yahudi ilişkilerinin, konsil sonrası uzlaşı haline dönüşümündeki etkilerin sebep ve sonuçlarını Katolik Kilisesi nezdinde ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu çalışma giriş, iki bölüm ve sonuçtan oluşmakta olup giriş bölümünde araştırmanın konusu, amacı, önemi, kapsam ve yöntemi ile Hıristiyan-Yahudi ilişkilerinin ne anlama geldiği genel bir perspektifle sunulmaktadır. "Hıristiyan-Yahudi İlişkilerinin II. Vatikan Konsili' ne Kadar Tarihsel Gelişimi" adlı birinci bölümünde, İsa ve Pavlus başta olmak üzere erken dönem, Orta Çağ ve Reform dönemleri ve sonrası Hıristiyan-Yahudi ilişkilerinde önem arz eden kimi kilise babaları ve isimler ile konsil kararlarından ve Hıristiyanların Yahudilere yönelik birtakım itham ve uygulamalarından söz edilmektedir. "II. Vatikan Konsili'nin Hıristiyan-Yahudi İlişkilerine Etkisi" isimli ikinci bölümde ise İkinci Dünya Savaşı, Holokost, İsrail'in Devlet oluşuna değinildikten sonra II. Vatikan Konsili ve sonrası Hıristiyan-Yahudi ilişkilerinin çeşitli olaylar, gruplar, önemli isimler ve bazı Papa dönemleri aracılığıyla günümüze kadar gelişi değerlendirilmektedir. Sonuç bölümünde ise erken dönemlerden modern döneme iki inanç arasındaki ilişkilerin tarihi, sosyo-politik ve teolojik yönleri analiz edilmektedir.Item type:Item, 2011-2021 yılları arasında doğan bebeklerin antropometrik ölçüm değerleri ve buna etki eden faktörler: Batman ili örneği(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Onur, Sebile MerveYenidoğan bebeklerin doğumdaki vücut boyutları (ağırlık, boy uzunluğu, baş çevresi vb.) doğum öncesi büyümenin değerlendirilmesinde önemli klinik göstergelerdendir. Bu ölçümler yalnızca bireysel sağlık değerlendirmesi amacıyla değil, aynı zamanda toplum sağlığını izlemek ve farklı popülasyonlar arasında karşılaştırmalar yapmak için de kullanılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü her ne kadar evrensel büyüme standartları önermekteyse de ideal olan her toplumun kendi genetik ve çevresel özelliklerini yansıtan yerel referans değerleri kullanmasıdır. Bu çalışmada, 1 Ocak 2011 – 31 Aralık 2021 tarihleri arasında Batman ilinde doğan yenidoğanların ağırlık, boy uzunluğu ve baş çevresi ölçümleri değerlendirilmiştir. Ölçümlere ilişkin persentil (3., 5., 10., 25., 50., 75., 90., 95. ve 97.) değerleri hesaplanarak doğum haftasına göre gelişim eğrileri oluşturulmuştur. Ayrıca sosyo-ekonomik durum, annenin yaşı, kilosu ve sigara kullanımı gibi faktörlerin ölçümler üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Çalışma bulgularına göre, erkek bebeklerin ortalama doğum ağırlığı (3280,49 ± 421,11 gr) kız bebeklerden (3190,55 ± 425,18 gr) anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0,001). Benzer şekilde boy uzunluğu ve baş çevresi ölçümleri de erkek bebeklerde daha büyük olup bu farklar istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0,001). Doğum haftası ilerledikçe tüm antropometrik ölçümlerde artış gözlemlenmiştir. Ayrıca yıllar içerisinde yenidoğan ölçümlerinde belirgin bir artışın olduğu görülmektedir. Elde edilen bulgular hem bireysel sağlık izlemi hem de bölgesel sağlık politikalarının oluşturulması açısından önemli veriler sunmaktadır. Doğum ağırlığı ve diğer temel ölçütlerin cinsiyet ve annenin bireysel özelliklerine göre değişkenlik göstermesi, bireyselleştirilmiş perinatal bakım uygulamalarının gerekliliğini ortaya koymaktadır.Item type:Item, Kur'ân bütünlüğünde İsrâ Sûresi'nin muhteva analizi(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Gündüz, ŞeymaÇalışmamız İsrâ sûresinin muhtevasını, verilmek istenen mesajlarını Kur'ân bütünlüğünde açıklama hedefiyle kaleme alınmıştır. Çalışmamız giriş, üç ana bölüm ve sonuçtan müteşekkildir. Giriş bölümünde araştırmanın konusu, önemi, amacı, yöntemi ele alındıktan sonra çalışmanın kaynaklarına yer verilmiştir. Ayrıca giriş bölümünde İsrâ sûresi üzerine yapılmış çalışmalara yer verilmiştir. Birinci bölümde Konulu tefsirin tanımına, teşekkülüne, çeşitleri ve yöntemine yer verildikten sonra önemi ve gerekliliğine yer verilmiştir. Ardından İsrâ sûresi hakkında genel bilgilere vesûredeki konulara yer verilmiştir. İkinci bölümde İsrâ sûresinin her ayetin Arapçasına ve mealine yer verildikten sonra klasik ve modern tefsir kaynakları ışığında âyetlerin tefsirine yer verilmiştir. Ayetin anlaşılmasına yardımcı olacak kelime ve kavramların tahlili yapılmış, ayetlerin varsa nüzûl sebepleri aktarılmıştır. Üçüncü bölümde ise İsrâ sûresi Konulu tefsir yöntemiyle tefsir edilmiştir. Sûredeki konular farklı başlıklar altında Kur'ân bütünlüğünde ele alınarak incelenmiştir. Ayetlerdeki konuların gayesi ve mesajı en iyi şekilde ortaya konulmaya çalışılmıştır.Item type:Item, Ankara Nallı Çayı havzasında taşkın koruma ve üst havza önlemlerinin değerlendirilmesi(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Yılmaz, RecepGeçmişte yaşanan ani ve şiddetli yağışlar, su kaynaklarının taşkınlara yol açmasına neden olmuş ve bu durum çeşitli dönemlerde kayda geçmiştir. Bu taşkınların yerleşim alanlarında önemli ölçüde kentsel sorunlara yol açtığı bilinmektedir. Taşkınlar, yalnızca altyapı üzerinde fiziksel tahribat yaratmakla kalmamakta; aynı zamanda can ve mal güvenliği açısından da ciddi tehditler oluşturmaktadır. Akarsu yataklarının taşması sonucu oluşan taşkınlar, sosyal, ekonomik, çevresel ve kentsel boyutta çok yönlü olumsuzluklara yol açmaktadır. Özellikle yerleşim alanları ve tarımsal araziler üzerinde meydana gelen taşkınlar, geri dönüşü güç ve yüksek maliyetli zararlara neden olabilmektedir. Bu tür afetlerin etkilerini en aza indirmek amacıyla, akarsu yataklarının yerleşim yerleri ve tarım alanlarından geçen kesimlerinde etkili taşkın kontrol yapılarının inşa edilmesi gerekmektedir. Bu yapıların etkili bir şekilde projelendirilmesi ise, uzun yıllara dayanan taşkın tekrarlama debilerinin güvenilir yöntemlerle hesaplanmasına bağlıdır. Bu çalışmada Ankara ili Nallıhan ilçesi Nallı Çayı havzasındaki olası taşkınların debilerinin saptanması için Mockus sentetik yöntemi ile birlikte noktasal taşkın frekans analizi gerçekleştirilmiş ve bu taşkınların verdiği zararı en aza indirmek için alınması gereken önlemler belirlenmiştir.Item type:Item, İlave çalışan etkisi: Türkiye incelemesi(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2022) Alcan, Denizİlave çalışan etkisi; olağan durumda işgücüne dahil olmayan bireylerin olumsuz ekonomik koşullar nedeniyle ani bir şekilde işgücüne giriş yapması olarak tanımlanmaktadır. Hane gelirinde meydana gelen öngörülemeyen düşüşler; işgücü dışında konumlanan bireyleri, gelir kayıplarını telafi etmek üzere, işgücü piyasasına yöneltmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse; ilave işgücü etkisini açığa çıkaran temel mekanizma, olumsuz ekonomik koşullara maruz kalan hane fertlerinin hane refahını muhafaza etmek üzere işgücü arzını artırmasıdır. İlave çalışan etkisi özellikle işsizlik sorununun sıklaştığı kriz dönemlerinde daha belirgin bir şekilde gözlemlenmektedir. Bu hassas dönemlerde işgücüne katılım oranlarının ilave çalışan girişleriyle beraber olağan gelişim patikalarından sapması, işsizlik ve istihdam oranları gibi diğer temel işgücü göstergelerinden anlamlı sonuçlar çıkarılmasını zorlaştırabilmektedir. Türkiye'de birey düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı ve belirgin boyutta bir ilave çalışan etkisinin varlığını tespit etmekle beraber, bu etkinin işgücüne konu olan nüfusun mukayeseli olarak oldukça sınırlı bir kesimi üzerinde vuku bulması nedeniyle, temel işgücü göstergeleri üzerinde kayda değer düzeyde bir ek baskı yaratmadığını ortaya koymaktadır.
