Ankara Üniversitesi Akademik Arşiv Sistemi:
- Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
- Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
- Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar
Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.
Akademik Arşiv Sistemi farklı bölümlerden oluşur:
- Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
- Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
- Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
- Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.

Recent Submissions
Uluslararası yetişkin eğitimi konferanslarında mesleki eğitim
(Ankara Üniversitesi, 2024) Koç, Ozan
Bu araştırmanın amacı Uluslararası Yetişkin Eğitimi Konferansları'nda (CONFINTEA) mesleki eğitimi incelemektir. Araştırma boyunca mesleki eğitimin konferanslarda nasıl ele alındığı, yetişkinler için mesleki eğitimin nasıl olması gerektiği, 1949'dan 2022'ye kadar konferanslar boyunca meslek eğitim anlayışının nasıl değiştiği ve geliştiği ve bu konferanslardaki mesleki eğitim anlayışının Türkiye'deki mesleki eğitim politikalarına benzerlik gösterip göstermediği araştırılmıştır. Araştırma, söz konusu amaçlar doğrultusunda hazırlanmış nitel bir araştırmadır. Verilerin toplanmasında doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır ve sonrasında verilerin çözümlenmesi için betimsel analiz yapılmıştır. Araştırma neticesinde geçmişten bu yana yetişkinlerin mesleki eğitiminin toplumsal ve bireysel ilgi ve ihtiyaçlara hitap etmesi, gelişen teknolojiye uyum sağlaması, hayat boyu öğrenme esaslı ve gerekli görüldüğü hallerde esnek bir yapıda olması, mesleki ahlak gibi mesleki gerekliliklere uygun olması, işbirliğine önem vermesi, bütüncül bir açıdan öğrenenleri geliştirici olması gerektiği sonucuna varılmıştır. İkinci olarak bu araştırmayla birlikte yetişkinlerin mesleki eğitiminin 1949'da temel bir mesleki eğitim ihtiyacından hareketle 1997'ye kadar alan yazın yönünden gelişerek zenginleştitiği sonrasında ise 2009'da benimsenmiş yaklaşımla beraber yetişkinlerin mesleki eğitimine ilkesel bir yönden bakılmaya başlandığı ve bu alanda güncel meselelere daha fazla önem verildiği anlaşılmaktadır. Üçüncü olarak ise Türkiye'nin 1960'larda planlı döneme geçmesi öncesinde Uluslararası Yetişkin Eğitimi Konferansları'nın yetişkin mesleki ve teknik eğitimi anlayışı ile Türkiye'deki mesleki eğitim politikaları arasında kayda değer bir benzerlik görülmemektedir ancak 1960'tan sonra konferansların yetişkin mesleki ve teknik eğitim anlayışı ve Türkiye'nin mesleki eğitim politikaları arasında sayısız yönden benzerlikler olduğu görülmektedir.
36-72 aylık çocuğu olan ebeveynlere yönelik medya aracılığı atölyesinin ebeveyn medya aracılığına etkisi
(Ankara Üniversitesi, 2024) Merdin, Esra
Bu araştırma, 36-72 ay arasındaki çocukların ebeveynlerinin medya aracılığı uygulamalarını geliştirmek amacıyla bir medya aracılığı atölyesinin oluşturulmasını ve bu atölyenin ebeveynlerin medya aracılığı uygulamalarına olan etkisini incelemektedir. Araştırma, karma yöntem stratejilerinden yakınsak paralel desen kullanılarak yürütülmüştür. Nitel veri toplama aşamasında ebeveynlerle görüşmeler yapılmış, araştırmacı günlüğü tutulmuş ve odak grup görüşmelesi gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmeler betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Nicel veri toplama aşaması ise zayıf deneysel desen kullanılarak, deney ve kontrol gruplu model şeklinde tasarlanmıştır. Ebeveynlerin medya aracılığı uygulamalarını değerlendirmek amacıyla deney ve kontrol gruplarına Erken Çocukluk Ebeveyn Medya Aracılık Ölçeği (EÇEMAÖ) kullanılarak ön test ve son test uygulanmıştır. Nicel sonuçlar, atölyenin deney grubundaki ebeveynlerin medya aracılığı toplam puanlarını istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde artırdığını göstermektedir. Kontrol grubundaki ebeveynlerde ise medya aracılığı toplam puanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir değişiklik görülmemiştir. EÇEMAÖ alt boyutları incelendiğinde, deney grubu için aktif-destekleyici, kısıtlayıcı-destekleyici, aktif-sınırlayıcı, kısıtlayıcı-sınırlayıcı ve aktif- yorumlayıcı alt boyutunda son test puanları, ön test puanlarına göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur. Kısıtlayıcı-engelleyici alt boyutunda ise ön test sonuçları, son test sonuçlarına göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak, nitel ve nicel veriler birbirini desteklemekte ve atölyenin ebeveynlerin medya aracılığı uygulamalarını olumlu yönde geliştirdiği görülmüştür.
Okul öncesi dönemdeki özel gereksinimli çocuklarla uygulanan sanat etkinliklerinin çocukların bütünsel gelişimine yansımaları
(Ankara Üniversitesi, 2024) Ergin, Emel
Sanat eğitimi, çocuk gelişimiyle çok yakından bağlantılı olan ve çocukları bütünsel olarak destekleyen değerli bir alandır. Sanat eğitiminin çocuklara katkıları özellikle özel gereksinimli (ÖG) çocuklar söz konusu olduğunda daha da önem kazanır. Sanat eğitimi, ÖG çocukların gerçek potansiyellerinin, yaratıcılıklarının ortaya çıkmasına, dolayısıyla seslerinin duyulmasına yardım eder. Bu araştırmada, okul öncesi dönemdeki farklı tanılara sahip ÖG çocukların çeşitli sanatsal ifade biçimlerini tanımalarını, sanat yoluyla kendilerini ifade etmelerini sağlamak ve yaratıcılıklarını ortaya çıkarmak için sanat etkinlikleri hazırlanmış, 60-72 ay arası altı ÖG çocukla 14 hafta boyunca uygulanmıştır. Bu süreç boyunca ÖG çocukların sanatsal ve bütünsel gelişim süreçleri nitel araştırma yöntemi-durum çalışması deseniyle izlenmiştir. Sanat etkinlikleri uygulanırken ÖG çocuklar küçük grup olarak aynı sanat etkinliklerine katılmış ve gelişimleri bir değerlendirme çerçevesine göre (Gelişim Gözlem Formu) değerlendirilmiştir. Ayrıca, ÖG çocukların ebeveynlerinin, okul öncesi ve özel eğitim öğretmenlerinin süreçle ilgili gözlem ve deneyimleri yarı-yapılandırılmış görüşmeler yoluyla hem araştırma öncesinde hem de araştırma sonunda elde edilmiştir. Araştırma öncesinde, ÖG çocukların sanatsal gelişim açısından evlerinde, sınıflarında ve özel eğitim hizmeti almak için devam ettikleri kurumlarda yetersiz desteklendikleri ve çocukların bu araştırma kapsamında yer verilen sanat teknikleriyle/formlarıyla neredeyse hiç deneyimlerinin olmadığı görülmüştür. Sanat etkinliklerinin uygulanmasıyla birlikte yapılan gözlemler ve çocukların kendilerinden alınan veriye (Kendini İzleme Formu-KİF) göre ise çocukların etkinliklere severek/çok severek katıldıkları, etkinlikler sırasında kendilerini mutlu/çok mutlu hissettikleri ve etkinlikleri yeniden tekrarlamak istedikleri gözlemlenmiştir. Ayrıca, sanat yoluyla kendilerini ifade edebildikleri ve sanat materyallerini tanıdıkları görülmüştür. Sonuç olarak, ÖG her çocuğun sanatsal gelişimde ilerleme kaydettiği, çalışmadan önceki yetenekleriyle karşılaştırıldığında çeşitli sanatsal tekniklere ilişkin karmaşık bilgileri kavrama ve uygulamada kayda değer ilerlemeler gösterdikleri görülmüştür. Çeşitli sanat etkinlikleri boyunca, ÖG çocukların tipik olarak gelişen akranları gibi kendi bireysel hızlarında sanatsal becerilerinde ilerledikleri açıkça izlenmiştir. Ancak, ÖG çocukların sanatsal gelişimlerinin birbirlerinden farklı olduğu, ince motor becerileri, dikkat süresi ve ilgilerindeki sınırlılıkların çocukların hem sanatsal hem de bütünsel gelişim açısından daha yavaş yol almasına neden olduğu görülmüştür. Dolayısıyla, her çocuğun sanatsal yolculuğuna kendi benzersiz hızında başladığı ve sürdüğü açıkça ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak sanat etkinlikleri, ÖG çocukların sanatsal yeteneklerini geliştirmede önemli bir rol oynamış, aynı zamanda ince motor, bilişsel, sosyal-duygusal, dil, yaratıcılık ve estetik gelişimlerini de desteklemiştir. Araştırmada çocukların sanatsal gelişimiyle ilgili veri elde edilen bir grup ebeveynleridir. Araştırma öncesinde yapılan görüşmelerde, ebeveynlerin sanata karşı olumlu tutum besledikleri, aralarından bazılarının sanatı sadece 'resim yapmak' olarak düşündükleri, ancak tümünün sanata dair derin bir anlayışa sahip olmadıkları görülmüştür. Ayrıca, ÖG çocuklarına okul dışında sanata dair çok sınırlı deneyimler sağladıkları, çocuklarını çoğunlukla 'resim yapmaya' teşvik ettikleri belirlenmiştir. Araştırma sonundaysa tüm ebeveynlerce, uygulanan sanat etkinlikleriyle ÖG çocukların sanatsal gelişimine katkı sağlandığı, çocukların sanatı sevdikleri, ilgi duydukları, sanat beğenisi geliştirdikleri ve sanatın farklı formlarını/tekniklerini tanıyarak kendilerini yaratıcı yollarla ifade edebildikleri dile getirilmiştir. Ayrıca, ÖG çocuklarının yalnızca sanatsal gelişim sağlamadığı, bununla birlikte bilişsel, sosyal-duygusal, dil ve yaratıcılık gelişiminde de ilerleme kaydettikleri ebeveynlerce dile getirilmiştir. Dahası, ebeveynler programın faydalarının kendilerine de uzandığını fark ettiklerini bildirmiş, bununla bağlantılı olarak da çocuklarını ilerleyen dönemlerde 'resim yapmanın çok ötesinde' sanata ilişkin çeşitli çalışmalara dâhil edeceklerini söyleyerek başka ÖG çocukların da benzer fırsatlar elde etmelerini savunmuşlardır. Araştırma öncesinde, ebeveynler gibi ÖG çocukların okul öncesi öğretmenlerinin de sanata yönelik olumlu tutum içinde oldukları, sınıflarında sanat eğitimi yaptıkları, ÖG çocukların bu eğitime katılabilmeleri için çocukların gereksinimlerine uygun çeşitli uyarlamalara başvurdukları belirlenmiştir. Ancak yapılan sanat etkinliklerinde temel olarak boyamaya, kâğıt işlerine, yoğurma maddeleriyle (oyun hamuru) çalışmalara ve atık materyallerle çalışmalara odaklandıkları görülmüştür. Araştırma sonundaysa, sanat etkinliklerinin ÖG çocukların sanatsal becerilerini geliştirmede önemli ölçüde yardımcı olduğunu ve çocukların bilişsel, ince motor beceriler, sosyal-duygusal, dil ve yaratıcılık gelişimlerine de katkıda bulunduğunu bildirmişlerdir. Araştırmadaki ÖG çocuklarla çalışan özel eğitim öğretmenlerinin ise araştırma öncesinde sanatı, yaratıcılık ve hayal gücü kullanımıyla ilişkilendirdikleri ve bilişsel beceriler için bir kolaylaştırıcı ajan olduğunu düşündükleri belirlenmiştir. Ayrıca, sanatın ÖG çocukları tanıma sürecinde etkili bir rol üstlendiği ve çocukların kendini ifade etmesinin bir başka yolu olduğu dile getirilmiştir. Bunun yanı sıra, sanatın ÖG çocuklara keyif verici özelliği olduğu, sanat etkinliği uygularken ÖG çocukların düzeylerine uygunluğunu dikkate aldıkları ve gerektiğinde yardım türlerine başvurdukları bildirilmiştir. Buna karşın, özel eğitim öğretmenlerinin %40'ının sanat eğitimini önemli bulsa da ÖG çocukların Bireysel Eğitim Planlarında sanat etkinliklerine yer vermedikleri ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, birlikte çalıştıkları ÖG çocukların ebeveynlerinin sanat eğitiminden çok akademik becerilere öncelik verdiğini gözlemledikleri için değişim arzusunu dile getirmişlerdir. Araştırma sonundaysa, sanat etkinliklerinin ÖG çocukların sanatsal gelişimi üzerinde olumlu katkısı olduğu ve bilişsel, sosyal-duygusal ve dil gelişimlerinde gözle görülür iyileştirmeler sağladığı bildirilmiştir. Sonuç olarak araştırmadaki tüm veri, sanat eğitiminin ÖG çocuklar için kapsamlı bir destek sistemi olarak hizmet ettiğini vurgulamıştır.
Öğretmen adaylarına yönelik sürdürülebilir kalkınma için eğitim programı geliştirme
(Ankara Üniversitesi, 2024) İnam, Bilge Özgür
Bu çalışmada öğretmen adaylarına yönelik olarak sürdürülebilir kalkınma için eğitim (SKE) öğretim programının geliştirilmesi ve öğretmen adaylarına uygulanarak etkisinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. SKE programı aracılığıyla katılımcıların, doğaya ve toplumsal sorunlara duyarlı, adil ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeye yönelik bilgi ve beceriler kazanması amaçlanmaktadır. Keşfedici sıralı karma yöntemin kullanıldığı araştırmanın nitel boyutunda görüşme formu, doküman analizi ve soru formu uygulanmıştır. Araştırmanın nitel boyutunda program geliştirme sürecinin ilk adımı olan ihtiyaç belirleme aşaması gerçekleştirilmiştir. Sürdürülebilir Kalkınma ve öğretmen eğitimi alanında çalışan akademisyenlerle görüşme yapılmış, öğretmen adaylarına soru formu uygulanmış ve sürdürülebilir kalkınma için eğitim kapsamında belirlenen dokümanların analizi yapılmıştır. Bu kapsamda toplanan verilerle ihtiyaç analizi aşaması tamamlanmıştır. Öğretmen adaylarının ihtiyaç duyduğu SKE programının, sürdürülebilirlik ilkelerinin günlük yaşama entegre edilmesine odaklanması gerektiği, eğitim ortamlarının sürdürülebilirlik ilkelerine göre dönüştürülmesi ve bu ilkelerin tüm eğitim seviyelerinde teşvik edilmesi önerilmektedir. Ayrıca, öğretmenlerin bu dönüşümde etkili rol modeller olmalarının önemi vurgulanmaktadır. Program Sürdürülebilirlik, Nitelikli Eğitime Erişim ve Eğitimde Fırsat Eşitliği, Yaşam Boyu Öğrenme ve Mesleki Eğitim, Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitimde Öğretmen ve Politika Geliştirme olmak üzere beş modülden oluşmaktadır. İhtiyaç analizi sonucunda elde edilen verilere dayanarak programın öğrenme çıktıları belirlenmiştir. Daha sonra program içerik, eğitim durumları ve ölçme değerlendirme boyutlarıyla hazırlanmıştır. Program tüm boyutları ile hazırlandıktan sonra uzman görüşü alınarak gerekli düzenlemeler yapılmış ve yüz yüze uygulama gerçekleştirilmiştir. 30 saatlik SKE programının uygulandığı çalışma grubu 2023-2024 eğitim-öğretim yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nde öğrenim gören öğrencilerden gönüllü yedi öğretmen adayıdır. Araştırmanın nicel boyutunda tek grup öntest-sontest modeli kullanılmıştır. Öntest-sontest uygulaması ile toplanan veriler, parametrik olmayan bağımlı gruplar (Wilcoxon İşaretli Sıralar) testi kullanılarak analiz edilmiştir. Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi sonucunda, katılımcıların ön test ve son test puanları incelenmiştir. Toplam maksimum puanın 100 olduğu testte ön test ortalaması (X=46) ve son test ortalaması (X=81) olarak tespit edilmiştir. Öntest-sontest puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark olduğu (p=.018) ve katılımcılara uygulanan SKE programının katılıcıların test puanları üzerinde olumlu etkisi olduğu ifade edilebilir. Ön test ve son test arasında anlamlı bir fark olduğunu belirledikten sonra etki büyüklüğü hesaplanmıştır. Wilcoxon İşaretli Sıralar Testinin sonuçları, katılımcıların SKE programına katıldıktan sonra yüksek bir etki büyüklüğü ile (r=.64) istatiksel olarak anlamlı değişiklikler olduğunu ortaya koymuştur. Test puanları tespit edilirken dereceli puanlama anahtarı hazırlanmıştır ve test iki farklı puanlayıcı tarafından puanlanmıştır. Puanlayıcı güvenirliğini tespit etmek için Cohen's Kappa analizi yapılmıştır. Bu puanlama arasında elde edilen Kappa değeri öntest için .72, sontest için ise 0.87 olarak tespit edilmiştir. Bu değerler puanlayıcılar arasında yüksek düzeyde uyum olduğunu ifade etmektedir. Araştırma sonuçları, öğretmen adaylarına yönelik SKE programının sürdürülebilirlik kavramının içselleştirilmesine katkıda bulunduğunu göstermektedir. Eğitim fakültelerinde sürdürülebilir kalkınma için eğitim derslerinin uygulanması ve bu derslerin yalnızca teorik değil uygulama da içermesi önemlidir. Ayrıca, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için öğretmenlerin gereken bilgi ve becerileri edinmeleri amacıyla MEB tarafından gerekli eğitimlerin verilmesi ve üniversitelerde SKE'ye yönelik lisansüstü programların açılması gerekmektedir.
Eğitim sosyolojisinin tarihsel gelişimi ve öğretmen yetiştirmedeki eğitsel işlevleri
(Ankara Üniversitesi, 2024) Özdemir, Zekiye Zeren
Çalışmada, eğitim sosyolojisinin disiplinlerarası bir alan olarak ortaya çıkışından günümüze, araştırma konularında, bunların incelenmesinde ve açıklanmasında işe koşulan çözümleme yaklaşımlarında, eğitim bilimlerinde ve öğretmen yetiştirmede sahip olduğu eğitsel işlevle ilgili düşüncelerde bir değişme olup olmadığını saptamak amaçlanmıştır. Bu bağlamda, eğitim sosyolojisinin tarihsel gelişimine dair içeriğe sahip 15 adet İngilizce eğitim sosyolojisi ders kitabı ve eğitim sosyolojisinin öğretmen yetiştirmedeki eğitsel işlevlerine ilişkin 4 ayrı dergide yayımlanmış 13 makale belirlenmiştir. Araştırmanın çalışma belgesi olarak belirlenen kitap ve makaleler, içerik analizi yöntemiyle detaylı bir şekilde incelenmiş ve elde edilen veriler alana dair literatür çerçevesinde yorumlanmıştır. Böylece, söz konusu kitaplarda eğitim sosyolojisinin problem edindiği konular, eğitim sosyolojisine ilişkin kavramlar ve eğitim sosyolojisi yaklaşımları saptanmış, dönemler arası benzerlik ve farklılıklar ortaya konmuştur. Çalışma kapsamında belirlenen yaklaşık yüz yıllık dönem boyunca eğitim sosyolojisi, toplumsal yapının ve eşitsizliklerin incelenmesinde farklı teorik yaklaşımlar benimseyerek, eğitimin ve toplum ilişkisini analiz etmeye yönelmiştir. Eğitim sosyolojisinin öğretmen yetiştirmedeki eğitsel işlevleri üzerine incelenen makalelerde, söz konusu işleve bakışın toplumsal ve politik bağlamlara paralel olarak değişmiş olduğu belirlenmiştir. Eğitim sosyolojisi dersinin, öğretmen adaylarının eleştirel düşünme becerilerini, toplumsal farkındalıklarını ve sosyal adalet konusundaki duyarlılıklarını geliştirmeye odaklanması önerilmektedir. Anahtar Sözcükler: Eğitim, Sosyoloji, Eğitim Sosyolojisi, Öğretmen Yetiştirme