Ankara Üniversitesi Akademik Arşiv Sistemi:
- Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
- Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
- Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar
Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.
Akademik Arşiv Sistemi farklı bölümlerden oluşur:
- Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
- Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
- Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
- Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.

Recent Submissions
Arap ülkelerindeki akademisyenlerin akademik sosyal ağlardaki varlığı: Kütüphanecilik ve bilgi bilimi bölümleri örneği
(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Balela, Sabah Mohammed
Çalışmada, Kütüphanecilik ve Bilgi Bilimi alanında öğretim üyelerinin akademik sosyal ağları (ASA) kullanımını incelemektedir. Çalışma, on Arap ülkesindeki (BAE, Fas, Katar, Lübnan, Mısır, Sudan, Suudi Arabistan, Tunus, Umman, Ürdün) öğretim üyelerinin bu platformlardaki varlıklarını, kullanımı ve bilimsel iletişim, bilgi paylaşımı ve iş birliği üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Ancak, bu on ülke incelendiğinde Kütüphanecilik ve Bilgi Bilimi bölümlerinin bulunmadığı tespit edilmiştir ve bu durum, yalnızca beş Arap ülkesiyle sınırlı kalmıştır (Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Sudan, Suudi Arabistan ve Umman). Akademik Sosyal Ağlar (ASA), akademik iş birliğinin geliştirilmesi ve bilimsel etkinin artırılması açısından önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, saha incelemesi ResearchGate (RG), Academia.edu ve Google Scholar Citation platformları üzerinden gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonuçları, ResearchGate akademik iş birliği için en çok kullanılan platform olarak Suudi Arabistan'da öne çıkmaktadır. Ayrıca, Suudi Arabistan ve Mısır özellikle Academia.edu kullanımında dikkat çekici bir şekilde aktif oldukları tespit edilmiştir. Çalışma, ülkeler arasındaki akademik platform kullanımı ve performans farklılıklarını net bir şekilde tespit edilmiştir. Çalışma, bu platformların daha etkili bir şekilde kullanılabilmesi için öğretim üyelerine yönelik eğitimlerin düzenlenmesini ve akademik iş birliğini geliştirmek amacıyla stratejiler oluşturulmasını önermektedir. Akademik sosyal ağların etkin kullanımı, Arap dünyasında akademik eşitsizlikleri azaltmaya ve araştırma çıktılarının artmasına önemli katkılarda bulunmaktadır.
Fethu'l-Bârî bağlamında İbn Hacer el-Askalâni'nin (ö. h. 852) Peygamber tasavvuru
(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Çağdaş, Yasin
Çalışmada, İbn Hacer el-Askalâni'nin (ö.852/1448) Hz. Peygamber tasavvuru izah edilmiştir. Üzerinde durduğumuz esas husus, tüm zamanlardaki bütün hadisçiler veya hadisle meşgul olanlar değil de Hadis Edebiyatının en meşhur eseri olan el-Buhârî'nin (ö.256/869) es-Sahîh'i üzerine İbn Hacer tarafından yazılan ve ilim dünyasında büyük bir rağbet gören Fethu'l-Bârî adlı şerhinden yola çıkarak nasıl bir tasavvur oluşturduğunu ortaya koymak olmuştur. Aynı şekilde başlıkta yer alan 'Peygamber' den kasıt, tarih boyunca gelmiş geçmiş bütün peygamberler değil de Hz. Muhammed (sav) ve ona atfedilen imajdır. Hz. Peygamber'e itaat, ittiba, onun davranışına, tutumuna, teşri özelliğine beşeri yönüne, mûcizelerine, rüyalarına vs. dair değerlendirmelerinden yola çıkarak kendisinin zihin dünyasında oluşturduğu peygamber tasavvuru incelenmiştir. Araştırmada İbn Hacer'in de dâhil olduğu geleneksel peygamber tasavvurunun doğru veya isabetli veyahut tam tersi yanlış veya sorunlu olduğunu ortaya koymak gibi değerlendirmelere olabildiğince girilmemiştir. Amacımız, İslam geleneği içerisinde aşina olduğumuz geleneksel peygamber tasavvurunun -İbn Hacer özelinde- nasıl oluştuğu, delillerinin neler olduğu ve böyle bir tasavvurun oluşumuna etki eden sebeplerin neler olduğunu anlamaya çalışmaktır. Bu kapsamda "geleneksel peygamber anlayışı"nın temsilcilerinden biri olarak değerlendirdiğimiz İbn Hacer'in peygamber tasavvuruyla ilgili, İslam kültür tarihi boyunca popüler kültürde ve geleneksel İslam inanç ve düşüncesi ile bir karşılaştırma imkânı sunacak şekilde konular alt başlıklara ayrılarak incelenmiştir.
Impact of gamification on employee productivity in IoT-enabled manufacturing systems
(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2024) Güntay, Muhammed Ali
Bu çalışma, Nesnelerin İnterneti (IoT) tarafından desteklenen üretim sistemlerinde oyunlaştırmanın çalışanların verimliliği üzerindeki etkisini araştırmaktadır. Oyunlaştırma, kullanıcıların ilgisini çekmek ve istenen davranışları teşvik etmek için oyun benzeri öğelerin oyun dışı bağlamlara dahil edilmesini içerir. Öte yandan IoT, gerçek zamanlı verilerin toplanmasını ve paylaşılmasını sağlayan, sensörler ve yazılımlarla gömülü fiziksel cihazların birbirine bağlı ağını ifade eder. Bu iki kavramın bir araya getirilmesi, üretim ortamlarında verimliliğin artırılmasına yönelik fırsatlar sunmaktadır. Bu çalışma, oyunlaştırmanın çalışan verimliliği üzerindeki etkisini inceleyerek, çalışan motivasyonu artırmadaki rolüne odaklanmaktadır. Çalışmada oyunlaştırmanın çalışan memnuniyetinin ve verimliliğin artması gibi faydalarının yanı sıra, oyunlaştırmanın uygulanmasıyla ilgili potansiyel zorluklar ve etik hususlar tartışılmaktadır. Bunlara ek olarak, IoT'nin üretim sistemlerinde oyunlaştırmayı kolaylaştırmadaki rolü, gerçek zamanlı izleme ve geri bildirime odaklanılarak araştırılmaktadır. Bu çalışma kapsamında, sahada operasyonel olarak kullanılan bir IoT cihazı ile çalışma kapsamındaki tasarımı gerçekleştirilecek oyunlaştırmanın entegresi gerçekleştirilmiş ve IoT üzerinden elde edilen veri analiz edilmiştir. Bu çalışma oyunlaştırmanın üretim sistemlerindeki üretkenlik etkisini inceleyerek; oyunlaştırma ve IoT teknolojileri aracılığıyla çalışan performansını ve operasyonel verimliliğini artırmayı amaçlayan kuruluşlar için değerli bilgiler ve pratik öneriler sunmayı amaçlamaktadır.
İklim değişiminin yağış şiddeti ve enerji akışı üzerine etkisi ile toprak erozyonu açısından türkiye ölçeğinde değerlendirilmesi
(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) İnce, Kenan
Küresel ısınma ve baraberinde yaşanan iklim değişikliğinin küresel su döngüsü ve yerel yağış eğilimlerini de etkilemesi, olağan dışı iklim olaylarının daha da yoğunlaşması ve daha fazla sel ve kuraklığa yol açması muhtemeldir. Buna bağlı olarak su kaynaklı toprak erozyonunun ana itici gücü olan yağış şiddetinin artması beraberinde toprak kaybını da artıracaktır. Artan toprak kaybı ise küresel ölçekte ikinci büyük karbon deposu olan arazilerin, iklim değişikliği ile mücadeledeki rolünü zayıflatacaktır. İklim değişikliği nedeniyle bölgeler arasında oluşacak yağış miktarı ve yoğunluğundaki olası artış da su erozyonunun daha şiddetli ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesine neden olacaktır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak yağış şiddeti ve enerji akışı üzerindeki etkilerinin erozyon açısından Türkiye ölçeğinde değerlendirilmesidir. Araştırmanın özgün yönü, yağış erozivitesinin değişkenliğini ve iklim değişikliğinin enerji üzerindeki etkilerini incelemektir. Aylık ve yıllık yağış verileri analiz edilerek, yağışın aşındırma gücünde ileriye dönük zamansal ve mekânsal değişiklikler öngörülmeye çalışılmıştır. Elde edilen bulguların, arazi yönetimi uygulamalarına, toprak koruma stratejilerine ve iklim değişikliği ile mücadele politikalarına önemli katkılar sağlaması beklenmektedir. Bu bağlamda, panel veri analizi ile yapılan değerlendirmeler sonucunda, Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgeleri ile Karadeniz Bölgesinde yağışın aşındırma gücünde yakın gelecekte (2025-2049) ortalama %36 oranında artış öngörülürken, orta gelecekte (2050-2074) bu oran %10 ve uzak gelecekte (2075-2099) ise %11 olarak belirlenmiştir. Rastgele orman algoritması ile yapılan değerlendirmelere göre ise Akdeniz, Ege ve Karadeniz Bölgelerinde ortalama olarak yağışın aşındırma gücünde yakın gelecekte (2025-2049) %60 oranında artış öngörülürken, orta gelecekte (2050-2074) bu oran %76 ve uzak gelecekte (2075-2099) ise %80 olarak belirlenmiştir. İklim değişkenleri değiştikçe yağışa bağlı erozyonun değişmesi beraberinde toprak koruma politikalarının da güncellenmesini gerektirmektedir. Bu bakımdan ileri aşamada karar süreçleri açısından, iklimsel farklıları kapsayacak şekilde mikro-klimatik etkileri gözeten yerel modelleme çalışmalarıyla Türkiye'nin farklı bölgelerine özgü öngörülerin yapılması önerilmektedir.
Kitâbü'l-İdrâk li Lisâni'l-Etrâk örnekleminde adlara sözcükbilimsel bir çözümleme
(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2024) Kara, Ayşe Beril
Bu çalışmada Kitâbü'l-İdrâk li Lisâni'l-Etrâk örnekleminde tarihî sözlükte yer alan maddelerin sözcükbilimsel ve sözcük anlambilimsel bir yöntem geliştirilerek analiz edilmesi hedeflenmiştir. Kullanımsal/pragmatist kuram, Özellik Anlambilimi ve Öntür Anlambilimi arasında belirlenen uzlaşmacı yönteme entegre edilmiştir. Bağlam önceleyen kuram çerçevesinde belirlenen yöntemin Kİ üzerinden, ad ve ad soylu sözcüklere nasıl uygulanması gerektiği araştırma tezinin Yöntem başlığında açıklanmıştır. Geliştirilen yöntemin gerekçelendirilmesi ise Kuramsal Çerçeve başlığında detaylandırılmıştır. Örneklem'de yer alan oġlan, etük ve aġaç maddelerinin seçilmesinin nedeni bu sözcükbirimlerin, dilin, adına 'ortak çekirdek (common core)' çekirdek denilen kesitinde yer almasıdır. Bu kesitteki sözcükbirimler dil kullanırının en iyi bildiği sözcükbirimlerdir. Dil konuşuru tarafından bilinmeyen ancak dil-dışı dünyada var olan yeni kavramın anlatılmasında ortak çekirdekteki sözcükbirimler, yani konuşur adına en iyi bilinen sözcükbirimler zihinsel işlemleme sürecine girmeye daha yatkındır. Böylelikle zihnin türetim bandından en çok geçen, zihnin en çok işlemlediği, bir sözcükbirimle yeni anlamlar türetilmesine olanak sağlayan anlambilimsel türetim süreçleri ve bunun sonucu olan çokanlamlılığın Eski Türk dili sahası adına takibinin elverişli bir şekilde yapılabilmesi hedeflenmiştir. Bir anlamın; sözcükbirimin sözlüksel girdide eşlendiği karşılık, dil-dışı düynada eşlendiği kavramsal bilgi ve bağlamda ortaya çıkan kullanımlarının toplamından daha fazlası olması ilkelerinden hareketle bu üç başlıktaki verilere erişilmeye çalışılmıştır. Veriler sağlandıktan sonra sözcükbirimlerin anlambilimsel analizi için Özellik Anlambilimi ve Öntür Anlambilimi arasında uzlaşmacı bir yaklaşım benimsenmelidir. Eski Türk dili derlemindeki metinler, bugünkü konuşma dilinin sunduğu düzenlilik gibi birtakım imkânları sunamaz. Yani bir yaklaşımla sınırlandırılabilecek ve daha net sonuçlar alınmasını sağlayacak konuşura dair dilsel algoritma bu derlem alanı için aynı düzenlilikte takip edilemeyecektir. Bu da anlamın dile-içkin yöntemlerle istenilse bile tam anlamıyla ortaya konulamamasına neden olacaktır. Bu noktada bağlamdan elde edilen sonuçlarla bilrlikte sözcükbirimin dil-dışı dünyada eşlendiği kavramsal bilgi artzamanlı Eski Türk dili çalışma alanı için eşzamanlı bir çalışmaya göre farklı bir öneme sahiptir. Bugünün sözlük anlayışı için iyi tanımlanmış bir sözlükte kavramsal bilgilere ihtiyaç yoktur. Çünkü dil kullanırının temel düzeyde bu bilgileri haiz olduğu düşünülür. Ancak artzamanlı bir çalışmada kavramsal bilgiyi haiz olmayan veya her koşulda dil konuşuruna göre hep daha azını haiz olan alan araştırmacısı düşünülmeli ve muhatabın artık konuşur değil araştırmacı olduğu düzlemde kavramsal bilgi de en az bağlamsal veriler kadar önem arz etmelidir. Örneklemde kavramsal bilgi ile bağlamsal verilerin eşlendiği takdirde sözcükbirimin sözlüksel birimlerinin daha belirgin hâle geldiği tespit edilmiştir Verilerin sentezi konusu, çalışmanın artzamanlı dönemdeki çokanlamlılık olgusuyla ilgilidir. Bu olgunun çalışma alanı için daha özel bir anlamı vardır. Sınırlandırılmış dönemde belirli bir alana yayılmış dil konuşurlarının aynı anda bütün anlamlara sahip olduğunu düşünmenin tutarlı olmaması dönem adına yeni bir 'çokanlamlılık' fikrini kabul etmeyi gerekli kılmaktadır. Bağlamlardan elde edilen bulguların kavramsal alanda eşleştirilmesi ve bu konudaki birtakım bulguların azımsanmayacak bir düzenlilik arz etmesi bunun alan için yeniden tanımlanabilecek bir çokanlamlılık olduğu sonucuna ulaştırmıştır. Yani araştırılan sözcükbirimin düzenlilik arz eden ortak kullanımları varsa tespit edilen sözlüksel birimlerin ve çokanlamlılık birliğine dahil edilemeyecek örtük anlamlarının bir sözlük maddesi gibi temsil edilmesi gerekmektedir. "…olan" ve "…olmayan" şeklinde Dirven (1985)'den uyarlanan çokanlamlılık ulamlaması ile sözlüksel birimlerin tasnifi gerçekleştirilmiştir. Ancak Eski Türk dili adına yapılan bu gösterimin diğer bir önemi; ayrıntılı bağlam sunumları, bağlamdan elde edilen verilerin analizi ve bunun kavramsal bilgi ile eşleştirilmesinin yoğunluk arz etmesi nedeniyle bulguların gösterimsel temsiline ihtiyaç duyulması konusundadır. Bu temsil, araştırma tezinin en nihayetinde hizmet etmesi gereken tarihsel sözlüğün sözlüksel girdisinin diyagramıdır.