Ankara Üniversitesi Akademik Arşiv Sistemi:

  • Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
  • Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
  • Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar

Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.

Akademik Arşiv Sistemi farklı bölümlerden oluşur:

  • Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
  • Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
  • Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
  • Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.
  • Daha binlerce kaynak açık, ücretsiz, bir tık yakınınızda...
  •  

    Communities in DSpace

    Select a community to browse its collections.

    Now showing 1 - 5 of 8

    Recent Submissions

    Item
    Farklı tohum yatağı hazırlığı ile gübre uygulamalarının nohutta (Cicer arietinum L.) verim ve verim ögelerine etkisi
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Balaban, Murat
    Bu araştırma, 2020 ve 2021 yıllarında Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (TARM)'nün Araştırma ve Uygulama Çiftliği arazisinde kuru tarım koşullarında yürütülmüştür. Çalışmada, üç değişik toprak işleme [geleneksel (T1), koruyucu (T2) ve anıza ekim (T3) ] ve dört farklı gübre uygulamasının [gübresiz (G0), DAP (G1), 20-20-0 klasik kompoze (G2) ve 15-20-0 organomineral (G3)] nohudun verim, verim ögeleri ve kalite özelliklerine etkileri araştırılmıştır. Elde edilen verilere göre 1. yılda en yüksek tane verimi 82.19 ve 81.92 kg/da ile sırasıyla T1 ve T2; en düşük tane verimi ise 28.75 kg/da ile T3 toprak işlemesinde elde edilmiştir. İkinci yıl tane verimleri bakımından yine en düşük verim (85.30 kg/da) T3 toprak işlemesinde, en yüksek (113.27 kg/da) ise T2 toprak işlemesinden alınırken, T1 toprak işlemesinden ise 89.04 kg/da alınmıştır. Toprak işleme yöntemleri, parsellerdeki yabancı ot varlığı üzerine istatistiki olarak önemli olmuştur. Her iki yılda da en fazla yabancı ot anıza ekim olan T3 toprak işlemesinde birinci ve ikinci yılda sırasıyla 52.44 ve 34.44 ot/m2 olmuştur. En düşük yabancı ot miktarı ise birinci yıl da koruyucu toprak işlemede 21.67 ot/m2, ikinci yıl T1 toprak işlemesinden 11.56 ot/m2 olarak saptanmıştır. 100 tane ağırlığına, toprak işleme ve gübre uygulamaları istatistiki önem düzeyinde etkili olmamış ve yıllara göre sırasıyla 36.56-34.30 g olarak belirlenmiştir. Protein oranına birinci yılda toprak işleme ve gübre uygulamaları etki etmemiş ve % 22.26 olarak belirlenmiştir. İkinci yıl gübre uygulamaları protein oranına istatistiki olarak etkili olmuş ve en yüksek % 24.55, en düşük % 23.59 olarak saptanmıştır. This study was carried out under rain-fed conditions at the experimental field of the Central Research Institute of Field Crops Directorate (CRIFC) in 2020 and 2021. In the study, three different tillage [conventional (T1), conservation tillage (T2), and zero tillage (T3)] and four different fertilizer applications [no fertilizer (G0), DAP (G1), 20-20-0 compound fertilizer (G2) and 15-20-0 organomineral fertilizer (G3)] were investigated for their effects on yield, yield components and quality characteristics of chickpea. According to the obtained results, the highest grain yield in the first year was 821.9 and 819.2 kg/ha for T1 and T2, respectively. The lowest grain yield was obtained in T3 tillage with 287.5 kg/ha. For the second year, while the lowest yield (853.0 kg/ha) was obtained from T3 tillage, the highest (1132.7 kg/ha) was obtained from T2 tillage. Further, 890.4 kg/ha yield was obtained from the T1 tillage. Tillage methods were statistically significant for the presence of weeds in the plots. The highest weed presence was observed on the zero till method- T3, resulting in 52.44 and 34.44 weeds/m2 in the first and second years, respectively. The lowest weed amount was determined as 21.67 weeds/m2 in the first year in conservation tillage and 11.56 weeds/m2 in T1 tillage in the second year. The effect of tillage and fertilizer applications on 100-grain weight was not statistically significant in both years, and it was determined as 36.56-34.30 g, respectively. The effect of tillage and fertilizer applications on the protein content was found not significant and it was determined to be 22.26%. However, the second-year fertilizer applications effect on the grain protein content was statistically significant, while the highest was 24.55%, the lowest was found to be 23.59%.
    Item
    Mavi Göl'ün (Ankara) zooplankton komünite yapısı ve trofik seviyesinin belirlenmesi
    (2023) Kayhan, Simge
    Ankara'nın Mamak ilçesinde bulunan Mavi Göl'de Ekim 2021- Aralık 2022 tarihleri arasında yapılan tez çalışmasında örnekler mevsimsel olarak alınmıştır. Bu çalışmada gölün zooplankton komünite yapısı tespit edilmiş ve mevsimsel dağılımı gözlenmiştir. Bunun sonucunda Rotifera'dan 18, Cladocera'dan 11, Copepoda'dan 1 tür olmak üzere 30 tür teşhis edilmiştir. Teşhis edilen baskın türler Polyarthra vulgaris, Kellicotia longispina ve Bosmina longirostris olarak belirlenmiştir. Mavi Göl'de teşhis edilen tek kopepot türü ise Cyclops strenuus'tur. Ayrıca Mavi Göl'de yapılan fizikokimyasal analizler ile trofik seviyesi de değerlendirilmiştir. Değerlendirmeye göre Mavi Göl'ün oligotrofikten-mezotrofiğe doğru geçiş yapan göl özelliği gösterdiği tespit edilmiştir. Yapılan tez çalışması Mavi Göl'ün trofik seviyenin ve zooplankton faunasının belirlenmesi için yapılan ilk çalışmadır. The samples were taken seasonally in the thesis study conducted between October 2021 and December 2022 in Mavi Lake, located in the Mamak district of Ankara. In this study, the zooplankton community structure of the lake was determined and its seasonal distribution was observed. As a result, 30 species were identified, 18 from Rotifera, 11 from Cladocera, and 1 from Copepoda. The dominant species identified were Polyarthra vulgaris, Kellicotia longispina and Bosmina longirostris. The only copepod species identified in Mavi Lake is Cyclops strenuus. In addition, the trophic level was also evaluated with the physicochemical analyzes carried out in Mavi Lake. According to the evaluation, it has been determined that the Mavi Lake has the characteristics of a lake that transitions from oligotrophic to mesotrophic. The thesis study is the first study to determine the trophic level and zooplankton fauna of Mavi Lake
    Item
    Sürü yönetim sistemi kullanan süt sığırcılığı işletmelerinin teknik etkinliğinin belirlenmesi
    (2023) Ar, Hilal
    Sürü yönetim sistemleri adı verilen yazılımlar; süt sığırlarının fizyolojik, davranışsal ve üretim verilerini ölçerek kaydetme imkânı sunarken çeşitli veri akışlarını bir araya getirerek işletmenin durum analizini kolaylaştırmaktadır. Süt sığırcılığı işletmelerinde teknik etkinliğin belirlenmesi, işletmelerin performanslarını değerlendirmek için kullanılan önemli bir göstergedir. Bu çalışmada 2019-2020 üretim döneminde Konya ilinde süt sığırcılığında bilgisayar destekli sürü yönetim sistemleri ile veriyi yöneten işletmelerin teknik etkinliği (TE) stokastik sınır analizi yöntemi (SSA) ve yapay sinir ağları (YSA) ile değerlendirilmiştir. Çalışmada iki ayrı değişken veri seti kullanılmıştır. Birinci veri setinde sürü yönetim sisteminde kayıtlı veriler kullanılmıştır. İkinci veri setinde ise literatüre dayanarak, değişkenler belirlenmiştir. İki model ortalamalar arasında anlamlılı bir fark olup olmadığına bakmak için t testi yapılmıştır (t=-1,161, p<.255) düzeyinde ortalamalarında anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, sürü yönetim sistemlerinden elde edilen veriler, işletmenin teknik etkinliğini değerlendirmek için bir araçtır. Sonuçlar hayvancılıkla ilgili eğitim alma ve hastalıktan ari işletme olmanın hem teknik hem ekonomik etkinsizliği azaltan parametreler olduğunu göstermiştir. Üreticinin eğitimine ve hastalıktan ari işletme desteklerine önem verilmesi etkinliği artırmada faydalı olacaktır. YSA işletme performansını etkileyen çeşitli faktörleri analiz ederek, işletmelerin teknik etkinlik düzeylerini hesaplamaya yardımcı olmasının yanı sıra işletmeye ve işletme sahiplerine ait etkinsizliğe neden olan faktörlerin analize katılamıyor olması bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. YSA ile belirlenen TE (maksimum) %89,30 olur iken, SSA ile hesaplanan TE değeri %92,04 olarak elde edilmiştir. TE (ortalama %10) etkinlik skoru %91,10 olarak belirlenmiş olup, SSA değeri ile belirlenen değere en yakın ölçümdür. YSA'lar işletmelerin teknik etkinlik düzeylerini hesaplamak için kullanılabilecek bir araçtır ve işletme performansının değerlendirilmesinde önemli bir rol oynayabilecektir. The software, known as herd management systems, provides the opportunity to record and measure the physiological, behavioral, and production data of dairy cattle while consolidating various data streams to facilitate operational analysis. Determining technical efficiency is a significant indicator used for evaluating the performance of dairy farms. In this study, the technical efficiency of dairy farms managing data using computer-assisted herd management systems in the dairy sector in Konya province during the 2019-2020 production period was evaluated through stochastic frontier analysis and artificial neural networks. Two separate sets of variable data were utilized in the study. The first dataset included recorded data from the herd management system. In the second dataset, variables were identified based on the literature. A t-test was conducted to examine whether there is a significant difference between the means of two models (t = -1.161, p < .255), and it was determined that there is no significant difference. Consequently, data obtained from herd management systems serve as a crucial tool for assessing the technical efficiency of dairy farms. The results indicated that factors such as receiving livestock-related education and operating disease-free farms reduce both technical and economic inefficiencies. Giving importance to the education of the producer and the support for disease-free farm operations will be beneficial in enhancing efficiency. Artificial neural networks (ANNs) analyze various factors influencing business performance and aid in calculating the technical efficiency levels of enterprises. However, a limitation arises from the inability to include factors causing inefficiencies related to the enterprise and its owners in the analysis. While TE calculated using the maximum formula with ANN was 89.30%, the TE value obtained through Stochastic Frontier Analysis (SSA) was 92.04%. While the TE determined by ANN (maximum) is 89.30%, the TE value calculated through Stochastic Frontier Analysis (SSA) is obtained as 92.04%. The TE (average of 10%) efficiency score is determined as 91.10%, closely approximating the value determined by SSA. ANNs can serve as a tool for calculating farms' technical efficiency levels and could play a crucial role in evaluating business performance.
    Item
    Hücresel aykırı gözlem olması durumunda sağlam tahmin yöntemleri ile istatistiksel veri analizi
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Şen, Elif
    Bu çalışmanın genel amacı, çok değişkenli veri setinde hücresel aykırı değer olması durumda bu gözlemlerden daha az etkilenecek sağlam istatistiksel yöntemler kullanarak yerine değer atama (imputasyon) yöntemlerinin incelemesidir. Literatürde karşılaşılan aykırı değer ve kayıp veri kavramlarından bahsedilmiştir. Tek ve çok değişkenli durumunda aykırı değer problemlerinde kullanılan sağlam yöntemler incelenmiştir. Çok değişkenli veri setinde, hücresel ve satırsal aykırı değer problemleri genelde bir arada ya da sadece satırsal olduğu durumlarda yapılan çok sayıda çalışma mevcut iken, sadece hücresel aykırı değer durumunda kullanılan sağlam yöntemler için az sayıda araştırmayla karşılaşılmıştır. Çalışmada çok değişkenli veri setinde sadece hücresel aykırı değer varlığında karşılaşılan problem ele alınmıştır. Kayıp veriyi ve aykırı değeri eş zamanlı aynı veri setinde değerlendirebilmek için, çok değişkenli veri setinde kayıp veri durumunda karşılaşılan problem, hücresel aykırı değer gibi değerlendirilmiştir. Uygulamada IWGPS kuruluşları tarafından kayıp veri durumunda TÜFE hesaplamalarında kullanılan imputasyon yöntemleri ele alınmıştır. Teknolojik cihazların yaygınlaşmasıyla, istatistik ofislerinin veri derleme araçlarına uyarlanabilecek şekilde, anında alandan veri derleme ve istatistik üretme talebine uygun yöntemler önerilmiştir. Önerilen yöntemlerin imputasyon sonuçları, IWGPS kuruluşlarınca kullanılan yöntem sonuçlarıyla ve istatistiksel programlama dilindeki hücresel aykırı değer ve kayıp veri imputasyon sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır. Önerilen yöntemler arasında i_müd19 sonuçları, sağlam aykırı değer imputasyon sonuçlarına benzerlik göstermiştir. Tüm dünyada TÜFE hesaplamasında kullanılan ve istatistiklerden üretilen imputasyon araçlarına yardımcı olması için önerilen i_müd19'un, tüm kullanıcılara kolaylık sağlaması amaçlanmıştır ve başka panel veri türü çalışmalarda veri yapısına göre uyarlanabilirdir. Çok değişkenli veri setinde hem hücresel aykırı değer hem de kayıp veri durumu için ortak bir ağırlıklı imputasyon yöntemi olarak da önerilmektedir. The general aim of this study is to examine the methods of assigning values using robust statistical methods that will be less affected by these observations in the case of cellwise outliers in the multivariate dataset. The concepts of outlier and missing data encountered in the literature are mentioned. Robust methods used in outlier problems in the case of univariate and multivariate are examined. In the multivariate dataset, there are many studies conducted in cases where cellwise and casewise outlier problems are generally together or only casewise, while there are few studies have been encountered for a robust method used for imputation only in the case of a cellwise outlier. In the study, the problem encountered only in the presence of cellwise outliers in the multivariate dataset is discussed. In order to be able to evaluate missing data and outlier simultaneously in the same data set, the problem encountered in the case of missing data in the multivariate data set is evaluated as a cellwise outlier. In practice, imputation methods used by IWGPS organizations in CPI calculations in case of missing data are discussed. With the widespread use of technological devices, methods suitable for the demand of collecting data and producing statistics from the field immediately, in a way that can be adapted to the data collection tools of statistics offices have been proposed. The imputation results of the proposed methods are compared with the method results used by the IWGPS organizations and imputation results of cellwise outlier and missing data in the statistical programming language. Among the proposed methods, i_müd19 results were similar to the results of robust outlier imputation. The i_müd19 proposed to assist the imputation tools used in CPI calculation all over the world and produced from statistics is intended to provide convenience to all users and can be adapted according to the data structure in other panel data type studies. It is also suggested as a common weighted imputation method for both cellwise outlier and missing data case in multivariate dataset.
    Item
    Mükemmel halkla ilişkiler kuramının Jandarma Genel Komutanlığında değerlendirilmesi
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Cedimoğlu, Osman
    Halkla İlişkiler Faaliyetleri, Kamuda ve Özel Sektörde Halkla İlişkiler olarak ikiye ayrılmaktadır. Kamu Kurum ve Kuruluşları açısından halkla ilişkiler faaliyetlerine bakıldığında, kurumların kendilerini ve hizmetlerini çeşitli araç ve yöntemlerle topluma tanıttıkları görülmektedir. Bu tanıtımlar neticesinde vatandaşın kuruma olan güveninde artış olmakta ve dolayısıyla kurumun eylem ve davranışlarında pozitif etkilenme olduğu gözlenmektedir. Aynı zamanda toplum, talep, şikâyet ve müracaatlar vasıtasıyla, kurumlardan yaşanan sıkıntıları çözmesini ve hizmetlerini iyileştirmesini beklemektedir. Jandarma Genel Komutanlığının ise bu talep ve şikâyetlere her zaman çözüm bulma gayreti içerisinde olması, kurumun vatandaş gözünde itibarının yüksek olması ve halkla ilişkiler faaliyetleri açısından oldukça iyi seviyede olması gibi etmenler, bu çalışmanın konusunun Jandarma Genel Komutanlığındaki Halkla İlişkiler Faaliyetleri olmasının başlıca nedenlerindendir. Yukarıda bahsedilen taleplere cevap verebilen kurumlar simetrik bir iletişim oluşmasını sağlayarak halkla ilişkiler açısından önemli kazanımlar sağlarlar. Simetrik İletişim Modeli baz alınarak icra edilen hakla ilişkiler faaliyetleri, Mükemmel Halkla İlişkiler Teorisinin için önemli unsurlarındandır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Mükemmel Halkla İlişkiler Yaklaşımının Jandarma Genel Komutanlığı'nın Halkla İlişkiler Faaliyetlerinde mevcut olup olmadığını ortaya koymaktır. Teori bölümünde, Halkla İlişkiler ve İletişim Yönetiminde Mükemmellik Yaklaşımının ortaya koyduğu kuramsal çerçeve oluşturulmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde ise, Jandarmanın tanıtımı ile Jandarma Genel Komutanlığı'ndaki Halkla İlişkiler Faaliyetleri konu edinilmiştir. Mükemmellik Yaklaşımının Jandarma Genel Komutanlığında uygulanabilirliği ve uygulama alanları ile bu yaklaşımın kurumun halkla ilişkiler faaliyetlerine sağladığı ya da sağlayacağı faydalar üçüncü bölümde değerlendirilmiştir. Ülkemizin güzide kurumlarından birisi olan J.Gn.K.lığı'nın halkla ilişkiler faaliyetleri belge inceleme, görüşme, mülakat yöntemleri kullanılarak analiz edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla; yöneticiler, Halkla İlişkiler uzmanları, J.Gn.K.lığı personeli ve hedef kitle olan vatandaşın görüşleri alınarak kurumun hakla ilişkiler faaliyetleri derinlemesine ele alınmıştır. Değerlendirme sonuçları ve öneriler bölümünde ise; J.Gn.K.lığı'nda halkla ilişkiler faaliyetlerinin yürütülmesinde Mükemmellik Yaklaşımına büyük oranda uygun olarak davranıldığı, icra edilen faaliyetlerde ve alınan kararlarda iletişim ve yönetim tekniklerinden daha çağdaş olan "Yönetişim" in benimsendiği sonucuna varılmıştır. Bunun yanında Halkla İlişkiler faaliyetlerinde daha mükemmel ve doğru istikamette ilerlemek için alınması gereken bazı tedbirler ve öneriler dile getirilmiştir. Public Relations activities are divided into two as Public Relations in Public and Private Sector. When public relations activities are examined in terms of public institutions and organizations, it is seen that institutions introduce themselves and their services to society through various tools and methods. As a result of these promotions, it is observed that the confidence of the citizen in the institution has increased and thus there is a positive effect on the actions and behaviors of the institution. At the same time, the society expects institutions to resolve their problems and improve their services through requests and complaints. The fact that Gendarmerie General Command is always striving to find solutions to these demands and complaints, the high reputation of the institution in the eyes of the publican its good level of public relations is one of the main reasons why the subject of this study is Public Relations activities in The Gendarmerie General Command. Institutions which are capable of responding to the aforementioned demands provide a symmetrical communication and provide significant gains in public relations. The relations of rights with respect to the Symmetrical Communication Model are important elements of the ExcellenceTheory of Public Relations. In this context, the aim of this study is to determine whether the Excellence Approach in Public Relations is present in the Public Relations Activities of The Gendarmerie General Command. In the theory section, it is tried to create a theoretical framework which is presented by the Excellence Approach in Public Relations and Communication Management. In the second chapter, the presentation of the Gendarmerie and the Public Relations Activities in the Gendarmerie General Command were discussed. The applicability and application areas of the Excellence Approach in the Gendarmerie General Command and the benefits that this approach provides or provide to the public relations activities of the institution are evaluated in the third section. Public Relations activities of The Gendarmerie General Command, one of the outstanding institutions of our country, have been tried to be analyzed by document review and interview methods. For this purpose; managers, public relations experts, Gendarmerie General Command personel and the target audience of the citizen's views of the organization's rights-related activities are discussed in depth. In the evaluation results and recommendations section; It has been concluded that the Gendarmerie General Command adopted the "Governance" which is more contemporary than the communication and management techniques in the execution of public relations activities, in the activities performed and in the decisions taken. Besides, some suggestions that should be taken in order to proceed in the direction of more perfect and correct in the activities of Public Relations were mentioned.