Sosyo-kültürel bir inşa olarak bireyselleşen Kürt dindarlığının imkanı
Abstract
Bireyler kendi yaşam alanları içerisinde kimliklerini üretirler. Bireyler ürettikleri bu kimliklerini etkileşimlerle yeniden inşa ederler. Bu temel görüş üzerinden şekillenen araştırmada genel amaç sınırlandırılmış bir konu üzerinden din ve etnisite arasındaki ilişkinin ne olduğu ve bunun nasıl bir sekülerleşme tipolojisini ortaya çıkardığını anlamaktır. Din süreklilik arz eden bir özelliğe sahiptir. Şartların değişmesi ve diğer faktörlerin etkisiyle oluşan ihtiyaçlar sonucu dinin yeniden inşa edildiği düşünülmektedir. Dindar Kürt bireyler örneğinde hangi şartlar ve etkenlerin böyle bir inşayı doğurduğu bu araştırma sürecinde gözlemlenmeye çalışılmıştır. Dini ve etnik duygunun bir araya gelmesini sağlayan olgu ve olayların neler olduğu ve din ile etnisitenin bir arada bulunabilme özelliğini ortaya çıkarmak ve bunun sonucunda bireyde gözlenebilen bir değişim varsa bunun doğasını araştırmanın genel amaçları bakımından önem taşımaktadır. Çalışma oluşturduğu bağlam ile bireylerdeki süreçsel ve düşünümsel nitelikleri, öznel anlamları ve toplumsal gerçekliğin etkileşim ve iletişimsel doğasını ön plana çıkarmaktadır. Bu nedenle bunları anlamaya imkân veren nitel yöntem ve fenomenolojik çözümleme tercih edilmiştir. Araştırmanın verileri de yarı yapılandırılmış soru formu yardımıyla mülakatlar yapılarak elde edilmiştir. Mülakatlar 8'i kadın olmak üzere toplamda 28 kişi ile yapılmıştır. Bu bireyler Ankara, Aydın, İzmir, Bitlis, Van ve Hakkari şehirlerinden seçilmiştir. Elde edilen veriler katılımcıların etnik ve dini kimlik algılarını, bu algı ile oluşan dinsel tasavvurlarını ve siyasal tahayyüllerini içermektedir. Bu araştırmanın analizi görüşme dökümleriyle başlamış ve elde edilen bulguların betimlenmesi ve yorumlanması ile tamamlanmıştır. Ancak bu verilerden elde edilen bulgulardan üretilen sonuçlar genelleştirilmeyerek araştırmanın örneklemini kapsayacak biçimde tasarlanmıştır. Böylece bu özgül örneğin etnik kimlik, din, farklılıklar, bireyselleşme, sekülerleşme gibi konularda sürdürülen tartışmaları genişleterek alana bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu araştırmada, görüşmeler sonucunda elde edilmiş sözlü ifadelerin yanında, ikincil veri kaynakları da çalışmayı desteklemek amacıyla kullanılmıştır. Veriler sonucunda çalışmanın örneklemini oluşturan bireylerde güçlü bir kimlik algısının olduğu tespit edilmiştir. Bireylerdeki kimlik algısı hem dinî hem de etnik kimlikle alakalıdır. Bu da araştırmaya konu olan dindar Kürt bireylerde din ve etnisitenin canlı, hareketli bir şekilde karşılıklı etkileşim sonucunda yeniden inşa edildiğini göstermektedir. Bu kimlik algısının sonucu olarak gelenekten farklı bir din tasavvurunun oluştuğu görülmektedir. Bu anlamda dinin öznel ve içsel bir tasavvurunun katılımcı anlayışında mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Oluşan bu yeni dinsel tasavvur örneğinde etnik kimlik önemli bir dinamik olarak işlev görmektedir. Siyasal alana bakıldığında ise katılımcılar açısından belirleyici unsurun etnik kimlik stratejisi olduğu görülmektedir. Çünkü dindar Kürt katılımcılar kendilerine yönelik yaşananları bir kültür ve kimlik sorunu olarak görmektedirler. Din ise kazandığı öznel anlamlar ile burada temel kaynaklardan biri olmaya devam etmektedir. Bu anlamda bireylerde çoğulcu, her şeyi kapsamaya çalışan bir siyasal düşünüşün oluşturulmaya çalışıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu çalışma konu edindiği bireyler örneğinde etno-dinsel inşanın seküler inşayı da beraberinde getirdiği düşüncesini irdelemektedir. Böylece temelini bireysel inşadan alan bir Kürt İslamından bahsetmek mümkün olmuştur. Anahtar Kelimeler: Din Sosyolojisi, Etnisite, Din, Kimlik, Kürtler, Kürt İslamı