Denetimli serbestlik sürecindeki yükümlülerde sosyal dışlanma ve yaşam tatmini: Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü örneği
Abstract
Bu çalışma, sosyal dışlanma ve yaşam tatminini denetimli serbestlik kapsamındaki yükümlüler özelinde ölçmek ve değerlendirmek üzere planlanmıştır. Çalışmada, farklı boyut ve dinamikleri içinde barındıran suç, suçluluk ve sosyal dışlanma olguları birey-çevre etkileşimi çerçevesinde damgalanma ve toplumla yeniden bütünleşme bağlantıları ile ele alınmıştır. Nicel araştırma yönteminin kullanıldığı araştırma, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri alarak ya da ceza infaz kurumlarından koşullu salıverilerek Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nde infaz süreci devam eden 227 yükümlü ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma amacı doğrultusunda, katılımcıların, sosyo-demografik, ekonomik, suç ve denetimli serbestlik sürecine dair özelliklerinin belirlenmesi için araştırmacı tarafından hazırlanan"Soru Formu", sosyal dışlanmayı ölçmek için Jehoel-Gijsbers ve Vrooman (2007) tarafından geliştirilen "Sosyal Dışlanma Ölçeği" ve yaşam tatminini ölçmek için Diener ve ark. (1985) tarafından geliştirilen "Yaşam Tatmini Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, ekonomik değişkenlerin (çalışma durumu, sosyal güvence, çalışma stili, gelir düzeyi algısı) yükümlülerin hem sosyal dışlanma hem de yaşam tatmini düzeylerini açıklamada önemli bir belirleyici olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, eğitim seviyesi, sağlık durumu, yaşanılan semt/ilçe, suç tekrarı, madde kullanımı, arkadaşlar arasında sabıka durumu ile sosyal dışlanma arasında; medeni durum, cezaevinde geçirilen süre, madde kullanımı, arkadaşlar arasında sabıka durumu ile de yaşam tatmini arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Sosyal dışlanma ve yaşam tatmini arasındaki ilişki ise orta derecede negatif yönlüdür. Bu da yükümlülerin sosyal dışlanma düzeylerinin arttıkça yaşam tatmini düzeylerinin azaldığını ifade etmektedir. Araştırma çerçevesinde, suç davranışı ile hüküm almış bireylerin topumla olan bağlarının devamlılığı açısından denetimli serbestliğin önemli bir konumda olduğu değerlendirilerek, araştırma sonuçlarından hareketle geliştirilen önerilerde, sosyal dışlanma ile mücadele ve bireysel iyilik hali için önemli bir yaklaşım olarak bu bireylerin güçlendirilmesinin temel amaç olduğu vurgulanmaktadır.