Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran evli kadınların kadına yönelik cinsel şiddet algısının belirlenmesi ve kadına yönelik cinsel şiddet algısı ile ilişkili faktörlerin incelenmesi
Abstract
Evlilik içi cinsel şiddet kadınlar üzerinde çeşitli fizyolojik ve psikolojik sorunlara yol açan, düşük adli bildirim oranlarına sahip olan ve sıklıkla fiziksel şiddet ile karıştırılan bir aile içi şiddet türüdür. Araştırmacılar kadınların cinsel şiddeti diğer şiddet türlerine nazaran ifade etmekte güçlük çektiklerini belirtmekte, cinsel şiddet yaygınlığının gerçeği yansıtmayabileceğini vurgulamaktadır. Bu durum konunun hassaslığının yanı sıra eş tarafından gerçekleştirilen cinsel şiddetin bir şiddet biçimi olarak algılanmadığı varsayımı ile açıklanmaktadır. Bu çalışmada evli kadınların kadına yönelik evlilik içi cinsel şiddetle ilgili tutumlarının araştırılması, sosyodemografik özellikleri, evlilik öyküsü, ruh sağlığı, aile içi şiddete maruz kalma öyküsü, toplumsal cinsiyet rolü özellikleri, evlilikte istek dışı cinsellik ve cinsellikle ilgili mitlerle ilişkisinin incelenmesi hedeflenmiştir. Çalışmamızın örneklemini Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin çeşitli polikliniklerine 01/07/2016-01/12/2016 tarihleri arasında sağlık hizmeti almak üzere başvuran hastalar arasından çalışmaya katılmak için bilgilendirilmiş, oluru alınabilen 510 evli kadın oluşturmaktadır. Sosyodemografik bilgi formu, Genel Sağlık Anketi (GSA-12), Bem Cinsiyet Rolü Envanteri (BCRE), aile içi şiddetle ilgili form, evlilik içi cinsel şiddet ve evlilikte istek dışı cinsellikle ilgili senaryolar ve bu senaryolarla ilgili sorular ile cinsellikle ilgili yanlış inanışlardan oluşan özbildirim ölçekleri ile veriler elde edilmiştir. Örneklemin yaş ortalaması 33,3 (±9,6) olup yarıdan fazlası (%55,5) çocuk sahibiydi ve %58,8'i çalışmaktaydı. Katılımcıların %38,8'i aile içi şiddet türlerinden en az birine, %12,7'sinin ise cinsel şiddete evlilik süresince en az bir kez maruz kaldığı saptanmıştır. Kısa kurgusal senaryolarla ilgili yanıtların değerlendirildiği evlilik içi cinsel şiddette mağduru suçlayıcı tutum düzeyleri, yaş, gelir düzeyi, çocuk varlığı, evlilik süresi, cinsellikle ilgili mitlere inanç düzeyi ile; evlilik içi cinsel şiddeti meşrulaştırıcı tutum düzeyleri, eğitim, gelir ve dindarlık düzeyi, eş ve anne eğitim düzeyi, erkek kardeş sayısı, evlilik şekli, cinsellikle ilgili mitlere inanç düzeyi, istek dışı cinselliği kadınlık görevi ve eşten şiddet görme kaygısı ile gerekçelendirme ve cinsellikle ilgili bilgilerini eğitim ve sağlık kurumlarından alma ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Evlilik içi cinsel şiddette yardım aramaya yönelik tutum ise eğitim düzeyi, erkek kardeş sayısı, anne eğitim düzeyi, istek dışı cinselliği kadınlık görevi ile gerekçelendirme, cinsiyet rolleri ve cinsellikle ilgili mitlere olan inanç düzeyi ile ilişkili bulunmuştur. Evlilik içi cinsel şiddetle ilgili tutumlar aile içi şiddete maruz kalma ve GSA-12 puanları ile ilişkili bulunmamıştır. Kadınların evlilik içinde kadının rızası dışında yaşanılan cinselliği sorun olarak görmelerinin yetiştikleri ailenin yanı sıra kendi eğitim düzeyleriyle, gelir düzeyiyle, toplumsal cinsiyet ve cinsellikle ilgili yaygın kalıpyargılarla ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bu cinsel şiddet biçimiyle yürütülecek mücadelede kadınların yaygın ve örgün eğitim olanaklarından yararlanmasının sağlanması önemlidir. Bu eğitime ruh sağlığı çalışanlarının uygulamaları içinde yer vermesi, ifade edilmesine uygun ortam sağlaması ve ruhsal etkileriyle ilgili yardım sunması gereklidir.