Türkiye'de orta ölçekli iki kentin neoliberal kentleşme deneyimi: Eskişehir ve Konya örnekleri
Abstract
Neoliberalizm, 1970'li yılların sonuna doğru kitlesel üretimde karlılığın düşmesi ve Keynesçi ekonominin krize girmesine karşılık stratejik bir tepki olarak geliştirilmiştir. Bu tepkinin ilkeleri dikkate alındığında, bunların, devletin her türlü müdahaleden uzak durarak, piyasanın serbestliğini sağlaması ve böylece sermaye sahiplerinden alınan vergi payının düşürülmesi, kamu hizmet ve mallarının özelleştirilmesi yoluyla ulaşım, sağlık, eğitim vb. alanları sermayeye açması ve bu yolla sosyal yardım programlarının daraltılması ve kamu arazilerinin özel sermayenin hizmetine sunulması vb. pek çok alanda yeniden düzenlemeyi zorunlu kıldığı görülmüştür. Bununla birlikte yeni birikimin iktisadi olarak yönlendirileceği en etkin yatırım alanlarının kent olacağı düşünülmüş ve kentler sürecin içselleştirilmesindeki en etkin araçlar olarak kabul edilmiştir. Bu çalışmanın temel problemi, biri sosyal demokrat diğeri muhafazakâr liberal ideoloji tarafından yönetilen iki orta ölçekli kentte mekân üretim sürecinin aynı noktada sonuçlanması meselesidir. Nitekim Türkiye'de kentler kalkınmanın kalbi olarak görülmekte ve kentsel mekân sermaye tarafından kontrolsüz bir biçimde tüketilmektedir. Bu bağlamda çalışmanın önemi farklı politik ideolojiye sahip iki kentte aktörlerin söylemleri üzerinden kentsel mekânı dönüştürerek benzer bir kent temsili yaratılması çelişkisini açığa çıkarmak ve politik düzene eleştiri getirmektir. Çalışmanın; söylem analizi üzerinden farklı sosyo-kültürel ideolojiye sahip iki kenti karşılaştırmalı olarak analiz etmesi, sonuçları itibariyle yerel idari kararlar ve politika yapıcılar için çözüm önerileri sunması ve kentsel mekân ile politikayı bir arada ele alması bakımından kentleşme yazınına katkı sağlaması beklenmektedir.