İlk müslüman nesillerin üstünlüğü düşüncesi ve "İnsanların en hayırlısı benim asrımda yaşayanlardır…" rivâyetinin tahlil ve tenkidi
Abstract
Vahyin nüzulüne, hadîslerin vurûduna şahit olan sahâbe ve onların öğrencileri tâbiîn ve tebe-i tâbiîn on dört asırdır ilgi odağı olmuş ve kıyamete kadar devam edeceği anlaşılmaktadır. Fazilet algısında başat rivâyetlerden biri "karn" rivâyetidir. Giriş bölümünde, konunun problem durumu, araştırmanın kapsam ve amacı, tezin yöntemi ve kullanılan kaynaklara dair bilgi verilmiştir. Birinci bölümde, Arap toplumu, kültürü ve ilk Müslüman nesillere etkisi tespit edilecektir. Sahâbe, tâbiîn ve tebeu't-tâbiîn kavramları açıklandıktan sonra bu nesilleri birbirinden ayırt eden özellikleri, erken dönem için var olan fazilet algısının temelleri araştırılacaktır. Fazilette Kur'an'ın rolü düşünülerek ilgili ayetler incelenecektir. Meselenin menşeini ve geçirdiği tekâmülü anlamak için Peygamber-sahâbe ve diğer ilgili nesillerin ilişkilerinde fazilet eğilimli bir yaşamın varlığı araştırılacaktır. Siyasî tartışmaların itikâdî sorun haline gelmesi üzerine mezheplerin sahâbeye bakışı yansıtılacaktır. İkinci bölümde, "karn" rivâyetinin senet tenkidi yapılacaktır. Rivâyetler sahâbe kaynağına göre sınıflandırılarak isnâttaki râviler cerh ve ta'dîl ilmine göre incelenecektir. Rivâyetin yayıldığı coğrafî bölgenin tespiti, râvilerin mezhebî ve siyasî kimlikleri belirlenecektir. Sıhhat durumu tespitinden sonra metin mukayesesi yapılacaktır. Senetlerin net görülmesi için şematik gösterimden yararlanılacaktır. Üçüncü bölümde, rivâyetler konu tasnifine tabi tutularak metin değerlendirmesi yapılacaktır. "Karn" rivâyetinin metin tenkidi Kur'an'a, sahîh sünnete/diğer hadîslere, tarihî gerçeklere ve akla arz edilecektir. Üç neslin faziletine vurgu yapan rivâyetlerle ihtilaflı rivâyetler verilerek araştırmanın problemli durumu netleştirilmiş olup varsa uzlaştırma yoluna yoksa nasıl anlaşılması gerektiği üzerinde durulacaktır. "İlk Nesillerin Üstünlüğü" düşüncesinin dayanaklarına bakılacaktır. Müslüman toplumunun ilk nesiller üzerinden yaptığı tartışmadaki en temel sorunların meselenin itikâdî sorun haline gelmesi ve ibret alınamaması yansıtılmaya çalışılacaktır.