Belentepe, Nif Başpınar ve Patara topluluklarının humerus ve femur varyasyonlarının analizi
Özet
Bu tez çalışması kapsamında evrimsel olarak seri homolog uzuvlar olan humerus ve femurun, iskelette benzer yük ve strese maruz kalma özelliklerinden hareketle osteolojik varyasyonları incelenmiştir. Özellikle kafa ve diş/çene varyasyonlarının toplumların birbirleri arasındaki biyolojik uzaklığın (biyouzaklık) hesaplanmasında senelerdir güvenilir şekilde kullanılıyor olmasının ve her ne kadar vücut kemikleri bu alanda diğerleri kadar kullanılıyor olmasa da güvenilir sonuçlar vermesinin ışığında bu iki kemikteki toplam sekiz varyasyon, üçü de Bizans Dönemi'ne tarihlenen ve benzer coğrafyaları paylaşan Muğla – Belentepe, İzmir – Nif (Başpınar) ve Antalya – Patara topluluklarında incelenmiş ve karşılaştırılmıştır. Aynı zamanda Belentepe'den seçilen 35 bireyin mitokondriyal DNA'ları elde edilmek ve topluluk içindeki genetik soy hattı ortaya konulmak istenmiştir. Tüm toplulukların humerusları bir arada incelendiğinde septal açıklık %15,8 ve suprakondüler çıkıntı %0 oranında gözlemlenmiştir. Septal açıklık kadınlarda daha fazla bulunmuş, yaş grupları ve topluluğa göre anlamlı bir fark gözlemlenmemiştir. Bu varyasyonun gövde ortası minimum çapı ve trochlea genişliği ile ilişkili olduğu, ulna ile de muhtemel bir ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Femurlara bakıldığında neredeyse her varyasyon transverse çap ölçümleri ve epikondüler genişlik ile anlamlı bir ilişki göstermiştir. Tüm toplulukların femurları bir arada incelendiğinde Allen çukuru %35,9, Poirier yüzeyi %13,7, plak %55,7, hipotrokanterik çukur %54,9, trokanterik çukurda ekzostoz %53,8 ve üçüncü trokanter %36,6 oranında gözlemlenmiştir. Allen çukuru, Poirier yüzeyi ve hipotrokanterik çukur cinsiyete, yaşa veya toğluluğa göre bir farklılık göstermezken plak erkeklerde, trokanterik çukurda ekzostoz ileri erişkinlerde ve üçüncü trokanter ise kadınlarda daha fazla gözlemlenmiştir. Literatürde "Tepki bölgesi" olarak birlikte anılan Allen çukuru, Poirier yüzeyi ve plaktan yalnızca son ikisi doğrusal bir ilişki göstermiş; Allen çukuru ise bu ikisinden ziyade trokanterik çukurda ekzostoz ile ters yönlü bir ilişki göstermiştir. Biyouzaklık ilişkilerine bakıldığındaysa varyasyon sayısı ve birey sayılarının tutarsızlığından dolayı beş veri seti oluşturulmuş, veri ve bulgu kaybını en aza indirgeyecek şekilde karşılaştırmalar yapılmıştır. Buna göre kimi bulgular istatistiksel olarak anlamsız çıksa da genel kümelenmelere bakıldığında coğrafî yakınlık gösteren toplumların daha yakın gruplandığı gözlemlenmiş; Belentepe, Nif ve Patara ise her karşılaştırmada aynı kolda kümelenmiştir. Bu üç topluluğun Bizans Dönemi'nin aynı zamanlarında, benzer bölgede ve benzer tarihsel/siyasî koşullar içinde yaşadıkları düşünüldüğünde birlikte kümelenmeleri beklenen bir sonuç olmuştur. Belentepe'den alınmak istenen antik DNA örneklerinin ancak bir kısmının alınmasından ve çalışmanın tamamlanamamasından dolayı bu topluluğa ait akrabalık ilişkilerine dair bir çıkarım yapılamamıştır. Bu çalışma ile genetik verilerin bulunmadığı hâllerde, doğru ve sistematik yöntemlerle kaydedildikleri sürece femur varyasyonlarının da biyouzaklık tespiti için kullanılabilecek bir seçenek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.