Transmedya markalaşması ile marka değeri yaratmak: Elidor 'Dedim olabilir' kampanyası
Abstract
Geçmişte, sadece üretici veya kuruluşların ürettikleri ürüne verdikleri genel bir isim olarak tanımlanan marka kavramı, günümüze kadar teknolojik, ekonomik ve sosyal gelişmeler ışığında büyük bir dönüşüm geçirerek pek çok alanda kendine yer bulmuştur. Küreselleşme ve yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte dijitalleşmenin hız kazanması, markaların tüketicilere ulaşma biçimlerinde farklılaşmak ve birbirlerinden ayrılabilmek amacıyla çeşitli pazarlama iletişimi stratejileri geliştirmelerine neden olmuştur. Markalaşmak ise bu stratejilerin başında gelen en önemli faktördür. Markalaşma stratejilerinden biri olan transmedya hikayeciliği ve markalaşması; markaların hedef kitlelerini etkileyebilmek, onlarla uzun süreli iletişim kurmak ve etkileşimli hale gelmek amacıyla kullanılmasıdır. Tüketicinin pasif konumdan aktif konuma geçtiği bu stratejide tüketici ile marka arasında bir bağ yaratarak marka değerinin oluşması sağlanmaktadır. Bu araştırma kapsamında Elidor markasının 'Dedim Olabilir' kampanyasında uygulanan transmedya markalaşma stratejileri vaka analizi yöntemi ile temalara ayrılarak incelenmiştir. Bulgulardan yola çıkılarak transmedya reklam kampanyalarının tüketicileri nasıl etkilediğini, tüketiciler tarafından nasıl görüldüğünü ve bu kampanyaların marka değerine bir etkisinin olup olmadığını ortaya koymak üzere alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğrenim gören 204 lisans öğrencisine çevrimiçi olarak anket formu gönderilmiştir. Araştırma sonucunda; transmedya reklam kampanyaları ile marka değeri arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş ve transmedya markalaşması ile marka değerinin yükselebileceği sonucuna ulaşılmıştır.