Acil servise başvuran çocuk ve ergen hastaların idrar ve kan örneklerinde bağımlılık yapıcı maddelerin araştırılması
Abstract
Uyuşturucu-uyarıcı madde kullanımı ve madde bağlantılı sağlık sorunları açısından ülkemiz, diğer ülkelere nazaran daha iyi durumda olmasına rağmen, her geçen gün artarak devam eden madde kullanımı, çocuklukta başlayan, genç ve erişkin dönemde ciddi hastalıklara ve ölümlere yol açan önemli bir toplumsal ve sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorun ile mücadele, aileden başlayarak, kişinin etkileşimde olduğu tüm çevrenin birlikte değerlendirilmesi, bilhassa çocuk ve genç popülasyona karşı sunulan uyuşturucu-uyarıcı maddelerin nitelik ve yaygınlığının tespiti, bu maddelerin türleri ve yol açtığı sağlık sorunlarına karşı farkındalığın artırılması, madde arz ve talebine karşı güvenlik, adli ve hukuki süreçlerin uygulanması gibi çok yönlü bir yaklaşımla yapılabilir. Ülkemizde genç ve çocuklarda acil sağlık problemlerine yol açan uyuşturucu-uyarıcı maddelerin neler olduğuna dair, biyolojik örnekler üzerinden elde edilmiş somut veriler yok denecek kadar azdır. Genel madde profilini ortaya koyan mevcut veriler ise genellikle AMATEM'lerin (idrar tarama verileri), emniyetin (yakalanan maddeler), veya Adli Tıp Kurumu'nun verilerini içermektedir. Bu nedenle, biz bu çalışma ile çocuk acil servisine başvuran, özellikle madde kullanım şüphesi olan hastaların kan ve idrar numunelerinde ileri bir kromatografik teknik olan sıvı kromatografisi- tandem kütle spektrometresi kullanarak kantitatif uyuşturucu-uyarıcı madde analizlerini yapmayı, bu yaş grubunda acil sağlık sorunlarına yol açabilen madde kullanım profili hakkında somut veriler elde etmeyi amaçladık. Sağlık Bakanlığı, Ankara Hematoloji Onkoloji Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu'ndan çalışma için etik onay alındıktan sonra hastanenin çocuk acil servisine başvuran hastalardan madde kullanım öyküsü olan ve muayene sonucunda madde kullanım şüphesi oluşan toplam 25 hastanın kan ve idrar numuneleri toplandı. Kan serumları ve idrar numuneleri (toplamda 5 örnek) analize kadar -20°C'de bekletildi. Hazırlık öncesi oda ısısında çözünen numunelere sıvı-sıvı ektraksiyon uygulandı. Analizler için LC-MS/MS tekniği kullanıldı. Elektrospray iyonizasyon ve MRM modunda çalışıldı. Sentetik kannabinoidler, sentetik katinonlar, opiatlar, amfetaminler, esrar, kokain gibi toplam 39 madde ve metabolitleri ile 10 internal standart maddeyi kapsayan analitlere yönelik analitik metodlar geliştirildi. Her bir analit için, doğruluk, tekrarlanabilirlik, geri kazanım, sürüklenme, tespit ve tayin limitleri gibi metod validasyon çalışmaları yapıldı. Geçerlilik çalışmaları, kabul edilebilir sınırlarda (RSD > %20, Bias < ± %20, r2 > 0,991, sürüklenme yok, interferans yok, seçici vs.) sonuçlanan metodlar ile hasta numunelerinin analizleri gerçekleştirildi. Çalışmaya katılan hastaların 7'si kız (%28), 18'i erkek (%72) ve yaş ortalamaları 15,9 (10-17) olarak belirlendi. Hastaların 14'ünün (%56) idrar ve/veya kanında uyuşturucu-uyarıcı maddeye rastlandı. Bunların %71,4'ü (n=10) erkek, %28,5'i (n=4) kız çocuğu idi. Hastaların çoğunluğunun eğitim durumu lise seviyesinde veya liseden terk durumunda idi. Ailesi ile birlikte yaşayanların oranı daha fazla olmakla birlikte ayrılmış ebeveynleri olan, aralarında sokakta ve yurtta yaşayan çocuklar (2 kişi) da bulunmaktaydı. Hastaların kan ve idrar numunelerinde tespit edilen uyuşturucu-uyarıcı maddelerin sırasıyla, amfetaminler (en sık ekstazi), sentetik katinonlar (a-PVP ve metedron), kokain (BEG), kodein (kodein-3-glukronid) ve esrar (THC-COOH) olduğu görüldü. Sentetik kannabinoidler ile ilgili LOD seviyesinin altında değerler elde edildi. Numunelerde morfin, eroin ve metabolitlerine rastlanmadı. Elde edilen bu sonuçlara göre, çocuk ve ergenlerde acil sağlık sorunlarına en sık yol açan maddelerin ekstazi, kokain ve katinonlar (yeni psikoaktif maddeler) olduğu görülmektedir. Genellikle, "yasal kafa yapıcı" ve "bitki ekstreleri" adı altında satılan sentetik uyuşturucu-uyarıcı maddelerin içeriği, dozu, etkileşimleri ve etkileri, kullananlar tarafından bilinmemekte ve hem ucuz hem de kolay ulaşılabilir olmasından dolayı kontrolsüz bir şekilde tüketilmektedir. Uyuşturucu-uyarıcı madde kullanımı ile ilgili toplumun genel eğilimini yansıtan geniş kapsamlı ve titiz bir şekilde yapılan anket çalışmalarına her zaman ihtiyaç duyulmakla birlikte, özellikle akut sağlık sorunları ile bağlantılı maddeler ve madde kullanım yaygınlığı, ancak bu akut durumdaki hastaların biyolojik örneklerinin analizlerinden elde edilecek verilerle ortaya konulabilir. Bu nedenle yapılan bu çalışma, çocuk ve ergenlerde acil sağlık sorunlarına yol açan madde kullanım profili hakkında ulusal ve uluslararası literatüre önemli somut veriler sunması yanında ülkemizde uygulanan uyuşturucu-uyarıcı ile mücadele eyleminin de yönünü belirleyecektir.