Aspirin kullanırken aterotrombotik olay geçiren hastalarda genetik polimorfizmin rolünün araştırılması
Abstract
Embolik olaylar hekimlerin her gün karşılaştığı hastalıkların başında gelmektedir. Embolik hastalıklar yüksek mortalite ve morbidite ile seyrettikleri için tedavileri hem önceliklidir hem de önemlidir. Aspirin yüzyıllık bir geçmişi ile embolik olayların hem tedavisi hem de engellenmesi için kullanılan güvenli bir ilaçtır. Fakat, emboli oluşumunu engellemek için düzenli kullanılmasına rağmen bazı direnç mekanizmaları ile etkisiz kalabilmektedir. Bu tür durumlarda sağlık personeline karşı şikayetler ve malpraktis davaları sık karşılaşılan durumlardır. Böylece bazı bireylerde görülen aspirin direnç mekanizmasında genetik farklılıkların oynadığı rol sorunun anlaşılmasında önem kazanmıştır. Genetik direnç ile ilgili yapılan çalışmaların artması hem teknolojik ilerleme ile daha kolay yapılmasından hem de bireysel farklılıklar nedeniyle kullanılan ilaçların her bireyde farklı etki göstermesinden kaynaklıdır. Bu çalışma ile aspirinin etki yolağında bulunan iki farklı nokta olan COX-2 ve GPIa'yı kodlayan genlerdeki farklılıklar incelenerek aspirinin direnç mekanizmasının genetik basamağı araştırtılmıştır. Çalışma aspirin kullanmayan sağlıklı gönüllüler yani kontrol 1 grubu, aspirin etkisi altında olup embolik olay geçirmeyenler yani kontrol 2 grubu ve aspirin etkisi altında embolik olay geçirenler yani hasta grubu olarak üç grupla planlanmıştır. Bu gruplara sırası ile 41,51 ve 41 bireyden oluşmuştur. Hasta grupta yer alan bireylerin hepsinde embolik olaylar altın standart testler (peruktan koroner anjiyografi, manyetik rezonans görüntüleme, doppler ultrasonografi, kontrastlı toraks ya da abdomen bilgisayarlı tomografi) ile tanı almıştır. Kontrol grupta yer alan bireyler ise embolik olaylar fizik muayene, belirti ve bulgular ile dışlanmıştır. GpPIa 807 (C-T) ve COX-2 765 (G-C) polimorfizmleri polimeraz zincir reaksiyonu ve restriksiyon parçacık uzunluk polimorfizmi analizi ile çalışma gruplarımızdaki kişilerin genotipleri aydınlatılmıştır. Yaptığımız çalışma sonucunda GPIa 807 T-T genotipinin varlığı ve COX-2 -765 C-C genotipinin varlığının aspirin direncine klinik olarak neden olduğu ve GPIa 807 T-T genotipinin aspirin direnci sonucu olumsuz etki riskini 1,78 kat (p=0,003), COX-2 -765 C-C genotipinin ise 2,391 kat (p=0,036) arttırdığı bulunmuştur. Bu nedenle varyant genotiplere sahip olan kişilerde emboli önlenmesi tedavisinde aspirin yerine diğer antiplatelet ya da antiagregan ilaçların tercih edilmesi gerektiği göz önüne alınmalıdır. Aspirin yerine diğer ajanların kullanılması hem embolik hastalıkların mortalite ve morbiditesinin azalmasını hem de sağlık personeline karşı yapılan şikayet ve açılan davaların azalmasını sağlayacaktır.