Hakikat sonrası'nın oluşumu, unsurları ve sonuçları
Özet
Hakikat sonrası 20. yüzyılın sonuna doğru yaşanan tartışmalarla ortaya çıkan, ama asıl olarak 2016 yılında Oxford Dictionaries tarafından yılın kelimesi seçilmesiyle yoğun bir şekilde siyaset, felsefe, medya ve uluslararası ilişkiler tartışmalarında önemli bir yer tutan bir kavramdır. Özellikle internet teknolojilerinin gelişmesine bağlı olarak sosyal medya araçlarını bilginin yayılması konusunda yarattığı rahatlık, hakiki bilgilerin yayılmasının yanı sıra, yalan haberlerin, yanlış bilgilerin ve manipülasyonların yayılmasını ve tüm kamuoyunu belirlemesini de olanaklı hale getirmiştir. Bu durum bir bilgi yığını içinde hakikatin kaybolmasına neden olmuştur. Artık kamusal tartışmalarda, olgular, nesnel sorunlar ve akıl ve bilimden ziyade, veri yığınları, bilim ve akıl dışı unsurlar, duygular ve bilişsel önyargılar daha fazla etkili olmaktadır. Bu dönem hakikat sonrası çağ olarak adlandırılmaktadır. Bu çağ, hakikatin önemsenmediği, yeni medyanın gücünün sınırsız bir şekilde tüm toplumsal yaşamı şekillendirdiği, akıl ve bilim dışı düşünce ve eğilimlerin yoğun bir şekilde etkili olduğu, şiddetin ve kutuplaşmanın normal bir olgu olarak güncel yaşama ve hakim siyasal anlayışlara sızdığı bir çağdır. Bu çalışmanın Birinci Bölümünde hakikat sonrasına dair temel kavramlar açıklanmakta ve çalışmamız açısından bir malzeme kutusu sunulmaktadır. İkinci Bölümde, ilk bölümde açıkladığımız kavramsal çerçeve üzerinden gidilerek, hakikat sonrasını doğurduğunu düşündüğümüz siyasal, toplumsal, ekonomik, düşünsel, dinsel ve teknolojik unsurlar ele alınmaktadır. Bu unsurlar hem hakikat sonrası iddiasını doğuran hem de onun etkisiyle ortaya çıkan unsurlardır. Üçüncü Bölümde, hakikat sonrasının siyasal ve toplumsal sonuçları ele alınarak bu konuda bir gelecek tartışması şekillenmeye çalışılmaktadır. Siyasal ve toplumsal çarpıtmaların yeni bir biçimi olarak hakikat sonrası, çağımıza dair pek çok yeni unsur barındırmaktadır. Bu haliyle, hakikatin savunulmasının daha zor ama ortak bir toplumsal tahayyül oluşturmak için de zaruri bir dönemdeyiz. Bu çalışma, bu dönemi anlamayı ve bir gelecek perspektifi oluşturmayı amaçlamaktadır.