Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorKÖŞKER, NİSA
dc.contributor.authorÖZDEMİR, İLKE
dc.date.accessioned2022-11-30T13:01:10Z
dc.date.available2022-11-30T13:01:10Z
dc.date.issued2022
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12575/85720
dc.description.abstractBu çalışma, Ruth Ozeki'nin My Year of Meats, Doris Lessing'in Mara and Dann: An Adventure ve Jane Rogers'ın The Testament of Jessie Lamb eserlerini, kadın, hayvan ve doğa üzerindeki baskı ve otoritenin kökenini oluşturan ataerkil tahakküme odaklanarak ve ekofeminist bir çerçeve sunarak incelemeyi amaçlamaktadır. Ekofeminist kurama göre, erkek egemen bakış açısı, kendi dışındaki varlıkları —kadın, hayvan ve doğayı— bir kaynak olarak görmekte, araçsallaştırmakta, kötüye kullanmakta ve onlara hükmetmeye çalışmaktadır. Bahsi geçen romanlar, sistematik olarak sömürülen hayvan bedenleri, gözle görülür etkilerine rağmen görmezden gelinen et tüketimi, iklim değişikliği ve doğal felaketler ile kadınların karşılaştığı zorluklar, baskı ve şiddet unsurlarına ayna tutmakta ve gücünü inşa ettiği, hiyerarşik özelliklere sahip ikili karşıtlıklardan (erkek/kadın, kültür/doğa, akıl/duygu) alan, kendini bu ikili düşünceler vasıtasıyla var etmeye çalışan eril tahakkümü örneklendirmektedir. Kadın üzerindeki baskı ile hayvan ve doğa üzerindeki otorite arasında bir köprü kuran ekofeminizm, ikili karşıtlıklara ve erkek egemen bakış açısının oluşturduğu ve savunduğu kurumsallaştırılmış düzene eleştirel bir perspektifle yaklaşmaktadır. Tezin Giriş Bölümü, tezin argümanı ışığında ele alınan kuramsal çerçevenin tarih sürecinde geçirdiği evrimi tartışmaktadır. Bu tezin Birinci Bölümü, Ruth Ozeki'nin My Year of Meats başlıklı romanında, hayvan sömürüsü, et üretimi ve pazarlamasının çevre sorunları ve kadın bedeni ve doğurganlığı ile ilişkisini incelemektedir. İkinci Bölüm, Doris Lessing'in Mara and Dann: An Adventure eserinde, erkek egemen ve insan merkezci bakış açısının doğada yol açtığı sonuçların ve uygulamaların, uzak gelecekte kadınlar ve hayvanlar üzerinde varlığını sürdüren hakimiyetini açıklamaktadır. Üçüncü Bölüm ise, Jane Rogers'ın The Testament of Jessie Lamb romanına odaklanarak, hamilelik sürecindeki kadınları öldüren bir virüsle karşılaşan insanlığın ataerkil uygulamalarını, kadınların ve hayvanların hayatlarını deneysel faaliyetlere indirgeyerek onları ikincilleştirmesini tartışmaktadır. Tezin Sonuç Bölümü ise; seçilen eserlerin, ataerkinin etkin bir mekanizma olarak, yaşam, toplum ve kültürü, farklı ilişki dinamiklerinde —insan-insan, insan-hayvan ve insan-doğa— kontrol ettiğini ve bu dinamiklere ekofeminist teorinin eleştirel bir ışık tuttuğunu göstermekte olup, eserlerin kadın ve hayvan bedenlerinin kötü kullanımına, sömürüsüne ve doğa tahribatına karşı bir farkındalık yaratmaya çalıştıkları, bu durumlara ilişkin benzer çözüm önerileri sunduklarını gözler önüne sermektedir.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.subjectekofeministtr_TR
dc.subjectkapitalizmtr_TR
dc.subjectataerkilliktr_TR
dc.titleEcofeminist reflections: The interlocked domination in Ruth Ozeki's My Year of Meats, Doris Lessing's Mara and Dann: An Adventure and Jane Rogers' The Testament of Jessie Lambtr_TR
dc.title.alternativeEkofeminist yansımalar: Ruth Ozeki'nin My Year of Meats, Doris Lessing'in Mara and Dann: An Adventure ve Jane Rogers'ın The Testament of Jessie Lamb eserlerinde iç içe geçmiş hakimiyettr_TR
dc.typemasterThesistr_TR
dc.contributor.departmentİngiliz Dili ve Edebiyatıtr_TR
dc.description.ozetThis thesis examines Ruth Ozeki's My Year of Meats, Doris Lessing's Mara and Dann: An Adventure, and Jane Rogers' The Testament of Jessie Lamb by focusing on the patriarchal domination that constitutes the origin of oppression and authority over women, animals, and nature through an ecofeminist framework. Ecofeminist theory propounds that the male-dominated perspective views entities outside of itself —women, animals, and nature— as resources, instrumentalizes, abuses, and tries to dominate them. These novels mirror the systematically exploited animal bodies, meat consumption, climate change and natural disasters, and the challenges, oppression, and violence that women confront. These novels exemplify masculine domination, which draws its strength from hierarchic binary oppositions (man/woman, culture/nature, mind/emotion) and tries to construct itself through dualistic thinking. Establishing a bridge between the oppression of women and animals, and the domination of nature, ecofeminism criticizes binary oppositions and the institutionalized order that the male-dominated perspective has built and maintained. The Introduction discusses the historical and theoretical evolution of ecofeminism that is considered in line with the argument of this thesis. Chapter I examines the relationship between animal exploitation, meat production and marketing, environmental issues, and the female body and its reproductive ability in Ruth Ozeki's novel My Year of Meats. Chapter II analyzes Doris Lessing's work Mara and Dann: An Adventure with a focus on the everlasting dominance of the male and anthropocentric viewpoints in nature over women and animals in the distant future. Chapter III, focusing on Jane Rogers' The Testament of Jessie Lamb, explores the patriarchal practices of humanity, which is confronted with a deadly virus that kills women during pregnancy, and the subordination of women and animals by reducing their lives to mere test subjects. The Conclusion reveals that the patriarchy, as an effective mechanism, controls life, society, and culture in various relationship dynamics —human-human, human-animal, and human-nature— and that ecofeminist theory helps shed light on these dynamics. Offering similar solutions for this problematic root, the novels attempt to raise awareness about the mistreatment and exploitation of female and animal bodies, and thetr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster