Rusça literatürde Hz. Muhammed imajı (Panova, Medvedko, Germanoviç ve Antonoviç örnekliğinde)
Özet
Ortaçağdan itibaren Avrupa'da İslam tarihi ve İslam dininin kurucusu Hz. Muhammed ile ilgili yapılmaya başlayan çalışmalar, zamanla bilgi ve metodolojinin gelişmesi ile orantılı olarak gelişmiştir. I.Petro döneminden itibaren yapıcı reformlar gerçekleştiren Rusya Batılı bir devlet olmaya karar vermişti. Rusya'da Oryantalizmin temelleri XVIII. yüzyıldan itibaren atılmaya başlamıştır. Hz. Muhammed'in hayatı ile ilgili araştırma çabası da bu dönemde gelişme göstermiştir. Çarlık Rusya'sı döneminde genel olarak İslamiyet, özellikle Kur'an ve Hz. Muhammed'e yaklaşımlar Rus Ortodoks kilisesi kontrolünde yapılmıştır. Bu dönemde yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu misyonerlik hedefi taşımakta olup Batıda Ortaçağda üretilen İslam aleyhtarlığı ruhunu yansıtmıştır. Bu çalışmalar hiçbir değere sahip değildir. Çarlık dönemi sonlarına doğru Rusya'da oryantalizmin bilimsel disiplin haline gelmesiyle birlikte kendi ölçülerine göre bilimsel sayılabilecek Rus Oryantalistleri de ortaya çıkmaya başlamıştı. Ancak bunların çalışmaları da Batılı meslektaşlarının çalışmalarının tekrarı ve tercümelerinden ibaret idi. 1917'de Sovyet rejiminden sonra Rusya'da genel olarak dinlere karşı ateist yaklaşım benimsenmişti. Bu dönemde İslamiyet ve özellikle Hz. Muhammed ile ilgili çalışmalar Sovyet rejimi tarafından sıkı kontrol altında tutularak rejim ideolojisine ters düşmeyecek bir tarzda yürütüldüğünden saldırgan ateistlik ruhunu taşımakta olup, çoğunlukla bilimsel değerlere sahip değildir. Bununla beraber Sovyet dönemin de akademik yönü benimseyen bilim adamları çalışmalarını sürdürmüşlerdi. 1980'den itibaren dünyada gelişen tarihi süreç, Rusların İslamiyet'e karşı yaklaşımlarını değiştirdi ve konuyla ilgili araştırmalar yeni hüviyet kazanmaya başladı. Genel olarak Rus yazarların, Hz. Muhammed ile ilgili görüş ve düşüncelerinde onun peygamberliği, mucizeleri ve olağanüstü halleri konusunda Siyer kaynaklarında verilen bilgileri abartılı buldukları gibi, konuyla ilgili rivayetleri gerçek dışı kabul ettikleri ve olumsuz yorumlar yaptıklarını söylemek mümkündür. Ancak Hz. Muhammed'in beşeri özellikleri, Şahsiyeti, ahlakı, hoşgörüsü, insanlarla iletişimi, en esası onun siyasi dehası ve siyaseti konusunda daha olumlu yorumlar ve pozitif yaklaşımlar sergiledikleri görülmektedir. Çalışmamızın yer alan yazarların görüşlerini genel olarak değerlendirdiğimizde yazarların Batı'da hakim olan görüşlerden etkilendiğini söylemek mümkündür. Son dönemlerde benimsenmiş olan Marksist metodolojiye dayanan İslam ve Hz. Muhammed profilinin temel fikrinin, Batılı oryantalistlerden alındığını görülmektedir. Dolayısıyla Batılı oryantalistlerin Hz. Muhammed'e yaklaşımlarını ele alırken Oryantalizmi bir bütün olarak değerlendirmek gerekmektedir. O zaman Rus yazarların onların çalışmalarının bir başka boyutunu teşkil ettiği görülecektir.