Canlı bir deneyim olarak oyuncunun sanatı ve geleneksel performans sanatlarında icra
Özet
Tiyatro oyuncusunun sanatını canlı bir deneyimin yaratılması olarak tanımlayan bu tez çalışması, Türkiye'ye ait geleneksel performans sanatlarına özgü icranın incelenmesinin bu sanata ve yarattığı deneyime nasıl bir katkıda bulunabileceği meselesini tartışmaktadır. Temel sav bugün deneyimin büyük ölçüde yıkıma uğradığı ve bu özel türde icra biçiminin gerçek bir deneyimi oluşturma gücünü içinde taşıdığıdır. Araştırmanın içinde ilk olarak, bu icra biçiminin özellikleri, içinden doğduğu kültüre özgü, içeriden bir bakış benimsenerek incelenmektedir. Bu amaçla tiyatro ve oyunculuk kuramına ait kavramlar kadar söz konusu geleneklere özgü emik kavramlardan da yararlanılmaktadır. Bu inceleme sonucunda, performans geleneklerine özgü icranın "meşk" olarak adlandırılabilecek, insanlar arasında yüz yüze, canlı bir etkileşime ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan kinestetik empatiye dayanan özel türde bir aksiyon türünü ortaya çıkardığı düşüncesi ortaya atılmıştır. Meşk aksiyonu, geleneğin insanın manevi gelişimi amacına uygun olarak, teatral mimesis'ten ziyade teslimiyet anlayışı, yeninin aranmasından ziyade geleneksel kuralların uygulanması ve bireyselden ziyade ortak yaratım ilkeleriyle çalışmaktadır. Araştırmanın son bölümünde Türkiye'ye özgü performans geleneklerden esinlenerek bugün tiyatro yapmakta olan iki ayrı tiyatro ekibinin çalışmalarına odaklanılarak, bu geleneklere özgü icra türüne ait özelliklerin bugün tiyatroda ve oyuncunun sanatındaki karşılığının ne olduğu/olabileceği tartışması yürütülmüştür. Buradaki temel düşünce, hem ayinsi hem de oyunsu olanı bir arada içeren ve bu tez çalışması kapsamında Türkiye'ye özgü bir gelenek olarak kavramsallaştırılan oynama eyleminin tiyatro sanatı içinde sahiplenilerek bugün hem oyuncular hem de seyirciler için gerçek bir deneyimi ortaya çıkarma gücüne sahip olabileceğidir.