Zeynuddîn el-Irâkî ve el-Elfiyye fî Garîbi'l-Kur'ân adlı manzum eseri
Özet
Kur'ân-ı Kerîm insanoğluna gönderilen son kitap olup, indirilmeye başlandığı günden bu yana iman etsin veyahut etmesin muhataplarının tümünün nezdinde takip edilmiş ve manası ile bütün dikkatleri üzerine çekmiştir. Bununla beraber Arap dili ile nazil olan Kur'ân-ı Kerîmin dili, indirildiği toplum tarafından bilinmesine rağmen ilahi bir kitap olması hasebiyle ve icaz yönünün bulunmasından dolayı Araplar tarafından anlaşılamayan kısımları da olmuştur. Bu kısımların bazısı bir cümlede yer alan bir kelimede, bazısı da tek başına bir kelimede meydana gelen kapalılık nedeniyle anlaşılması güç hale gelmiştir. Bunun yanında Araplara yabancı gelen kelimelerin bir kısmının da Arapçaya girişi, İslam'dan önce ve sonra Arap yarımadasına komşu kültürlerle etkileşimi eşliğinde gerçekleşmiştir. Bu kültürel münasebetlerin ve Arap dilinin kendi doğal gelişim serüveninin bir neticesi olarak, Arapların daha önce toplumsal alanda karşılaşmadığ sayısı azımsanamayacak birçok kavram bu dile girmiştir. Arapça öğretimi, çeşitli etkenleri bünyesinde bulundurması nedeniyle muhatabına göre farklılık gösteren, pekçok teknik ve yöntemin de bir arada kullanıldığı bir öğretimdir. İster nesir ister nazım tarzında olsun telif edilen eserlerin asıl gayesi öğretim güdüsüdür. Elfiyye üslubu ile manzum formda, Arapça öğretiminde öğrenimin kolaylığını ve hafızalarda kalıcılığını sağlamak amacıyla kaleme alınan eserlerdir. Bu çalışmanın konusu olan el-Elfiyye fî Garîbi'l-Kur'ân adlı manzum eser, Arap dilinde yabancı olarak nitelendirilen kelimelerin dildeki konumunu tespit etmek ve müşterek lafızlarla aralarındaki uyumunu net bir şekilde görmek için Kur'ân'da ve Arap'ın divanı olarak bilinen şiirde geçen yabancı lafızların ele alınarak incelenmesinden ibarettir.