Uygulamada yönetişim: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı örneği
Özet
Bu tezin amacı, GTB'deki kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile oluşturulan heyet, konsey, şura ve kurulların yapısı ve işleyişinin açıklanarak, yönetişimci özelliklerini tespit etmektir. Bu nedenle, GTB çatısı altındaki yönetişimci yapıların, yönetişimin temsil düzeyi, işleyişe katılım, kararların yaptırım gücü, işleyişte süreklilik ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde uygulamada yönetişimci olup olmadıkları analiz edilmiştir. Bu kapsamda, GTB'nin söz konusu yapıların oluşturulması ve işleyişindeki etkisi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının buradaki konumu ve mevcut yapının neokorporatizm ile ilişkisi araştırılmıştır. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kamusal karar alma mekanizmalarında özel sektör ve sivil toplum kuruluşları giderek artan bir şekilde yer almaya başlamıştır. Bu doğrultuda, merkezi idare örgütlenmesinin temelini oluşturan bakanlıklarda da yönetişimci yapı ve uygulamalar bulunmaktadır. Bu tez ile, yönetişimin bakanlıklardaki uygulaması, GTB'de faaliyet gösteren heyet, konsey, şura ve kurulların yapısı ve işleyişi üzerinden ilk kez analiz edilmiştir. Bu tezde, GTB'de yönetişim ilkelerinin tamamını orta veya yeterli düzeyde karşılayan 4 yapı bulunduğu, 5 yapının ise en az bir ilkeyi karşılamadığından gerçek anlamda yönetişimci bir nitelik taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu yapıların ortak özellikleri, piyasa ilişkilerinin düzenlenmesi, sektörel ekonomi politikalarının oluşturulması, bu konularda tavsiyelerde bulunulması, kamusal irade çerçevesinde mevzuatla oluşturulmaları, başkanlıklarının GTB temsilcileri tarafından yürütülmesi ve özel sektör ve/veya STK temsilcilerinin yer alması olarak tespit edilmiştir. Ayrıca, söz konusu yapıların oluşturulması ve işleyişine ilişkin kuralların belirlenmesinde GTB'nin etkili olduğu, yapıların işleyiş süreçlerinde ise bu etkinin bir ölçüde azaldığı görülmüştür. GTB'deki yönetişim uygulamalarının neredeyse tamamının ticaret işlemleri ile ilgili olması ve GTB'nin yapılar üzerindeki etkisi nedeniyle, bu yapıların neokorporatist özellikler de gösterdiği saptanmıştır. Bu kapsamda, Türkiye'deki yönetişim literatürünün özgünlüğü ve katılımcı kamusal mekanizmalarının istenilen düzeyde olmadığı tartışılarak, önerilerde bulunulmuştur.