Prostat iğne biyopsileri ve radikal prostatektomi materyallerinin 2010 yılında revize edilen modifiye gleason derecelendirme sistemine göre histopatolojik karşılaştırılması
Özet
ÖZET Amaç: Prostat adenokarsinomu derecelendirme sistemi 1066'dan beri kullanılmaktadır. Prostat kanseri derecelendirmesinde paternler arası gözlemci farkını en aza indirmek ve daha iyi prognostik korelasyon sağlamak amacıyla 2010 yılında Gleason derecelendirme sistemi revize edilmiş, önceden Gleason grade 3'e dahil edilen düzgün sınırlı kribriform yapılar şekil ve boyuta bakılmadan Gleason grade 4 olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Çalışmamızda 2010 revize Gleason derecelendirme sistemine göre ince iğne biyopsisinde tespit edilen tümör özellikleri ile radikal prostatektomideki total tümörün uyumunu araştırmak amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Çalışmamıza 2005-2010 yılları arasında ince iğne biyopsi ve radikal prostatektomi materyali Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı'nda incelenmiş ve prostat adenokarsinomu tanısı almış 190 olgu dahil edilmiştir. Tümörler 2010 revize Gleason Derecelendirme sistemine göre 3 patolog (AS, SK, FA) tarafından tekrar değerlendirilmiştir. Gleason grade, Gleason skor ve tümör miktarını içeren tümör özellikleri ile tümör risk grupları açısından iğne biyopsileri ile radikal prostatektomi materyalleri karşılaştırılmış, aradaki uyum araştırılmıştır. Pre-op PSA düzeyi, radikal prostatektomide elde edilen cerrahi sınır ve ekstraprostatik yayılım bulguları ayrıca değerlendirilmiştir. Verilerin analizi SPSS for Windows 11,5 paket programında yapılmıştır. p<0,05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: İnce iğne biyopsisinde primer grade 4 olan tümörler yüksek düzeylerde pre-op PSA düzeyi (>20 Ng/ml), yüksek oranda periprostatik yağ doku invazyonu (%36.9), perinöral invazyon (%96.9), veziküloseminalis invazyonu (%6.2), lenfovasküler invazyon (%23.1) ve lenf nodülü metastazı (%9.2) göstermiştir. Tümör risk gruplarına göre değerlendirildiğinde ince iğne biyopsi ve radikal prostatektomi arasında uyum düşük bulunmuş, tümörlerin %35.9'nda risk grubu aynı kalırken, %58.1'i upgrade, %6'sı downgrade olmuştur (p=0.001). Upgrade olan tümörlerin ince iğne biyopsisinde primer veya sekonder grade olarak GG4 içerdiği ve yüksek toplam tümör yüzdesi ve yüksek pre-op PSA düzeyi (>20 ng/mL) gösterdikleri belirlenmiştir. Ayrıca perinöral invazyon, periprostatik yağ doku invazyonu, veziküloseminalis invazyonu, lenfovasküler invazyon ve cerrahi sınır pozitifliği bu tümörlerde daha sık gözlenmiştir. Upgrade olasılığını öngörme açısından; yüksek pre-op PSA düzeyi, yüksek İİB toplam tümör yüzdesi, perinöral invazyon ve tümör içeren biyopsi sayısının yüksek olması anlamlı bulunmuştur. Sonuç: Gleason derecelendirme sisteminde güncellemelere rağmen, İİB ve RP arasında Gleason grade ve gleason skor uyumsuzluğu önemli bir konu olmaya devam etmektedir. Hasta yönetimi ve prognoz tayini açısından tümörlerin upgrade ve downgrade olma olasılığını ön gören parametrelerin belirlenmesi önem taşımaktadır. İğne biyopsilerinde GG 4 tümöre upgrade olasılığını destekleyen klinikopatolojik parametrelerin de eşlik etmesi radikal prostatektomi materyalinde daha yüksek dereceli bir tümörü işaret etmektedir. Despite the Gleason grading system updates, Gleason grade and Gleason score discordance between fine needle biyosies and radical prostatectomy materials continues to be an important issue. To detect the patients management and prognosis, determining the parameters to estimate the possibility of upgrade and downgrade of the tumors is important. GG 4 tumors in needle biopsy and clinicopathological parameters to support the possibilities of upgrade, indicate high grade tumors in radical prostatectomy materials together. Anahtar Kelimeler: Prostatadenokarsinomu, Gleason grade, Gleason skor, Upgrade, Klinikopatolojik parametreler