Gümülcine vakıfları (XV-XVIII. yüzyıllar)
Özet
Osmanlı Devleti'nin şehir ve kasabalarında kurulmuş olan hayrî, akar ve para vakıfları, gelirleri aracılığıyla halkın dinî, kültürel, eğitim-öğretim ve diğer toplumsal ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Ayrıca şehir ve kasabalarda farklı sayılarda kurulan bu vakıfların faaliyetleri, yukarıda söz edilen ihtiyaçların karşılanması sırasında, devletin kendi vergi gelirlerinden herhangi bir harcama yapmamasını sağlamıştır. Rumeli şehirlerinden biri olan Gümülcine'de XV-XVIII. yüzyıllar arasında tespit edebildiğimiz kadarıyla 77 vakıf kurulmuştur. Her yüzyılın kendi şartlarına göre, Osmanlı Devlet yapısında meydana gelen siyasî, kültürel, iktisadî ve toplumsal değişimler, Gümülcine vakıflarının kuruluş amaçlarını, hizmetlerini ve gelir gider yapılarını etkilemiştir. Özellikle vakıf kurucuları da bu şartları gözeterek mal ve mülklerini vakfetmişlerdir. Gümülcine vakıf kurucularının arasında toplumun askerî sınıfından insanlar olduğu gibi, reaya sınıfından şehrin ileri gelen ve zengin kişilerinin de bulunduğu görülmektedir. Bu vakıf kurucuları şehrin mahallelerinde özellikle birçok ibadethâne inşa ettirdikleri gibi, zaviye ve tekkeler de yaptırarak, hem dinî hem de kültürel açıdan halkın ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Bununla birlikte vakıf kurucuları eğitim kurumu olarak mektep, muallimhâne ve medreseler inşa ettirip, bütün bu yapıların yaşamaları ve hizmetlerini sürdürmeleri amacıyla, menkul ve gayrimenkullerini vakfetmişlerdir. Vakıf kurucularının vakfettikleri dükkân, han, hamam, mesken, arsa gibi mülkler ve nakit paralar, Gümülcine'nin iktisadî hayatını etkilemiş ve değiştirmiştir. Şehrin ticaret hacmi yüzyıllar içinde yükselmeye başlayınca, şehirde istihdam açısından da artışlar yaşanmıştır. İnşa edilen mescit, cami, mektep, medrese ve zaviye gibi hayrî binalarda çalışacak vakıf görevlisi sayısının artması da, istihdamı etkilemiştir. Böylece Gümülcine merkezin şekillenmesinde vakıfların ve vakıf kurucularının yaptırdığı binalar ve bu binalarda icra edilen hizmetler, siyasî, dinî, kültürel ve toplumsal etkilerini yüzyıllarca Gümülcine'de hissettirmişlerdir.