Benign sinonazal kitlelerde transnazal endoskopik eksizyonun etkinliğinin değerlendirilmesi
Özet
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı'ında 2005 -2013 yılları arasında benign sinonazal kitle tanısıyla takip edilen ve endoskopik endonazal cerrahi yaklaşım uygulanan olguların dosyaları incelendi. Tümörlerin sinonazal bölge anatomisinde neden olduğu değişimler, hastalığın kliniği, hastalığın evresine göre cerrahi tedavinin etkinliği, tümör boyut ve yapışma noktalarının yöntemin etkinliğindeki etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Bu nedenle benign sinonazal kitle tanısı ile takip edilen 7-80 yaş arasındaki 165 hastanın hasta dosyaları, ameliyat ve takip muayene video kayıtları ile radyolojik görüntülemeleri incelenerek değerlendirildi. Sinonazal tümörlerin klinik semptom ve bulgularının pek çok hastalıkla benzerlik göstermesi tanıda güçlüklere bunun sonucunda da yanlış tanı ya da geç tanıya bağlı morbiditelere neden olmaktadır Çalışmamızda benign sinonazal tümör tanısı alan 109 erkek (%66.1 ) 56kadın (%33.9) değerlendirilmiştir. Bu hastaların 58'ini (%35,1) fibroosseöz tümörler, 51 'ini (%30,9) inverted papillom, 43'sini (%26,2) diğer benign tümörlerin , 13 ünü ise (%7,8) juvenil anjiofibrom olgularının oluşturduğu tespit edilmiştir. Transnazal endoskopik yöntem bizim çalışmamızda ileri evre tümörlerde dahi uygun vaka seçimi yapıldığı taktirde güvenli bulunmuştur. Ancak intraoperatif riskler mevcuttur. Bu nedenle yeterli ekipman ve donanıma sahip merkezlerde, bu konuyla yakından ilgilenen cerrahların oluşturduğu deneyimli ekipler tarafından uygulanmalıdır. Transnazal endoskopik cerrahi için hasta seçimi cerrahi yeteneğe ve tümörün türüne, kaynağına, yayılımına göre belirlenmelidir Bazı tümör grupları için (İnverted papilloma, anjiofibroma) preoperatif evreleme rezeksiyonun önceden planmasında ve rezeksiyon derecesinin tahminin de önemli tespit edilmişdir. Ancak biz özellikle inverted papilloma için yapışma yerini temel alan bir sınıflamanın yararlı ve yol gösterici olacağı kanatindeyiz. Ayrıca çalışmamız sonucunda yine tümör volumunden çok tümörün yerleşim yerinin transnazal endoskopik eksizyon için önemli olduğu düşünmekteyiz. Bulgularımız literatürdeki vaka serileriyle uyumlu sonuçlar vermektedir. Yine de farklı histopatolojik özellikler ve klinik davranışlara sahip benign sinonazal tümörleri tek bir grupta incelemek eğer dikkat edilmez ise yanlış sonuçlara ulaşılmasına da neden olabilir Bu nedenle sinonazal tümörler ile ilgili yapılacak çok merkezli alt gruplara spesifik çalışmaların özellikle az rastlanılan tümörler konusunda faydalı bilgiler sağlayacağı kanaatindeyiz.