Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorÖkte, Zeynep
dc.contributor.authorVural, Simge
dc.date.accessioned2022-06-28T13:24:21Z
dc.date.available2022-06-28T13:24:21Z
dc.date.issued2015
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12575/82395
dc.description.abstractIn this study, remineralization properties of fluoride and grape seed extract are compared in biomimetic remineralization procedure of dentin on demineralized dentin samples. 112 dentin samples with a size of 1x 3 x7 mm are demineralized for 10 days in demineralization solution. Demineralization solution is replaced every day. After demineralization procedure a group of samples (28 samples) are selected for hardness, elasticity, Young's modulus (tensile modulus) and SEM analysis. Rest of the samples are randomly divided into three group of control (RM Control), fluoride application (RM Fluoride) and grape seed extract application group (RM GSE). All samples are kept, according to their group, either in grape seed extract solution or in fluoride solution for 10 minutes, only once. Control group samples are directly immersed into SBF, which is used as remineralization solution, without any treatment. All teeth samples are kept in separate 15 ml SBF solutions. Standard Portland cement discs which were kept at %100 relative humidity and 37 0C for one week, are placed in SBF solution as calcium and hydroxyl ion source. While SBF is replaced every 48 hours, Portland cement discs did not changed. All samples are prepared for microhardness, elasticity and Young's modulus measurements after a six weeks of biomimetic remineralization process. SEM and EDX measurements are carried out on 2 samples from each group. Results show that demineralization group have significantly lower (p <0.05) hardness, elasticity and Young's modulus values than all remineralization groups and SEM images Show that all dentinal tubules are widened and regularly demineralized. İn EDX measurements DM group has the lowest calcium and phospate values among all groups. Remineralized samples have statistically significant (p<0.05) higher microhardness, elasticity and Young's modulus values than the demineralized group. Among the remineralized samples, RM Fluoride group has statistically significant (p<0.05) higher values than RM Control group, RM GSE group has statistically significant (p<0.05) higher values than both RM Fluoride and RM Control group in all measurements. SEM results show that some of the widened dentinal tubules of RM Control group are not entirely closed. RM Fluoride group show that all the dentinal tubules are closed and granular structures are formed on the surface. RM GSE group show that all the dentinal tubules are closed and granular structures are formed on surface as in RM Fluoride group. However, granular structures observed in RM GSE group has broader band. Consequently, it is determined that grape seed extract is a more effective remineralization agent than fluoride. We believe that either pre-application of grape seed extract before restoration or addition of grape seed extract in restorative materials may result in reduced secondary dental caries risk but it needs further in vivo studies.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherSağlık Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.subjectDiş hekimliğitr_TR
dc.titleÜzüm çekirdeği ekstresi ve florun biomimetik dentin remineralizasyonundaki etkileritr_TR
dc.title.alternativeThe effect of grape seed extract and fluor on biomimetic remineralization of dentintr_TR
dc.typedoctoralThesistr_TR
dc.contributor.departmentDiş Hekimliğitr_TR
dc.description.ozetalışmamızda demineralize edilmiş dentin örnekleri üzerinde biomimetik remineralizasyon prosedüründe flor ve üzüm çekirdeği özünün remineralize edici etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmamızda 1X3X7 mm ölçülerinde hazırlanan 112 dentin örnekleği demineralizasyon solüsyonunda 10 gün, demineralizasyon solüsyonu her gün değiştirilerek bekletilmiştir. Demineralizasyon işlemi sonrası dentinin sertlik, elastikiyet ve Young Modülü değerlerinin ölçülmesi ve SEM incelemesinin yapılması için bir grup örnek (28 örnek) ayrılmıştır. Geri kalan örnekler rastgele olmak üzere ve her grupta 28 örnek olacak şekilde kontrol (RM Kontrol), flor (RM Flor), ve üzüm çekirdeği özü (RM ÜÇÖ) solüsyonu uygulanmak üzere ayrılmıştır. Tüm örnekler gruplara göre ya üzüm çekirdeği özü solüsyonunda ya da 1000 ppm flor solüsyonu içinde 10'ar dk. tek sefere mahsus olmak üzere bekletilmiştir. Kontrol grubuna ise herhangi bir işlem uygulanmadan remineralizasyon solüsyonu olarak kullanılan SBF içine atılmıştır. Tüm diş örnekleri ayrı ayrı 15 ml SBF içine konulmuştur. SBF içine kalsiyum ve hidroksil iyon kaynağı olması için önceden % 100 nemli ortamda ve 37 0C' de 1 hafta bekletilerek hazırlanmış standart 0.5 gr. Portland siman diskleri konulmuştur. SBF her 48 saatte bir değiştirilirken Portland siman diskleri değiştirilmeden korunmuştur. 6 haftalık biomimetik remineralizasyon süresi sonunda tüm örnekler mikrosertlik, elastikiyet ya da Young modülü ölçümleri için hazırlanmıştır. Her grupta 2 şer örnekte SEM ve EDX ölçümü yapılmıştır. Alınan sonuçlara göre demineralizasyon sonrası tüm örneklerde sertlik, elastikiyet ve Young modülü değerleri remineralizasyon uygulanan tüm gruplara göre anlamlı derecede düşükken (p<0.05) SEM görüntülerinde tüm dentin tübüllerinin açılarak yüzeyin düzenli bir şekilde demineralize olduğu görülmüştür. EDX analiz sonuçlarına göre DM grubu kalsiyum ve fosfat iyon miktarı karşılaştırıldığında tüm gruplar arasında en düşük değerleri sergilemektedir. Remineralize edilen örneklerin tümünde ise mikrosertlik, elastikiyet ve Young modülü değerlerinin demineralizasyon grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüştür. (p<0.05) Remineralize edilen örnekler kendi aralarında değerlendirildiğinde RM Flor grubu RM Kontrol grubuna göre, RM ÜÇÖ grubu RM Flor grubu ve RM Kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı olmak üzere tüm ölçümlerde daha yüksek değerler sergilemiştir. (p<0.05) SEM incelesi sonrasında ise RM Kontrol grubunda, demineralizasyon sonrası açılan dentin tübüllerinin bir kısmının tıkandığı ancak tam bir kapanmanın sağlanmadığı, RM F grubunda tüm tübüllerin tamamen tıkandığı, yüzeyde granüler yapıların oluştuğu görülmüştür. RM ÜÇÖ grubunda ise tüm dentin tübüllerinin flor grubuna benzer şekilde tıkandığı, yüzeyin tamamen granüler yapılarla kapandığı görülmüştür ancak görülen bu granüler yapıların RM F grubundan daha kalın bir bantta izlenmiştir. Sonuç olarak dentin yüzeyinde üzüm çekirdeği özünün flordan daha etkili bir remineralizasyon ajanı olduğu saptanmıştır. Bu bulgular doğrultusunda doğrultusunda üzüm çekirdeği özünün restorasyon öncesi dentin yüzeyine uygulanması ya da restorasyon materyallerinin yapısına katılmasının sekonder çürük riskini azaltabileceği ve bu konuda in vivo çalışmalara ihtiyaç olduğu kanısındayız.tr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster