Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorErol, Çetin
dc.contributor.authorVuruşkan, Ertan
dc.date.accessioned2022-06-24T07:29:05Z
dc.date.available2022-06-24T07:29:05Z
dc.date.issued2001
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12575/82288
dc.description.abstractEvaluation of Short-Term Prognostic Significance of Electrocardiography and Left Ventricular Wall Motion Score Index in Acute Non-Q Myocardial infarct Patients AIM: Aim of this study is to assess the short-term (in-hospital) risk of acute non-Q wave myocardial infarct patients by electrocardiography and echocardiographic "Left Ventricular Wall Motion Score Index (LWMSI)" and "Wall Motion Abnormality (WMA)". Correlations between severity and extension of coronary artery disease, need for revascularization and these echocardiographic parameters were also investigated. MATERIAL AND METHODS: 76 patients with acute non-Q wave Ml were included in this study. LWMSI and WMA are measured with two-dimensional echocardiographic examination in the first 48 hours. Admission electrocardiographic findings (ST segment depression, T wave inversion, non-specific ECG etc.) were noted. On the basis of their LWMSI, patients were divided into 3 groups: LVWMSK1.50, LWMSI=1.5-1.9 and LVWMSI>=2.0. And according to WMA, 3 groups were determined: WMA=0-5, WMA=6-10 and WMA=1 1-16 segments. All patients were analyzed by coronary angiography for severity and extension of coronary artery disease. Ejection fraction of two thirds of patients were determined. End points were death, reinfarct, recurrent angina, congestive heart failure and arrhytmias. RESULTS: End points were reached in 21 (27.6%) of patients. Complications were observed especially in those patients whose LWMSM.5 and WMA>5 segments (p=0.001). Especially, death and congestive heart failure were found to occur in this group of patients. And also in-hospital complications were increased in ST segment depression group. All of death and congestive heart failure end points were also observed in ST segment depression patients. The patients who had a complicated course were older than those who showed a good outcome (64.7±1 0.3 vs 58.2±1 1.0, p=0.02). LWMSI and WMA predicted multivessel disease and requirement for revascularization (X2=20.7, p=0.001 and X2=28.9, p=0.001). In these subsets of patients more coronary angiography, PTCA and coronary artery bypass grafting were performed. There was no evident correlation between ECG findings and coronary angiographic severity of atherosclerosis. High CKMB levels and low ejection fraction were determined in patients whose LWMSM.5 (p<0.01, R=+0.45 and p=0.004, R-0.65). Similar data were seen in the ST segment depression goup (p<0.05, p<0.05). CONCLUSION: Our results suggest that admission electrocardiography and echocardiography are practical tools for risk stratification in acute non-Q wave myocardial infarct patients. According to our findings, patients with old age, ST segment depression, WMA>5 and LWMSM.5 in echocardiography are more prone to adverse cardiac events in the near future. Early coronary angiography and revascularization methods in these subsets of patients may positively affect short-term prognosis.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherSağlık Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.subjectKardiyolojitr_TR
dc.titleAkut Q dalgasız miyokart infarktüsü geçiren hastalarda elektrokardiyografi ve sol ventrikül duvar hareket skor indeksinin kısa dönem prognostik öneminin değerlendirilmesitr_TR
dc.title.alternativeEvaluation of short-term prognostic significance of elektrocardiograhy and left ventricular wall motion score index in acute non-Q myocardial infarct patientstr_TR
dc.typeMedicalThesistr_TR
dc.contributor.departmentTıptr_TR
dc.description.ozetAMAÇ: Bu çalışmada, akut Q-dalgasız Mi geçiren hastalarda transtorasik ekokardiyografi ile ölçülen SVDHSİ ile ASS ve hastanın kabul elektrokardiyogramına göre kısa dönemde (hastane içi) risk belirlenmesi yapılması amaçlanmıştır. Ayrıca koroner arter hastalığının yaygınlığı ile revaskülarizasyon gereksiniminin bu skor ve kabul EKG'siyle bağlantısının olup olmadığı araştırılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM : Akut Q-dalgasız Mİ tanısı ile izlenen 76 hasta çalışmaya alındı. Hastaların ilk 48 saat içinde ekokardiyografik incelemeleri ile SVDHSİ ve ASS'leri hesaplandı. Kabul elektrokardiyogramındaki bulguların tipi (ST segment çökmesi, T dalga değişiklikleri, spesifik olmayan değişiklikler vb) not edildi. SVDHSİ'ye göre 3 grup (<1.5, 1.5-1.9 ve >=2.0) ve ASS'ye göre de 3 grup (0-5, 6-1 0 ve 1 1-16 segment) belirlendi. Hastalara taburcu olmadan önce ortalama olarak 4-7. günlerde koroner anjiografi yapıldı. Hastaların yaklaşık olarak üçte ikisinin ejeksiyon fraksiyonları ölçüldü. Son nokta olarak ölüm, reinfarktüs, tekrarlayıcı angina, konjestif kalp yetmezliği ve aritmi varlığı kabul edildi. BULGULAR : Hastaların 21 (%27.6)'inde son nokta olan komplikasyonlara ulaşıldı. SVDHSİ>1.5 olan hastalarda ve ASS>5 olan hastalarda, olmayanlara göre komplikasyonlar daha sıklıkla ortaya çıktı (p=0.001). Özellikle ölüm ve konjestif kalp yetmezliği bu gruptaki hastalarda saptandı. EKG'de ST segment çökmesi olan hastalarda da hastane içi komplikasyonlarda artış izlendi. Aynı şekilde ölen hastaların tamamı da ST segment çökmesi ile prezente olan hastalardı. Komplikasyon gelişen hastalar olmayanlara göre daha yaşlıydılar (64.7+1 0.3'e karşılık 58.2±11.0, p=0.02). SVDHSİ ve ASS, ayrıca çok damar hastalığının tespiti ve revaskülarizasyon ihtiyacını da öngörme açısından yararlı bulundu. SVDHSİ ve ASS arttıkça çok damar hastalığının arttığı (X2=20.7, p=0.001 ve X2=28.9, p=0.001) ve bu hastalarda daha çok koroner anjiografi, PTKA ve koroner bypas cerrahisi uygulandığı gözlendi. EKG bulguları ile koroner anjiografik bulgular arasında bağlantı saptanamadı. SVDHSİ yüksek olan hastaların zirve CKMB düzeylerinin daha yüksek, ejeksiyon fraksiyonlarının da daha düşük olduğu izlendi (p<0.01,R=+0.45 ve p=0.004, R=-0.65). Aynı bulgular ST segment çökmesi ile prezente olan hastalarda da belirlendi (p<0.05, p<0.05). SONUÇ : Sonuç olarak akut Q-dalgasız Mİ geçirmekte olan hastaların hastaneye kabulünde alınacak bir EKG ve yapılacak olan bir ekokardiyografi ile çok pratik bir şekilde risk belirlemesi yapılabilir. Çalışmamızda elde ettiğimiz bulgulara göre yaşlı, ST segment çökmesi saptanan, ekokardiyografik incelemede ASS>5 ve SVDHSİ>1.5 olan hastalar, özellikle gelecekteki kardiyak olaylar açısından risk altındadırlar ve erken koroner anjiografi ile revaskülarizasyon yöntemleri, bu alt gruplarda prognozu olumlu yönde etkileyecektir.tr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster