dc.description.ozet | Obezite ve ilişkili tüm patolojiler son otuz yılda en önemli halk sağlığı sorunlarından biri haline gelmişlerdir. Her ne kadar pek çok hastalık gibi obezitenin de bazı türlerinin tek gen bozukluklarından kaynaklandığı bilinse de, obezite insidansında son otuz yıl içerisinde gözlenen büyük artış sorunun tamamen genetik kaynaklı olma ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Günümüzde geçerli görüş obezitenin genetik yatkınlık ve çevresel faktörler nedeniyle gelişen metabolik dengenin kaybı neticesinde ortaya çıktığı yönündedir. Bugün itibariyle obezitenin hangi hücresel mekanizmaların hatalı çalışması nedeniyle geliştiği bilinmemektedir. Ancak son yıllarda endoplazmik retikulum stresi (ER stresi) ve pek çok metabolik hastalık arasında önemli ilişkilerin var olduğu gösterilmiştir. Aynı şekilde obezitenin önemli olgularından biri olan leptin direncinin nöral dokularda gelişen ER stresine bağlı olarak ortaya çıkabildiği de gösterilmiştir. Bu tez çalışmasında da hedefi daraltmak üzere, yeme davranışını baskılama konusundaki görevleri iyi bilinen pro-opiomelanokortin (POMC) sentezleyen hipotalamus arcuate çekirdek nöronlarındaki ER stresinin, deney hayvanlarının yeme davranışı, vücut ağırlığı ve ilişkili metabolik parametrelerde yarttığı değişim incelenmiştir. Bu amaçla geliştirilen POMC nöron spesifik XBP1 knock out model organizma, geliştirilmesinde kullanılan transgenik soyların her ikisinin de (hem Cre rekombinaz transgenik) negatif kontrol olarak kullanıldığı bir deney düzeni içerisinde incelenmiştir. İki temel sonuç elde edilmiştir. Daha önceki çalışmalar dikkate alındığında literatürde yeterince değerlendirilmemiş olan Cre kontrol grubunun da bir fenotipinin olduğu gösterilmiş ve ayrıca çalışmanın ana hipoteziyle uyumlu bir şekilde POMC nöronlarında oluşturulan ER stresi modelinin leptin direncine yol açtığı da gösterilmiştir. | tr_TR |