Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorSönmez, Hayriye
dc.contributor.authorBezgin, Tuğba
dc.date.accessioned2022-04-22T06:34:17Z
dc.date.available2022-04-22T06:34:17Z
dc.date.issued2009
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12575/79350
dc.description.abstractThe aim of this study was to present a clinical and radiographic comparison of the efficiency of gutta-percha points containing calcium hydroxide and calcium hydroxide paste in apexification treatment of immature upper central incisors. The study also sought to identify densitometric changes in apical regions of treated teeth on radiographs taken with the use of paralleling cone technique and step-wedge.The study included 22 upper central incisor teeth of 16 children (7 girls, 9 boys) between the ages of 8-11. Of these, 12 teeth were treated with CHPP and 10 were treated with CHP. Clinical symptoms that could affect the formation of apical barrier and apexification durations were noted. Density measurements were done by using PSPL system with three-month periods. The overall success of the treatment materials was evaluated according to clinical and radiographic success criterias.At the end of apexificiation treatments, the success rates of CHHP and CHP were 92 percent and 100 percent respectively. No significant statistical difference was found between the groups in terms of general success.The study showed no significant relationship of the success of apexification treatment to type of trauma, post-trauma period, pre-operative abscess and acute symptoms and reinfections during the treatment.Apexification treatment was completed in a 9.6-month mean time (sd±2.4) in the CHP group, and it was completed in a 9.54-month mean time (sd±2.5) in the CHPP group. No important statistical difference was observed between the two groups in terms of treatment time. The study revealed that gender, age, trauma type, post-trauma period, pre-operative abscess and reinfections during the treatment did not affect apexification time. However, pre-operative acute symptoms such as night pain, spontaneous pain and extreme percussion sensitivity extended the treatment time on a statistically meaningful level.The barriers were located apically in 100 percent of the treated teeth in CHPP group and 90 percent of the teeth in CHP group. No statistical significant difference was observed between the groups in terms of apical barrier location.Densitometric analysis? of apical regions of the successfully treated 19 teeth taken with the help of paralleling cone technique and step-wedge in a period of 3 months revealed that pre-operative mean optic density was 7.0 mmAl and post-operative mean optic density was 4.98 mmAl. These results showed statistically significant density changes between pre-operative and post-operative values. However, there was no statistical difference between the treatment groups in terms of optic density values of the apical barriers.No statistical significant difference was observed between CHPP and CHP in terms of overall success of apexification treatment. On the other hand, the use of CHPP in apexification treatments of immature teeth has several advantages for both the patient and the doctor in terms of clinical easiness. So, CHPP usage for this treatment protocol can be recommended.Optical density values of the newly formed apical barrier showed meaningful changes throughout the treatment and the final average value read was 4.98 mmAl. These values can be used as important criteria for more advanced studies in the diagnosis of barrier formation.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherSağlık Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.subjectApeksifikasyon tedavisitr_TR
dc.subjectDijital radyografitr_TR
dc.subjectCa(OH)2 patıtr_TR
dc.titleCa(OH)2 içerikli gütaperka ve Ca(OH)2 patının apeksifikasyon tedavisindeki etkinliklerinin klinik ve dijital radyografi ile karşılaştırılmasıtr_TR
dc.title.alternativeComparative evaluation of the effectiveness of Ca(OH)2 points and Ca(OH)2 solution in apexification treatment clinically and with direct digital radiographytr_TR
dc.typedoctoralThesistr_TR
dc.contributor.departmentDiş Hekimliğitr_TR
dc.description.ozetÇalışmamızda kanal tedavisi gereksinimi olan ve kök gelişimi tamamlanmamış üst santral kesici dişlere kalsiyum hidroksit içerikli gütaperkalar ile apeksifikasyon tedavisi uygulanmış ve materyalin bu tedavideki etkinliğinin kalsiyum hidroksit patı ile kinik ve radyografik olarak karşılaştırılması amaçlanmıştır. Aynı zamanda; paralel radyografi tekniği ve penetrometre yardımıyla alınan radyografilerde; tedavi edilen dişlerin apikal bölgelerindeki densitometrik değişimlerin incelenmesi amaçlanmıştır.Bu amaçlarla araştırmamıza 8-11 yaşlar arasındaki 16 çocuğun (7 kız, 9 erkek) 22 adet üst santral kesici dişi dahil edilmiştir. Bu dişlerden 12 tanesine KHPP, 10 tanesine ise KH patı kulanılarak apeksifikasyon tedavileri uygulanmıştır. Tedavi gruplarında, apikal bariyer oluşumunu etkileyebileceği düşünülen klinik semptomlar kaydedilmiş, apeksifikasyon süreleri not edilmiştir. 3'er ay aralarla PSPL sistemi kullanılarak alınan radyografilerde apikal bölgenin densite değerleri belirlenmiştir. Tedavi ajanlarının genel başarısı klinik ve radyografik başarı ölçütlerine göre değerlendirilmiştir.KHPP ile %92, KH patı ie ise %100 oranında başarı elde edilmiştir. Gruplar arası karşılaştırmaya göre, tedavinin genel başarısı açısından aralarında istatistiksel olarak önemli farklılık olmadığı tespit edilmiştir.Travma tipi, travma sonrası geçen süre, tedavi öncesinde apse ve akut semptom varlığı ve tedavi sırasında gelişen akut alevlenmelerin apeksifikasyon tedavisinin başarısını önemli oranda etkilemediği belirlenmiştir.KH patı ile tedavi edilen dişlerde ortalama 9,6 (ss ±2,4); CHPP ile tedavi edilenlerde ise 9,54 (ss ±2,5) ayda apeksifikasyon tamamlanmıştır. İki grup arasında, süre açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılık tespit edilmemiştir. Cinsiyet, yaş, travma tipi, travma sonrası geçen süre, tedavi başlangıcında varolan apse, tedavi sırasında gelişen akut alevlenmelerin apeksifikasyon süresini etkiemediği ancak tedavi başlangıcında varolan gece ağrısı, spontan ağrı ve şiddetli perküsyon hassasiyeti gibi akut semptomların tedavi süresini istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde uzattığı gözlenmiştir.KHPP grubunda dişlerin %100'ünde, KH patı grubundaki dişlerin ise %90'ında apeksifikasyon tedavisi sonucunda oluşan bariyer apikalde konumlanmıştır. Bariyerin konumu açısından iki grup arasında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmamıştır.Apeksifikasyon tedavilerinin başarıyla tamamlandığı 21 dişten 19'unda başlangıç, 1. ay ve tedavi sonlanana kadar her 3 ayda bir paralel intraoral radyografi tekniği ve penetrometre kullanılarak alınan radyografilerde apikal bölgenin densitometrik ölçümleri yapılmış; tedavi başlangıcında apikal bölgenin ortalama densite değeri 7,0 mmAl iken tedavinin sonunda bu değerin 4,98 olduğu belirlenmiştir. Densite değerlerinin başlangıca ve bir önceki ölçüme göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Ancak, aylara göre densite değerleri KH patı ve KHPP gruplarına göre istatistiksel olarak önemli farklılık göstermemiştir.KHPP ve KH patı kulanılarak uygulanan tedavilerde genel başarı açısından istatistiksel olarak belirgin farklılık yoktur. Ancak, kök gelişimi tamalanmamış dişlerin apeksifikasyon tedavilerinde KHPP'nin klinik kullanımının hekime ve hastaya kolaylık sağlaması nedeniyle KH patı yerine tercih edilmesi uygundur.Yeni oluşan apikal bariyerin optik densite değerleri tedavi boyunca anlamlı değişiklik göstermiş ve son değer ortalama 4,98 olarak bulunmuştur. Bu değerlerin yapılacak ileri çalışmalarla araştırılması ve bu çalışmaların sonuçlarına göre bariyerin teşhisi açısından önemli bir kriter olarak kullanılabileceği kanısındayız.tr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster