Türkiye’de Yetiştirilen Yerli Asil Horozlarının Bazı Morfolojik ve Genetik Özelliklerinin Belirlenmesi
Özet
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de yetiştirilen yerli Asil horozlarında bazı morfolojik özelliklerinin ve mitokondriyal DNA dizilimine göre ırk içi ve ırklar arasındaki genetik değişimlerin belirlenmesidir. Araştırma, Türkiye’de yerli Asil horoz ve tavuk yetiştiriciliğinin yoğun yapıldığı illerde (İstanbul, Düzce, Sakarya, Sinop, Giresun, Samsun-Bafra, Trabzon, Antalya ve İzmir) federasyon ve derneklere kayıtlı farklı işletmelerdeki bir ve üzeri farklı yaşlarda olan hayvanlar üzerinde yürütülmüştür. Araştırmada 60 dişi, 58 erkek Asil’e ait canlı ağırlık ve bazı morfolojik özellikler (ibik uzunluğu ve genişliği, gaga uzunluğu ve genişliği, baş uzunluğu ve genişliği, göğüs genişliği, derinliği ve çevresi, boyun uzunluğu, gövde uzunluğu, incik derinliği, uzunluğu ve çapı ile but uzunluğu) incelenmiştir. Genetik analizler için, proje kapsamında Asil popülasyonundan toplanan tüy örneklerinden 96 tanesinden DNA izolasyon kiti ve otomatik izolasyon cihazı kullanılarak DNA elde edilmiştir. Elde edilen DNA’lar tavuk mt-DNA D-loop bölgesine spesifik primerler kullanılarak yükseltgenmiştir. Yükseltgenen örnekler DNA purifikasyon kiti kullanılarak temizlenmiş ve DNA sekans cihazına yüklenerek dizileme işlemi gerçekleştirilmiştir. Hayvanların yaşları işletmelerde tutulan kayıtlara göre belirlenmiştir. Araştırmada cinsiyet grupları arasındaki incelenen tüm morfolojik özellikler bakımından tespit edilen farklılıklar önemli bulunurken (P≤0,01), yaş grupları arasında ibik ve gövde uzunluğu, baş ve göğüs genişliği, göğüs derinliği ve çevresi, canlı ağırlık değerleri arasındaki farklılıklar önemli (P≤0,05) bulunmuştur. Çalışmada ortalama canlı ağırlık, göğüs genişliği ve derinliği ile incik çapı ve uzunluğu değerleri sırasıyla 2,71 kg; 82,08 ve 119,10 mm; 6,06 ve 10,20 cm olarak bulunmuştur. Yerli Asillerden elde edilen canlı ağırlık ve diğer morfolojik özelliklere ait veriler genel olarak incelendiğinde bu hayvanların orta ağırlıktaki ırklar grubunda yer alabileceği düşünülmektedir. Ortalama canlı ağırlık değerlerinin genel olarak diğer dövüş horozları veya farklı Asil varyetelerine göre daha düşük olması ve ibik yapısının daha kısa şekillenmiş olması, yetiştiriciler ile yapılan söyleşiler doğrultusunda, bu hayvanların ringde çevik ve aktif olmalarının yanı sıra daha uzun süreli müsabakalarda kalmalarının istenmesi, saldırıdan çok savunucu olmalarının tercih edilmesi, ibik yaralanmalarına bağlı performans düşüklüğü yaşanabileceği göz önüne alınarak yetiştiriciler tarafından seleksiyona tabi tutulmuş olabileceklerini düşündürmektedir. İskelet sisteminin gelişiminin göstergelerinden birisi olarak kabul edilen incik uzunluğu ve çapı değerleri incelendiğinde, diğer Asil varyetelerinden daha geç gelişim gösterdikleri düşünülmektedir. Ancak kesin bir yargıya varmak için civcivlerde çıkımı takiben büyüme ve gelişmenin takip edildiği daha detaylı başka çalışmalara gerek bulunmaktadır. Dizileme sonrası 79 örneğin genotipleri belirlenmiş Türkiye’de yetiştirilen diğer tavuk ırkları ve Dünya tavuk ırkları ile mtDNA D-loop bölgesi yönünden genetik farklılıklar ortaya konulmuştur. Sonuç olarak proje materyali Asil horozlarda toplam 34 haplotip belirlenmiş, bunlardan 18 tanesi proje kapsamında değerlendirmeye alınan diğer tavuk populasyonlarından farklı olarak sadece Asil populasyonunda gözlenmiştir. Diğer tavuk populasyonları ile birlikte çizilen filogenetik ağaçta Asil örneklerinin genel olarak kendi içlerinde bir arada oldukları birkaç örneğin diğer örneklerle bir arada toplandığı görülmekle birlikte özellikle 2 örneğin WL ve GGS ile birlikte yer aldıkları belirlenmiştir. Filogenetik ağaç ve Median Joining Network’e göre Asil örnekleri diğer populasyonlardan genel olarak ayrı bölgelerde yer almaktadırlar. Elde edilen morfolojik ve genetik parametreler birlikte değerlendirildiğinde yerli Asil horozlarının ayrı bir genotip veya variyant olabileceği düşünülmektedir. Ancak, kesin veriler için daha çok sayıda örnekle ve birden fazla genotiplendirme metodunun birlikte kullanılacağı ileri çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.