Belediye Gelirlerinin Kaynakları Ve Toplam Gelir İçinde Taşınmazlara Dayalı Gelirlerinin Payının Artırılması Olanaklarının İlçe Belediyeleri Kapsamında Ve Bulancak Belediyesi Örneğinde Değerlendirilmesi
Abstract
Sanayileşme, ekonomik ve teknolojik gelişmeler, ulaşım ve iletişim ile eğitim ve sağlık olanaklarının iyileşmesi gibi iletici ve çekici nedenlerle kentlerde hızlı bir yoğunlaşma yaşanmıştır. Buna paralel olarak belediyelerin görev ve sorumluluk alanları genişlemiş ve kent nüfusunun yerel hizmet talebinde önemli ölçüde artış olmuştur. Belediyelerin artan görev ve sorumluluk alanı nispetinde gelir kaynakları ile donatılmış olması, yerel hizmet sunumu kalitesi bakımından önemli görülmektedir. Belediyelerin gelir kaynaklarının artırılması ve gelir yönünden merkezi idareye bağımlılığın azaltılması için öz gelirlerin yükseltmesi gerekli görülmektedir. Bu çalışmada; belediyelerin öz gelirleri içinde önemli yer tutan; vergiler, harçlar, harcama katılım payları, emlak vergisi, çevre temizlik vergisi gibi gelirler ile 3194 sayılı İmar Kanunu uygulamasından kaynaklanan gelirleri ile belediyelere ait taşınmazlardan elde edilen gelirlerin yasal dayanakları, tahsil ediliş şekilleri, tahakkuk ve tahsilinde yaşanan sorunlar; hem genel olarak, hem de seçilmiş örnek olarak Bulancak Belediyesi çerçevesinde irdelenmiştir.
Araştırma sonuçlarına göre ilçe belediyelerinin gelirlerinin önemli bir kısmını merkezi idareden aktarılan paylar oluşturmakta ve belediyelerin öz gelir oluşturma yeteneklerinin sınırlı düzeyde kaldığı görülmektedir. Belediyelerin öz gelirler ile diğer kaynaklardan elde ettikleri gelirlerin artırılması için belediye taşınmazlarının yönetimi
ii
ve özellikle arsa, arazi ve bina vergilerinin yükseltilmesi özel önem taşımaktadır. Emlak vergi gelirlerinin artırılabilmesi için öncelikle vergiye esas arazi ve arsa değerlerinin piyasa değerlerine yaklaştırılması, cins değişikliklerinin izlenmesi, binaların vergiye esas sınıflarının rasyonelleştirilmesi ve tahsilat oranlarının yükseltilmesi zorunludur. Gerek örnek olarak alınan belediyede, gerekse diğer ilçelerde emlak vergisine esas arazi ve arsa değerlerinin düşük düzeyde kaldığı, beyan dönemlerinde takdir edilen birim vergi değerlerinin piyasa gerçekleri ve imar uygulamaları ile uyumlu olmadığı ve önemli ölçüde vergi kayıplarının oluştuğu görülmektedir. Diğer yandan beyan esasına dayalı emlak vergisi tahsilatının vergi kaybına ve gecikmesine neden olduğu tespit edilmiş olup, belediyelerce oluşturulacak bina ve arsa envanteri ile re’sen beyan esasına dayalı emlak vergisi tahakkukunun gelir kaybını önlemeye katkı yapabileceği açıktır.
Belediyelerde öz gelirlerin artırılması bakımından doğrudan taşınmaz satışı yapmak yerine kiralama ve üst hakkı tesisi gibi uygulamaların tercih edilmesi ve başta Avrupa Birliği Mali yardımları olmak üzere dış yardım ve kredilerden yararlanma düzeylerinin artırılması zorunlu görülmektedir. Belirtilen çalışmaların belediyelerde yapılabilmesi ve öz gelir kapasitesinin artırılabilmesi bakımından taşınmaz yönetimi sistemi, mali hizmetleri emlak ve kamulaştırma, imar ve şehircilik müdürlükleri başta olmak üzere ilgili bütün alanlarda gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının istihdamına özel önem verilmesi ve bu yönde 5393 sayılı Belediye Kanunu başta olmak üzere mevzuatta düzenleme yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Belediyelerde gayrimenkul geliştirme ve gayrimenkul yönetimi uzmanlarının istihdam olanaklarının artırılması ile belediyelerde kaynak geliştirme, proje geliştirme ve uygulama kapasitesinin artırılması yoluyla yerel hizmet sunum hızı ve kabiliyetinin artırılmasının mümkün olabileceği gözlenmektedir.