dc.description.abstract | İmar uygulamalarında ortaya çıkan düzenleme ortaklık payı (DOP) fazlası kamulaştırılacak alanlar ile kamu parselleri; taşınmazın onaylı imar planlarına göre imar haklarının verilmiş olması gerekçesi ile söz konusu alanların idareler tarafından bedelsiz olarak kamuya devri istenilmektedir. Ancak son yıllarda, gayrimenkul rantlarındaki artışlar, bu alanların terk ve devir işlemlerinin yapılamamasına ve tazminat davalarına konu edilmesine neden olmaktadır. İmar mevzuatına göre umumi hizmetlere ayrılan alanların bedelsiz olarak kamuya kazanımı, öncelikle düzenleme ortaklık payı adı altında yapılan kanuni kesintiler ve “yola terk” adı altında yapılan uygulamalar ile sağlanmaktadır. Bu çalışmada; öncelikle Türk Hukuk Sisteminde mülkiyet hakkı, imar hukuku ile planlamasının tarihsel gelişimi, imar planı çeşitleri ve uygulama yöntemleri araştırılmıştır. Buna ilave olarak Çankaya Belediyesinde 1930’lu yıllardan günümüze kadar yapılan, terk işlemi bulunan imar uygulamalarından; yol genişleme planları, kat artışı ve yol genişleme planları, mevzii ve ıslah imar planları ile imar planı ve değişikliklerine ait uygulama dosyaları incelenmiştir.
İnceleme sonuçlarına göre yapılan uygulamalar; kamulaştırmaya konu olan alanların, bedelsiz olarak kamuya kazanımı için idare tarafından tercih edilen yöntemlere göre sınıflandırılmış, her bir uygulama yöntemi, idare tarafından yapılan projelere göre ayrı ayrı incelenmiş, olumlu ve olumsuz yönleri ve karşılaşılan temel sorunlar ortaya konulmuştur. Çalışmanın sonuçlarına göre İdarenin bedelsiz terk işlemini tercih etme sebebinin; öncelikle 3194 sayılı İmar Kanunu ile önceki yıllara ait imar kanunlarındaki kesinti oranları, bu kesintilerin kapsamının yetersizliği, ikinci defa düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılamaması ve kamulaştırma bedellerinin yüksekliğinden ileri geldiği saptanmıştır. Bu sebeple imar uygulamalarındaki kesintilerin; taşınmazın değerindeki artışa göre belirlenmesi gerektiği ve ek kesinti yapılabilmesinin biz zorunluluk olduğu, imar planlarının hazırlanmasında ilgili kamu ve kurumlarından görüş alınarak kamu alanlarının oluşturulmasının gerekli olduğu görülmüş ve buna göre temel öneriler sıralanmıştır. Buna ilave olarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda imar uygulamaları ile ortaya çıkan kamulaştırmaya konu taşınmazların değerleme işlemleri için yeni tanımlama ve yaklaşımların gerekli olduğu, 3194 sayılı İmar Kanunu’nda imar planı ile parselasyon planı uygulamalarına ilişkin değer esaslı yaklaşımlara ilişkin ek düzenleme yapılması gerektiği ve değer esaslı uygulama yapılabilmesi için yerel idareler ve ilgili bakanlıklarda üniversitelerin gayrimenkul geliştirme ve yönetimi bölümlerinden mezun olan uzmanların istihdam edilmesi gerektiği açıkça ortaya çıkmaktadır. | tr_TR |