Organize sanayi bölgelerinde imar planı uygulamaları
Özet
Sanayi faaliyetleri, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde en fazla tercih edilen iş ve istihdam alanlarıdır. Temellerini sağlam bir sanayi sistemine dayandırmış ülkeler bu sayede ekonomilerini kalkındırmışlardır. Toplumsal ihtiyaçların karşılanması, yüksek yaşam standartlarının elde edilmesi, ülkelerin kalkınması ve gelişmesinde sanayileşmenin oldukça önemli rolü bulunmaktadır. Teknoloji gelişirken sanayileşme hızlanmış ve sonuç olarak şehirlere kontrolsüz göç artmıştır. Planlı sanayileşme, gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biridir. Türkiye’de sanayi gelişiminin düzenli ve programlı olarak yapılanmasını sağlamak, düzensiz sanayileşme ve oluşabilecek çevre sorunlarını azaltmak, şehirleşmeyi kontrol altına almak, eldeki imkanları ekonomik olarak kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayinin planlı bir şekilde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi için kamu ve özel sektör işbirliği ile kurularak kendi kendini yönetecek alanlar planlamış ve Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) kavramı ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de ilk defa 1960 yılında başlayan planlı kalkınma döneminde sanayileşmenin önemi anlaşılmış, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın birlikte gerçekleşmesi hedefleri için birçok teşvik tedbirlerinden biri olan OSB kurulmaya başlanmıştır. Planlı kalkınma ve istihdamın artması için OSB’nin doluluk oranlarının arttırılması ve yatırımların bu yöne yönlendirilmesi şarttır. 4562 sayılı OSB Kanunu’nun 2000 yılından itibaren yürürlüğe girmesinden sonra OSB planlaması konusunda yetkilendirilen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 309 adet OSB kurularak tüzel kişilik kazandırmış bulunmaktadır. OSB kuruluş yeri seçimi, imar planları ve sonrasında yapılan parselasyon planlarının hazırlanmasındaki kriterlerin, genel esasların neler olması gerektiği konuları ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bölgelerde özellikle yatırım projeksiyonunun belirlenememesi, yatırımcı profilinin bilinememesi, yatırımcının ihtiyacı olan parsel büyüklüğünün ve gelişme potansiyeli projeksiyonunun yapılamaması, arazi kullanım planlamasının önemli sorunları arasında yer almaktadır. Yatırımcı talepleri karşısında mevcut imar planlarında sık değişiklik yapılmasının gündeme getirilmesi, kadastral haritalarda farklı koordinat sistemlerinin olması, kadastral parsel sınırları ile zeminin uyuşmaması, imar planı altlığı olarak kullanılan halihazır haritaların güncel olmaması ile imar planı değişiklikleri gibi etkenlerin, parselasyon planlarının tescili, yatırımcılara arsa tahsisi ve yatırımların yapılmasının gecikmesine neden olduğu tespit edilmiştir. Sanayi bölgelerinin hızla kurulması, sanayi yatırımlarının hızlandırılması ve bölgesel gelişmenin artırılması için hem bölge yönetimleri, hem de Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğünün teknoloji, insan ve mali kaynaklar yönlerinden güçlendirilmesi zorunlu görülmektedir.