Kent merkezinin gelişimi ve emlak vergisi ile ilişkilendirilmesi olanakları: Elazığ kent merkezi örneği
Abstract
Kentlerdeki nüfus artışı ve imar hareketlerinin kentsel gelişme ve değişimi beraberinde getirmesi ve kentsel gelişimin hızlanmasına hizmet etmesi beklenmektedir. Artan nüfus ve değişen talep yapısına bağlı olarak kentlerde hızla yeni yerleşim alanlarının oluşmasına yerel yönetimler ve merkezi idarelerce önem ve öncelik verilmekte ve imar ve altyapı yatırımlarının yapılması ile taşınmaz piyasasında ciddi değişimin olduğu gözlenmektedir. Bu çalışmada öncelikle kentsel gelişme kavramı irdelenmiş ve Elazığ İli kent merkezinin gelişim süreci ile kentsel gelişimin taşınmaz piyasasına ve emlak vergi değerine yansıma olanakları irdelenmiştir. Alan çalışması kısmında Elazığ İli şehir merkezinin kentsel gelişimi ve merkezde önemli gelişim trendi gösteren Abdullahpaşa, Ataşehir, Cumhuriyet, Çaydaçıra ve Sürsürü Mahalleleri’nde taşınmazların piyasa değerlerindeki değişim ve son üç emlak vergisi beyan dönemi (2006, 2010 ve 2014 emlak vergisi genel beyan dönemleri)’nde arsa takdir komisyonlarınca belirlenen ve kesinleşen arsa birim değerlerinin karşılaştırmalı analizi yapılmıştır.
Seçilmiş mahallelerde beyan dönemlerinin cari fiyatları ile ifade edilen arsa birim değerlerinin, genel olarak söz konusu dönemlerde yeniden değerleme veya üretici fiyatları endeksindeki artışın biraz üzerinde artırılması yoluna gidildiği, mahalle, cadde ve sokak düzeylerinde imar ve yapılaşma koşulları ile taşınmazların piyasa değerlerindeki değişimin arsa birim vergi değerlerine yansıtılamadığı ortaya konulmuştur. Seçilmiş mahallelerde üç beyan döneminin güncellenen arsa birim değerlerinin söz konusu yerleşim yerlerinde arsa piyasa değerlerine oranlarının % 12 ile % 28 arasında değişim gösterdiği ve doğal olarak emlak vergisi değerinin taşınmazların piyasa değerlerinin kabaca 1/5 ile 1/6’sı gibi oldukça düşük mertebesinde kaldığı görülmektedir. Araştırma sonuçlarına göre kentlerdeki imar hareketlenmeleri ve buna paralel taşınmaz piyasasından oluşan rantın etkin olarak vergilendirilmesine hizmet edemediği, rant artışının kamu kesimi ve taşınmaz malikleri arasında etkin olarak bölüşülemediği ve kent ekonomisinin canlandırılması ve yerel gelişmenin finansmanı için taşınmazın vergilendirilmesi ile ilave gelirin oluşturulamadığı dikkati çekmektedir. Yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılması ve emlak vergisi sisteminin iyileştirilmesi açısından mutlaka vergiye esas değerleme sisteminin; organizasyon yapısı, işleyiş ve uygulama araçları yönlerinden yeniden düzenlenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.