Göç ile kentsel yaşama katılanların gündelik pratiklerinin değişimler Bursa ili örneğinde bir inceleme
Özet
Bu araştırmanın amacı, Bursa İli Nilüfer ve Gürsu İlçeleri’nde yaşayan kişilerin göç sonrasında gündelik pratiklerinde ne gibi değişimler ve farklılıklar olduğunu anket ve görüşme sonuçlarına dayalı olarak irdelenmesidir. Bursa kent merkezine olan göçler ve kentteki göçmenlerin sosyo-ekonomik, kültürel, demografik, psikolojik özellikleri ve onların günlük pratiklerindeki değişimlerin ele alındığı bu çalışmada, tarama ve anket yöntemi uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre kentte kalınan süre arttıkça kent yaşamına uyum gittikçe artmış, şehre özgü davranış kalıplarının sergilenmesi ve şehre karşı olumlu tutumlarda gelişme gözlenmiştir. Nilüfer İlçesi’nde yaşayanların, kente özgü tutumları, Gürsu İlçesi’nde yaşayanlara oranla daha fazla sergiledikleri dikkati çekmektedir.
Araştırma sonuçlarına göre göç edenlerin ağırlıklı olarak 30-44 yaş aralığında oldukları ve göç ile araştırma alanına gelen hanelerin %41’inde 4 kişinin yaşadığı belirlenmiştir. Bursa İli’ne en fazla göç Erzurum İli’nden gerçekleşmiş olup, göçle gelen kişilerin %15’i ilkokul, % 12’si ortaokul, %23’ü lise, %46’sı üniversite ve % 4’ü ise lisansüstü düzeyde eğitim almış kişilerden oluşmakta, kalan kısmı ise okuryazar olmayan kişilerdir. Kent hayatını kırsal yaşama tercih etme nedenleri arasında; iş bulma (%45,7), tayin-terfi (%33), eğitim imkânları (%13,8), terör sorunu (%4,3) ve daha iyi yaşam koşularına erişme (%3,2) bulunmaktadır. Göç edenlerin %65’inin göç sonrası kendi konutlarına sahip oldukları ve %34’ünün ise kirada ikamet ettikleri tespit edilmiştir. Göç ile Nilüfer ve Gürsu İlçeleri’ne gelenlerin; eğitim düzeyleri, iş imkânları, sosyal ve kültürel özellikleri ile sahip oldukları taşınmazların değerleri açısından farklılık olduğu saptanmıştır. Kentlere olan göçün sadece sosyal yapı üzerinde değil, ekonomik ve mekânsal gelişmeyi doğrudan etkilendiği, taşınmaz talebi ve kentsel altyapı ve hizmet maliyetlerini yükselttiği ve göçün çok yönlü etkilerinin olduğu vurgulanmalıdır.