Çevre etiket sistemi ve Türkiye'de uygulanabilirliği
Özet
Artan dünya nüfusu ve insanların doğal kaynaklara zarar veren davranışları sonucu,
doğanın olumsuz geri dönüşleri olmaktadır. İnsanların tüketim tercihleri sonucu doğaya
zarar vermesi, doğal kaynakların tükenmesi, küresel ısınma ve canlı türlerinin yok olması,
insanlarda çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Yirmi birinci yüzyılda
insanlar doğada meydana gelen olağanüstü durumların farkına varmış ve doğal
kaynaklara zarar vermeden tüketim yapılması konusunda çalışmalara başlamıştır.
Günümüzde insanlar doğaya zarar vermeyen, geri dönüştürülebilir ürünleri kullanmaya
özen göstermektedir. Özellikle üretim aşamasından başlayarak, atık haline gelene kadar
çevreye minimum düzeyde zarar veren ürünler seçilmeye çalışılmıştır. Böylece
küreselleşen dünyada yeni pazarlar ve sürdürülebilir ürünlerin üretiminde rekabet ortaya
çıkmıştır. Rekabet ortamının doğması ile birlikte yeni ekonomi dalları ve unsurları da
ortaya çıkmıştır. Öncelikli olarak yeşil ekonomi, yeşil tüketici, yeşil etiket gibi unsurlar
önem kazanmış ve çevre dostu ürünlere olan talepte artış gözlenmiştir. Bu çerçevede
üreticilerin uluslararası alanda yapılan çalışmalar sonucunda, sürdürülebilir ölçekte
üretilen ürünlerin pazarlanmasında “eko etiket” çalışmaları başlamıştır. Eko etiket
çalışmasında her ülke kendine özgü etiket sistemi geliştirmiştir. Geliştirilen eko etiket
sistemini de tek bir etiket altında toplayıp yaygın hale getirme amaçlanmıştır. Türkiye’de
“eko etiket” sistemi üzerinde çalışmalar yapılmış ve 2018 yılı itibariyle Çevre Etiket
Sistemi ve çevre dostu üretimi uygulamaya konulmuştur. Bununla birlikte halen eko
etiket sistemine sahip olan ürün sayısının sınırlı olduğu ve bu kapsamdaki ürün sayısının
artırılmasının orta ve uzun dönemde avantaj sağlayacağının vurgulanması gerekir. Bu
çerçevede eko etiket çatısı altında yeşil inşaat malzemeleri ve binalara yönelik de politika
geliştirme ve uygulama çalışmasının yapılmasına gereksinim olduğu vurgulanmalıdır.