Girici anıların oluşmasında disosiyasyon ve ruminasyonun rolü
Özet
Bu çalışmanın temel amacı, girici anıların ortaya çıkmasında ve sıklığının
azaltılmasında rol oynayan bilişsel süreçlerin incelenmesidir. Bu doğrultuda, bu tez
çalışması kapsamında, iki farklı araştırma gerçekleştirilmiştir. İlk çalışmada, sürekli
disosiyasyon, peritravmatik disosiyasyon, veri yönelimli bilgi işleme, algısal öncülük
etkisi ve ruminatif bilgi işleme modları (somut/yaşantısal ve soyut/değerlendirmeci)
değişkenlerinin girici anılarla ilişkisi incelenmiştir. Araştırma örneklemi, herhangi bir
psikiyatrik tanısı ve ilaç kullanımı bulunmayan, travmatik yaşantısı olmayan ve/veya
TSSB belirtileri göstermeyen 19 ile 24 yaş arası (𝑥 = 21.06, SS = 1.32) toplam 88 (77
kadın, 11 erkek) üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırma kapsamında
katılımcılara, Demografik Bilgi Formu, Travmatik Yaşantılar Tarama Listesi, Olayın
Etkisi Ölçeği, Disosiyatif Yaşantılar Ölçeği, Spielberger Durumluk Kaygı Envanteri,
Peritravmatik Disosiyasyon Ölçeği ve Veri Yönelimli Bilgi İşleme Ölçeği uygulanmış,
analog travma uyaranı olarak Resimli Hikâyeler izletilmiş ve algısal öncülük etkisine
ilişkin bellek testi uygulanmış ve girici anı sıklıkları Olayın Etkisi Ölçeğinden alınan
maddeler aracılığıyla değerlendirilmiştir. Analiz bulguları, peritravmatik disosiyasyonun
girici anı sıklığının artmasında yordayıcı bir rolü olduğunu; buna karşın sürekli
disosiyasyonun girici anı sıklığının azalmasında yordayıcı bir rolü olduğunu
göstermektedir. Ayrıca, soyut bilgi işleme modunun somut bilgi işleme modu ve dikkat
dağınıklığına kıyasla daha fazla girici anı sıklığına ve sıkıntıya neden olduğu
gösterilmiştir. Son olarak, sürekli disosiyasyonun soyut bilgi işleme modu grubunda girici
anılar üzerinde azaltıcı bir rol oynadığı bulunmuştur.
140
İkinci çalışmada, ilk çalışmada girici anı oluşumu sürecinde olumlu rol
oynayabileceği gösterilmiş olan somut bilgi işleme moduna yönelik bir eğitimin
(Somutlaştırma Eğitimi) disosiyasyon, ruminasyon ve veri yönelimli bilgi işleme gibi
bilişsel süreçler ve girici anılar üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Araştırma örneklemi,
herhangi bir psikiyatrik tanısı ve ilaç kullanımı bulunmayan, travmatik yaşantısı olmayan
ve/veya TSSB ve depresyon belirtileri göstermeyen, 18 ile 26 yaş arası (𝑥 = 21.94, SS =
2.20) toplam 34 (27 kadın, 7 erkek) üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Bu araştırma
kapsamında, katılımcılara Demografik Bilgi Formu, Travmatik Yaşantılar Tarama
Listesi, Olayın Etkisi Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği-II, Disosiyatif Yaşantılar Ölçeği,
Tekrarlayıcı Düşünme Ölçeği, Ruminatif Tepkiler Ölçeği, Pozitif Negatif Duygu Ölçeği-
Kısa Form, Speilberger Durumluk Kaygı Envanteri, Peritravmatik Disosiyasyon Ölçeği
ve Veri Yönelimli Bilgi İşleme Ölçeği ve Somutlaştırma Eğitimi materyalleri
uygulanmış, analog travma uyaranı olarak travma filmi izletilmiş ve girici anı sıklıkları
Girici Anı Günlüğü vasıtasıyla değerlendirilmiştir. Analiz bulguları, somutlaştırma
eğitimi temel etkisinin girici anı sıklığı üzerinde anlamlı olmadığını göstermektedir. Buna
ek olarak, peritravmatik disosiyasyon ve sürekli ruminasyonun girici anılar üzerinde
pozitif yönde yordayıcı bir rolü olduğu gözlenmiştir. Son olarak, analiz bulguları, kontrol
grubu ile KDSE grubunun bilişsel süreçler ve girici anılar arasındaki ilişkide farklı etkileri
olduğunu göstermektedir. Ancak, bu farkın araştırmanın hipotezlerinin aksine kontrol
grubu lehine olmasının ardında katılımcılara yönelik temel grup farklılıklarının, özellikle
de depresyon düzeylerinin bir rolü olabileceği düşünülmektedir.
This study aimed to examine the cognitive processes involved in the development
of intrusive memories or decreasing the frequency of intrusive memories. Accordingly,
two studies were conducted as part of this dissertation. In the first study, it was
investigated that whether trait dissociation, peritraumatic dissociation, data-driven
processing, and perceptual priming and ruminative processing modes (abstract and
concrete processing modes) had an effect on the frequency of intrusive memories. The
sample of the study consisted of 88 (77 female, 11 male) university students between the
ages of 19-24 (𝑀 = 21.06, SD = 1.32). Exclusion criteria were as follows: having a
psychiatric diagnosis and using psychiatric medication, presence of trauma history and
PTSD symptoms. Participants were given demographic information form, Trauma
Checklist, Impact of Event Scale, Dissociative Experiences Scale, Spielberger State
Anxiety Inventory, Peritraumatic Dissociative Experiences Scale, Data-driven Processing
Scale. They were also asked to watch Picture stories as an analogue trauma stimulus, to
take a memory test of perceptual processing. The frequency of intrusive memories was
assessed through the items culled from the Impact of Event Scale. Results of the study
revealed that peritraumatic dissociation predicted an increase in intrusive memories;
however, trait dissociation predicted a decrease in intrusive memories. Furthermore,
abstract processing mode resulted in an higher frequency of intrusive memories and
related distress compared to concrete processing mode and distraction. Lastly, it was
found that trait dissociation predicted a decrease in the frequency of intrusive memory in
the abstract processing mode condition.
142
In the second study, it was investigated whether a concreteness training has an
effect on intrusive memories; as well as on trait and state cognitive processes. The sample
of the study consisted of 34 (27 female, 7 male) university students between the ages of
18-26 (M = 21.94, SD = 2.20). Exclusion criteria were as follows: having a psychiatric
diagnosis and using psychiatric medication, trauma history, and PTSD and depression
symptoms. Participants were given demographic information form, Trauma Checklist,
Impact of Event Scale, Dissociative Experiences Scale, Spielberger State Anxiety
Inventory, Positive-Negative Affect Scale, Peritraumatic Dissociative Experiences Scale,
and Data-Driven Processing Scale and training materials of the concreteness training.
They were also asked to watch an analog trauma film and the frequency of their intrusions
was assessed through an Intrusive Memory Journal. Results indicated that the main effect
of study condition (Concreteness Training via Self-experiences, Concreteness Training
via Scenarios, and Control) on intrusive memory frequency was not statistically
significant. However, peritraumatic dissociation and trait rumination were found to
strongly predict an increase in intrusive memory frequency. Finally, findings from this
study showed that the control group and CTSE had different effects on the association
between cognitive processes and intrusive memories. It can be suggested that the
difference between control and CTSE groups might be based on differences between
depression scores at baseline among groups.