Paris iklim anlaşması kapsamında Türkiye'nin erken uyarı sistemine dair yapması gerekenler
Abstract
İnsan kaynaklı faaliyetlerle atmosferde hızla artan sera gazları nedeniyle oluşan iklim değişikliğinin etkileri günümüzde gittikçe daha fazla hissedilmektedir. İklim değişikliği nedeniyle dünyada farklı coğrafi alanlarda farklı afetler olacağı ulusal ve uluslararası birçok çalışmada vurgulanmaktadır. Dünya sıcaklığının artışını durdurmak için yapılan birçok uluslararası çaba ise henüz somut olarak sonuç vermemiştir. 2015 Kasım ayında Paris'te yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nda 2020 yılında yürürlüğe girecek olan yeni bir anlaşma oluşturulmuştur. En geniş katılımla sahiplenilen bu anlaşmanın dünyanın geleceği için umut olduğu ön görülmektedir. Ülkelerin sera gazı azaltımı için yeterince çaba göstermemeleri nedeniyle, Paris Zirvesi'nde iklim değişikliğine uyum konusu da gündeme gelmiştir. Paris Anlaşması'nda uyum sürecine yönelik olarak kayıp ve zarar başlığı ilk defa bir anlaşmada başlık olarak yer almıştır. Kayıp ve zararın azaltılmasına yönelik olarak erken uyarı sistemleri de "kayıp ve zarar" başlığı altında anlaşmada vurgulanmıştır. Türkiye'de de iklim değişikliği kaynaklı kayıp ve zarar oluşmaktadır ve bu kayıp ve zararı azaltmak için Paris Anlaşması'nda da belirtilen erken uyarı sisteminin oluşturulması gerekmektedir. Bu tez çalışması ile iklim değişikliği nedeniyle oluşacak kayıp ve zararın azaltılması için Türkiye'nin oluşturması gereken erken uyarı sisteminin nasıl olması gerektiğine dair araştırma yapılmış ve aynı zamanda Türkiye'nin mevcut durumu da analiz edilmiştir. Tez çalışmasının sonucunda; Türkiye Cumhuriyeti'nin iklim değişikliği kapsamında Paris Anlaşması'nda da belirtilen erken uyarı sistemine dair ulusal uygulamalarda eksiklikler olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca, iklim değişikliği kaynaklı oluşan kayıp ve zararları azaltmaya yönelik olarak kurulması bir ihtiyaç olan erken uyarı sistemi için yapılması gereken mevzuat ve uygulama bazındaki çalışmalar tespit edilmiştir.
The effects of climate change, which are caused by greenhouse gases that are rapidly increasing in the atmosphere with human-induced activities, are more perceptible today. It is emphasized in many national and international studies that there will be different disasters in different geographical areas in the world due to climate change. Many international efforts to stop the rise in world temperature have yet to yield concrete results. In November 2015, a new agreement which will get in force in 2020 was created in United Nations Framework Convention on Climate Change Conference of Parties. It is anticipated that this agreement, which is adopted with the widest participation, is hope for the future of the world. Since the countries have not made enough efforts to reduce greenhouse gas emissions, adaptation to climate change has come to the agenda at the Paris Summit. Loss and damage which are the main subjects of the adaptation to climate change was took part as a specific title in the agreement. Under "loss and damage" title, early warning systems are mentioned as a tool of reducing loss and damage in the agreement. Loss and damage are increasing due to climate change in also Turkey. In order to decrease loss and damage, early warning systems as mentioned in Paris Agreement must be established in Turkey. In this thesis, current situation of Turkey is examined and main attributes of early warning system to decrease loss and damage due to climate change is studied. As a result of the thesis study; it has been revealed that there are shortcomings in national practices regarding the early warning system specified in the Paris Agreement in Turkey. In addition, legislative and implementation studies have been identified for the early warning system, which is a need to establish to reduce loss and damage caused by climate change.