Ankara civarında Anadolu levhasının iç deformasyonunun jeolojik ve sismolojik yöntemlerle araştırılması
Özet
Kuzeybatı iç Anadolu neotektoniği yakın zamana kadar yaygın olarak Geç Miyosen sonrası gelişen “Ova rejimi” olarak (Şengör 1980, Şengör vd. 1985) veya kıtalararası yakınlaşmanın Pliyosen’e kadar devam ettiğini savunan “Ankara Orojenik Fazı” kapsamında değerlendirilmiştir (Koçyiğit vd. 1995). Son dönemde ise Ankara ve Çankırı arasında kuzey-kuzeydoğu gidişe sahip batı kenarı normal faylı, doğu kenarı ise bindirmelerle sınırlı Eldivan-Elmadağ Kıstırılmış Tektonik Kaması tanımlanmış olup, geç Pliyosen’den Günümüze aktif olduğu belirlenmiştir. Bu tektonik kamanın Kuzey Anadolu Fay Zonu ve onun bir kolu olan Kırıkkale-Erbaa Fay Zonu arasındaki kuzeybatı-güneydoğu yönlü sıkışmanın sonucu neotektonik bir yapı olarak geliştiği savunulmaktadır (Seyitoğlu vd. 1997, 2000, 2009a). Gerek bu yeni neotektonik yapının belirlenmesi gerekse iç Anadolu’da varlığı daha önceden bilinen ancak arazi gözlemleri ve yakın dönemdeki depremlerle (örneğin Çemen vd. 1999, Taymaz Tan 2001, Başokur vd. 2002, Emre vd. 2003) çalışma mekanizmalarının farklı olduğu ortaya çıkan ana yapıların varlığı, kuzeybatı iç Anadolu’daki neotektonik çerçevenin yeni bulgular ışığında değerlendirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu proje ile kuzeybatı iç Anadolu’daki ana yapıların (Eskişehir Fay Zonu, Eldivan-Elmadağ Kıstırılmış Tektonik Kaması, Kırıkkale-Erbaa Fay Zonu ve Tuz Gölü Fay Zonu) Ankara çevresinde birbirleri ile nasıl etkileşime girdikleri jeolojik ve sismolojik yontemlerle araştırılmıştır.