Erken Yaşlarda Görülen Koroner Ateroskleroz ile Periodontal Hastalık Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi
Özet
Bu çalışmada yaş bakımından kardiyovasküler hastalık yüksek risk grubunda bulunmayan bireylerden koroner ateroskleroz teşhisi konulmuş olanlarla atheroskleroz görülmeyenler arasında periodontal parametreler bakımından kıyaslama yaparak, periodontal hastalık gibi enflamatuar bir durumun erken yaşlarda ortaya çıkışı ile erken yaşlarda kardiyovasküler hastalık gelişimi arasında bir ilişki bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi amaçlandı.Çalışmamızda, ateroskleroz teşhisi konulmuş 50 yaş altı bireylerden oluşan vaka grubu ile ateroskleroz görülmeyen ve diğer grubunkine yakın yaş, cinsiyet, ve sigara kullanımı dağılımına sahip bireylerden oluşan kontrol grubu arasında periodontal parametreler bakımından kıyaslama yapıldı. Vaka grubunu oluşturan 90 hasta A.Ü. Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Kliniğine müracat eden ve koroner ateroskleroz (koroner arter hastalığı) teşhisi konulan hastalardan seçildi. Kontrol grubuna dahil olan ve ateroskleroz teşhisi bulunmayan 90 birey ise dahil edilme ve çıkarılma kriterlerine uygun olarak toplumdan rastgele seçildi. Etik kurul onayı alınan çalışmada her katılımcı bilgilendirilmiş gönüllü onam formunu imzaladı. Hem vaka hem de kontrol grubundaki bireylerin her birinden intraoral hikayesini, sistemik hikayesini, kullandığı ilaçları, alkol kullanımı, sigara kullanımı, ve kişisel ağız bakımını değerlendiren anamnez formundaki soruları cevaplandırmaları istendi. Sonrasında çeşitli periodontal parametreleri içeren klinik ölçümler klinisyen tarafından aynı seansta yapıldı ve birer adet ortopantomograf alındı. Vaka ve kontrol grupları arasında SPSS 13.0 for Windows istatistiksel analiz programı kullanılarak kıyaslama yapıldı. Kontrol ve KAH grupları arasındaki farklılıklar; sayısal verilerden normal dağılım gösterenler bağımsız gruplarda t-testi ve ANCOVA analizi ile, normal dağılmayanlarda Mann Whitney U testi ile incelendi. Nitel verilerde ise Fischer’in kesin ki-kare, ki-kare, ve Fischer’in kesin ki-kare testinin çok gözlü tablolara genellenmiş biçimi kullanıldı. Grup içinde bazı parametreler arasındaki korelasyon değerlendirildi. p0,05 olduğu durumlarda aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Geçmişteki periodontal tanıları, şu andaki periodontal teşhisleri, plak indeksi (Pİ) ortalaması, klinik ataçman kaybı (AK) ortalaması, şiddetli AK görülme yüzdeleri ortalaması, sığ CD görülme yüzdeleri ortalaması, orta derinlikte CD görülme yüzdeleri ortalaması, kaybedilen diş sayısı, serum WBC, CRP, sedimantasyon, açlık glukoz değerleri bakımından iki grup arasındaki farklar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p0,05). Genel olarak daha şiddetli ve daha yaygın periodontal yıkım ile ilişkili periodontal klinik veriler KAH grubunda kontrol grubuna kıyasla daha yüksek değerlerdedir. KAH grubunda kontrole kıyasla daha generalize yıkımlar mevcuttur, ve agresif periodontitis oranı da anlamlı olarak daha yüksektir. Bazı periodontal parametrelerin serumda sedimantasyon, CRP, WBC gibi sistemik enflamasyon ve aterosklerozda önem taşıyan bazı değerler ve geçirilen miyokard infarktüsü sayısı, kalp yetmezliği varlığı, periferik arter hastalığı ile ilişkili olduğu görüldü. Diş ile ilgili şikayetlerin ortaya ilk çıktığı yaş hiperlipidemi varlığı, geçirilen MI sayısı, ve ilk anjiografi yaşı ile ilişkili bulundu (p<0,05).Sonuç olarak, periodontal durumun KAH’daki bazı sistemik enflamatuar markırların seviyesini etkileyerek KAH patogenezi ile ilişkili olabileceği söylenebilir. Bu bakımdan hem KAHa yakalanma riskinin azaltılması, hem de KAH tanısı konmuş olan hastalarının sağlıklarına kavuşturulması şansını arttırmak amacıyla periodontal ve dental tedavilerin KAH tedavi planlamasına eklenmesi uygun olacaktır. Daha büyük gruplar üzerinde ek araştırmalar yapılması uygun olacaktır.