Deneysel Kemik Defeklerinde Elektriksel Uyarım Etkisiyle Meydana Gelebilecek Periodontal Rejenerasyonun Histopatolojik Olarak Değerlendirilmesi
Özet
Günümüzde artan klinik, radyolojik, labaratuar olanaklarına rağmen periodontal hastalıklar, her düzeydeki toplum bireylerini etkilemekte ve diş kayıplarının önemli bir nedeni olarak güncelliğini sürdürmektedir. Rekonstrüktif periodontal cerrahi, periodontal hastalık nedeniyle kaybedilen destek dokuların kazandırılmasına yönelik olarak yapılan işlemleri kapsar. Geleneksel periodontal rekonstrüktif tedavi yöntemlerinden farklı bir yaklaşımla eldeki çalışmada, organizmada var olan ve organizmanın kontrol mekanizması olarak adlandırılan canlı vücut elektriğinin dışarıden yine bir elektriksel uyarı etkisiyle meydana getireceği periodontal rejenerasyonun histopatolojik olaral değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Elektriksel uyarımla osteogenesis etkilerin elde edilmesinde invaziv ya da noninvaziv olarak gerek Capasitively Coupled, gerek manyetik alanlar ve gerekse direkt akımla elde edilen etkilerden yararlanılmaktadır. Her üç akım tipinin de osteojenetik olduğu bilinmekle birlikte, cerrahi bir işlemin olası dezavantajlarını ortadan kaldırmaya yönelik olarak non-invaziv yöntemler tercih edilmektedir. Araştırma projemizde, elektriksel akımın CCEA yöntemiyle non-invaziv olarak köpeklerde iletildiği mandibuler kemik defektlerinde izlenen periodontal doku rejenerasyonuna ilişkin bulgularımız kök yüzeyinin yeni kemikle kaplanma yüzdesi ve elde edilen yeni kemiğe ait kesit yüzey alanları miktarı yönüyle, deney grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar sergilemiştir. Cep tabanının yerinin kontrol grubuna oranla deney grubunda daha koronalde konumlandığı ve buna bağlı olarak da uzun birleşim epiteli miktarında boyutsal farklılıklar bulgulanmıştır. Her ne kadar alveol kemiği üzerine osteojenik ve ilintili periodontal dokuların modifiye edilmesindeki etkilerin oluşumuna ait mekanizma eldeki veriler çerçevesinde tam olarak açıklanamamakla birlikte, çalışmada bu etkinin elde edilmesinde osteoblastlardan çok fibroblast aktivitelerinin önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Elektriksel Uyarımın gelecekte implant uygulamaları da dahil olmak üzere, periodontal rejeneratif teknikler arasında oldukça önemli yer edineceği ifade edilebilir. Ancak, tıpkı sistemik antibiyotik uygulanımlarında olduğu gibi, uygun doz-yanıt parametrelerinin elde edilmesi için, uyarım bölgesine ait lokal alan özelliklerinin göz önüne alınarak, farklı Elektromotif Kuvvet Tiplerinin, farklı özelliklerdeki ( dalga boyu, akım tipi yoğunluğu, frekansı ) kombinasyonlarıyla gerçekleştirilecek ileri çalışmalar periodontal tedavilere yeni boyutlar kazandıracaktır.