İntraoral ve Ekstraoral Distalizasyon Yöntemlerinin Dentofasiyal Yapıya Olan Etkilerinin İncelenmesi
Abstract
Çalışmamızın amacı, Angle sınıf II molar ilişkiye, iskeletsel sınıf I veya sınıf II malokluzyona ve düzgün mandibuler dental arka sahip bireylerde üst birinci molar distalizasyonu için ağız içi (intraoral) kuvvet uygulayan bir yöntem olan 3D bimetrik maksiller distalizasyon sistemi ile, ağız dışı (ekstraoral) kuvvet uygulayan bir yöntem olan servikal headgearlerin dentofasiyal yapılar üzerine etkilerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Çalışmamızın bir diğer amacı da, 3D bimetrik maksiller distalizasyon sistemi ile tedavi edilen bireylerde ful bantlanmış ve braketlenmiş mandibuler dental arkın sistem içinde uygulanan sınıf II elastiklere ne ölçüde ankraj sağlayabildiğinin değerlendirilmesidir. Bu amaçla, 21 bireye 3D bimetrik maksiller distalizasyon arkları, 18 bireye ise servikal headgear uygulanmıştır. 3D bimetrik maksiller distalizasyon sistemi ile tedavi gören bireylerde sınıf II molar ilişkinin sınıf I molar ilişkiye taşınma süresi 3.4 ay, servikal headgear ile tedavi gören bireylerde ise 10.2 aydır. Servikal headgear grubunun tedavi süresinin uzun olması nedeniyle, bu gruba dahil olan bireylerin sonuçları Anabilim Dalımız arşivinden seçilen, servikal headgear grubundakine benzer dişsel, iskeletsel özelliklere ve benzer gelişim kriterlerine sahip 17 bireyden oluşan kontrol grubu ile karşılaştırılmıştır. Kontrol grubunun kontrol süresi 12.5 aydır. Servikal headgear grubunda, dış kolları uzun ve açılandırılmamış yüz arkları ile 450-600 gram arasında kuvvet günde ortalama 14-18 saat süre ile uygulanmıştır. Lateral sefalometrik filmlerde iskeletsel yapı, dentoalveolar yapı ve yumuşak doku profiline ait 12 açısal, 32 boyutsal, 2 orantısal ölçüm yapılmıştır. Çalışmada, her iki yöntem ile de benzer miktarda üst birinci molar distalizasyonu elde edilmiştir. Sınıf I molar ilişkiye, servikal headgear grubunda üst birinci molar distalizasyonu ile, 3D bimetrik maksiller distalizasyon grubunda ise hem üst birinci molar distalizasyonu, hem de alt birinci molar mesializasyonu ile ulaşılmıştır. Her iki yöntemde de, üst birinci molar dişler benzer miktarda distale devrilmişlerdir. Her iki yöntemin de üst çenenin ileri yön gelişimi üzerinde etkili olduğu, ancak servikal headgear grubunda bu etkinin daha fazla olduğu izlenmiştir. 3D bimetrik maksiller distalizasyon sistemi uygulanan grupta mandibuler düzlem açısında herhangi bir değişiklik izlenmezken, servikal headgear grubunda bu açıda önemli bir artış tespit edilmiştir. 3D bimetrik maksiller distalizasyon sistemi uygulanan grupta, kullanılan sınıf II elastiklerin etkisi ile üst kesici dişlerde belirgin miktarda ekstrüzyon, gözlenmiştir. Üst birinci molar dişler, 3D bimetrik maksiller distalizasyon grubunda intrüze, servikal headgear grubunda ise hafif ekstrüze olmuşlardır. İki tedavi yöntemi arasındaki en büyük farklılık, alt dental arkta meydana gelen değişikliklerde izlenmiştir. 3D bimetrik maksiller distalizasyon sistemi uygulanan bireylerde kullanılan sınıf II elastiklerin etkisi ile alt kesici dişlerde belirgin protrüzyon, alt birinci molar dişlerde ise ekstrüzyon ve mesiale devrilme izlenirken, servikal headgear grubunda alt kesici dişlerde retrüzyon, alt birinci molar dişlerde distale eğimlenme izlenmiştir. 3D bimetrik maksiller distalizasyon grubunda, alt çenede ful bantlama ve braketleme ile ankrajın arzu edilen ölçüde arttırılamadığı belirlenmiştir. 3D bimetrik maksiller distalizasyon grubunda overjet önemli miktarda azalmış, okluzal düzlem eğimi ise artmıştır. Alt dudak, 3D bimetrik maksiller distalizasyon sistemi uygulanan grupta protrüze olan alt kesici dişlerin etkisi ile ileri hareket etmiştir. Anahtar Kelimeler: Sınıf II malokluzyon, ağız içi (intraoral) kuvvet, ağız dışı (ekstraoral) kuvvet, molar distalizasyonu, 3D bimetrik maksiller distalizasyon arkları, servikal headgear.