Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorErgenç, İclal
dc.contributor.authorÖnem, Evrim
dc.date.accessioned2019-02-07T21:25:52Z
dc.date.available2019-02-07T21:25:52Z
dc.date.issued2011
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12575/34027
dc.description.abstractÖzet Anadili olarak Türkçe konuşan üniversite öğrencileri ile gerçekleştirilen bu çalışma, İngilizcenin yabancı dil olarak öğretiminde sınav kaygısı ve başarı düzeyi arasındaki ilişkiyi incelemeyi ve bir öğretim yaklaşımı geliştirerek bu öğretim yaklaşımının öğrencilerde yarattığı davranış değişikliklerini sınamayı amaçlamıştır. Araştırma 2009-2010 öğretim yılı güz ve bahar dönemlerinde Erciyes Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Temel İngilizce Bölümü (EÜ YDYO TİB) İngilizce hazırlık sınıfı öğrencileri ile dört aylık bir süre içinde gerçekleşmiştir. Çalışmada, deney ve kontrol gruplu ön-test ve son-test deney deseni kullanılmıĢtır. Çalışma grubunun Ġngilizce baĢarı düzeyinin ölçülmesi için dilbilgisi testlerinden ve kaygı düzeylerinin ölçülmesi için ise anketler ve EEG çekimlerinden yararlanılmıĢtır. Öğretimi yapılmak üzere sekiz orta-üst düzey İngilizce dilbilgisi konusu seçilmiĢ ve uygulanarak sınanmak üzere bir öğretim yaklaşımı geliştirilmiştir. ÇalıĢma grubu, C kurundaki 435 öğrenciye genel kaygı ve yabancı dil kaygısı düzeylerini ölçmek için anketler uygulanması ve en yüksek genel kaygı puanını alan 20 erkek-20 kız öğrenci ile görüĢülerek çalıĢmada gönüllü olmaları ile oluĢturulmuĢtur. Daha sonra da çalıĢma grubu öğrencilerinin, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi EEG-EMG Laboratuarında sınav kaygısı anketi ve EEG çekimleri ile sınav kaygısı düzeyleri belirlenmiştir. Çalışma grubunu oluşturan 40 öğrenci, ÖSS puanları, alanları ve kazandıkları bölümleri, EÜ YDYO TİB İngilizce hazırlık sınıfında ilk dönem yapılan Ġngilizce dilbilgisi sınav sonuçları, yaşları ve uygulanan genel kaygı, yabancı dil kaygısı ve sınav kaygısı puanlarına göre denk deney ve kontrol gruplarına ayrılmışlardır. Gruplar arasında anlamlı bir fark olmadığı hesaplanmıĢtır. 125 Uygulama aĢamasında, adı geçen bölüm öğrencilerinin EÜ YDYO TİB Ġngilizce hazırlık sınıfında uygulanan dilbilgisi sınavlarından aldıkları puanlar saptanmıĢ, ardından öğretim süreci öncesinde deney ve kontrol grubunun Ġngilizce baĢarı düzeyleri, uygulanan ön-test ile ölçülmüĢtür. Ön-test sonucunda deney ve kontrol gruplarının ortalamaları arasında fark olmadığı görülmüĢtür. Bu uygulamadan sonra öğretim sürecine geçilmiĢ, kontrol grubuna normal, deney grubuna ise araĢtırmacı tarafından geliĢtirilmiĢ bir öğretim yaklaĢımı kullanarak öğretim yapılmıĢtır. Öğretim süreci sonunda deney ve kontrol grubunun baĢarı düzeyleri ve sınav kaygısı düzeyleri yeniden ölçülmüĢtür. AraĢtırma sonucunda elde edilen bulgular, sınav kaygısı ile baĢarı düzeyi arasında olumsuz bir iliĢki olduğunu ve uygulanan öğretim yaklaĢımının, deney grubunun baĢarı düzeyinde artıĢa, sınav kaygısı düzeyinde ise düĢüĢe neden olduğunu ortaya koymuĢtur. Bu yüzden, deney grubuna uygulanan öğretim yaklaĢımının, sınav kaygısı düzeyini azaltıcı ve baĢarı düzeyini ise arttırıcı olumlu davranıĢ değiĢikliklerini sağlayıcı bir değiĢken olarak kabul edilebileceği ortaya konmuĢtur. Ayrıca sınav kaygısının, genel kaygı ve yabancı dil kaygısı arasında ve cinsiyet ve yaĢ ile sınav kaygısı arasında anlamlı bir iliĢki olduğu da ortaya çıkmıĢtır. Elde edilen bulgular değerlendirme bölümünde yorumlanmıĢtır. Tezde elde edilen bulguların, yabancı dil öğretiminde sınav kaygısının etkilerinin azaltılması ve baĢarı düzeyinin arttırılmasına katkıda bulunabileceği düĢünülmektedir. Abstract The study has two goals. The first one is to analyze the relationship between test anxiety and level of success in EFL. The second one is to create an instructional approach and to test if the approach causes any differences in students‟ learning behaviors. The research was performed with students of Erciyes University, School of Foreign Languages, Department of Basic English, English prep. class during Fall and Spring term of 2009-2010 in 4 months. A pre/post-test experimental design was used. Grammar tests served as to test the level of success in learning English and psychological questionnaires and EEG were used to record the anxiety levels of the students. 8 upper-intermediate English grammar topics were selected to be taught in the instruction process as well as a new instructional approach was created to be applied and tested. Questionnaires to test general and foreign language anxiety were administered to the 435 students of C and 20 male-20 female students, who had scored highest in general anxiety questionnaire, volunteered to participate in the research. Later, test anxiety levels of the study group were recorded at EEG-EMG Laboratories of Medical Faculty, Erciyes University by administering a test anxiety questionnaire during EEG process. The 40 students were grouped into the experiment and control groups considering their scores from the psychological questionnaires, university entrance exam (OSS) and from the grammar tests they had received at Erciyes University then. Their departments, age, fields of university entrance exam were also taken into consideration. The difference between the groups was found out to be insignificant after the separation. 127 After the separation of the groups, students‟ scores from the monthly grammar exams held at the prep. class were obtained and a pre-test of grammar subjects to be taught were administered to the groups. No difference between the levels of knowledge on the topics to be taught was seen. Then, instruction procedure started and the proposed instructional approach was experimented on the experiment group while control group received normal instructional approach containing the topics mentioned above. At the end of the process, test anxiety levels and the levels of success were measured again. The results of the study reveal that there is a significant negative relationship between test anxiety and the level of success and the proposed instructional approach was effective against both reducing the negative effects of test anxiety and increasing performance and success. The results obtained suggest that the proposed instructional approach can be considered as a variable to cause positive changes in the learning behaviors of experiment group students. Other results show that there is a significant relationship among levels of general anxiety, foreign language anxiety and test anxiety as well as gender and age with test anxiety. Comments were made on the results obtained at the conclusion chapter. The results obtained in this study can promote increasing the level of success while decreasing the effects of test anxiety in EFL contexts.
dc.language.isotrTR_tr
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.subjectDil ve Edebiyattr
dc.titleİngilizcenin dil olarak öğreniminde sınav kaygısıyla başarı düzeyi arasındaki ilişki ve bir öğretim yaklaşımı
dc.typedoctoralThesis


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster