dc.description.abstract | Osmanlı Devleti 16. Yüzyılda en parlak dönemlerinden birini yaşamaktadır. Askeri teknolojilerde yakaladığı üstünlük ve daimi, disiplinli ordusu sayesinde Osmanlı Devleti çok büyük bir coğrafyayı kontrol etmektedir. Etrafında ona tehdit oluşturan bütün büyük devletleri bu üstünlüğüyle ortadan kaldırmış ve topraklarına katmış; onunla mücadele etmekte olan Avrupalı güçleri de sindirmiştir. Dünya hakimiyeti‟ni sağlamaya çalışan Osmanlı Devleti, sınırlarının çok uzağında bulunan Hindistan ve Güney Asya‟daki müslüman devlet ve halklara askeri uzmanlar ve yardım göndermektedir. Çin ise 16. Yüzyılda, Milli birliğini yeniden sağlamış ancak kuzeyden batıdan ve doğu‟dan gelen tehditlerle boğuşmaktadır. Yeni silah teknolojilerini elde eden Japonlar ve Batı‟da Turfan Devleti Ming Çin‟i ordularını birkaç kez yenilgiye uğratmıştır. Bu nedenle Çin devleti‟nin uzmanları bu yeni silahları bulmak ve üretmek için büyük bir çaba içine girerler. Bu sırada Çin‟de bulunan Osmanlı elçileri sayesinde Çinli devlet adamları gelişmiş Osmanlı silah teknolojisine ulaşmışlar ve bunu savaşlarda kullanmışlardır. Konu Osmanlı ve Çin ekseninde incelenmiştir. Tezimizin ana kaynağını ise Çince ve Tibetçe kaynaklar oluşturmaktadır. | |