Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorYEŞİL, İsmail (Yazar)
dc.contributor.authorOZANSOY, Cüneyt (Tez Danışmanı)
dc.date.accessioned2019-02-07T20:52:25Z
dc.date.available2010
dc.date.available2019-02-07T20:52:25Z
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12575/33332
dc.description.abstractYaptırım, devlet egemenliğinin kendisini hissettirdiği en belirgin alan olup bu sahadaki uygulamaların hukuka uygunluğu da hukuk devleti ilkesinin ne ölçüde benimsendiğini de göstermektedir. Özellikle devletin yürütme fonksiyonunun icrası sırasında idarenin bir yargı kararına dayanmaksızın doğrudan yaptırım uygulayabilmesi idari yaptırımlar alanında hakim olan genel ilkelerin ortaya konulmasını da zorunlu kılmıştır. Yapılan bu çalışmada adli ceza ile idari ceza kavramları ve farklılıkları ortaya konmuş ve devamında ceza hukuku genel ilke ve kurumlarının idari yaptırımlar sahasında uygulanabilirliği tartışılmıştır. Adli ceza ile idari ceza arasındaki ayrımda maddi bir ölçütün belirlenemediği daha çok şekli ölçütler esas alınarak bir ayrım ve tanımlama yoluna gidildiği görülmüştür. Buna göre idari yaptırım, Anayasa Mahkemesince idarenin bir yargı kararına gerek olmaksızın yasaların açıkça verdiği yetkiye dayanarak idare hukukuna özgü yöntemlerle, doğrudan doğruya bir işlemi ile uyguladığı yaptırımlar olarak tanımlanmıştır. Bu tanımda da görüldüğü üzere idari yaptırımı adli yaptırımdan ayıran temel fark yaptırımı uygulayan organ ve usuldeki farklılık ile idari yaptırımın doğrudan uygulanabilirliğidir. Tez ceza hukuku genel ilke ve kurumlarının idari yaptırımlar açısından uygulanabilirliğini de her ilke ve kurum açısından ayrı ayrı cevap aramıştır. Buna göre: her ne kadar ceza hukuku alanında doğmuş olsa da artık bugün hukukun genel ilkeleri arasında sayılabilecek nitelikteki suç ve cezaların kanuniliği, savunma hakkı, cezaların şahsiliği gibi ilkelerin idari yaptırımlar sahasında idare hukukunun temel nitelikleriyle ters düşmeden rahatlıkla uygulanabildiği, bunun dışında ceza hukukunun kendine özgü sahasına ait suçsuzluk karinesinin idari yaptırımlar sahasında bulunmadığı, cezalandırmayı ortadan kaldıran sebepler yönüyle bu kurumların idari yaptırımlar sahasında uygulanmasının ancak idare hukukuna özgü ve idari işlem teorisiyle uygun düştüğü ölçüde ceza hukukundaki kapsam ve anlamından farklılaşarak uygulama imkanı bulduğu sonucuna varılmıştır.AbstractSanction is the most distinct area where state sovereignty becomes efficient and the law accordance of the practices of this area shows to what extent the state of law principle is adopted. Especially the fact that the administration is capable of imposing direct sanctions throughout the execution of the state?s enforcement function has entailed putting forward the general principles which are dominant in the area of administrative sanctions. In this study, the concepts itselves and their differences between judicial and administrative punishments were put forward and the applicability of the general principles and practices of the criminal justice in the field of administrative sanctions was further debated on. Concerning the distinction between the judicial and administrative punishment, it has been seen that no material criteria was fixed, thus a way of differentiating and defining on the basis of formal criteria was adopted. Accordingly, administrative sanctions are defined as the sanctions imposed by the Constitutional Court depending on the power given by laws, which do not necessitate a verdict of an administration, consist of the methods exclusively belonging to administrative law and which is imposed directly by an administrative application. As can be seen from this definition, the fundamental difference which distinguishes the administrative sanction from the judicial one is the body which applies it, the procedural difference and the direct applicability of the administrative sanction. This dissertation has searched answers separately for the applicability of general principles and practices of the criminal law in terms of the administrative sanctions. According to this, the result reached is as follows; even if they were born in the field of criminal law, principles such as the lawfulness, right of defense, and the principle of personality can today be cited among the general principles of law and they can easily be implemented in the field of administrative sanctions without contradicting with the fundamental principles of the administrative law. Furthermore it was further found out that the presumption of innocence does not exist in the field of administrative sanctions; as far as the reasons which rule out punishment are concerned, these practices can only be implemented by changing their meaning and scope in the criminal law as far as it is appropriate within the context of administrative acts theory and on condition that it specifically complies with the administrative law.
dc.language.isotrTR_tr
dc.publisherAnkara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı İdare Hukuku Bilim Dalı
dc.subjectHUKUKtr
dc.titleCeza Hukuku genel ilkelerinin idari cezalara uygulanabilirliği
dc.typemasterThesis


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster