Akademisyenlerin ve öğrencilerin gözünden üniversitelerdeki halkla ilişkiler eğitimi: Romanya ve Türkiye eğitim sistemlerinin karşılaştırılması
Özet
Disiplinlerarası bir alan olan halkla ilişkiler farklı bilim dallarından beslenerek kendi patikasını oluşturmaya çalışmaktadır. Bir tarafı ile keşfedilmemişliğini sürdüren alan hakkında çok sayıda tanımlama yapılmıştır ve yapılmaya devam edilmektedir. Halkla ilişkilerin yalnızca bir alan olarak değil aynı zamanda mesleki anlamda da kabul görmesinin ön koşulu, verilen eğitimin yaygınlaştırılmasıdır.Romanya ve Türkiye üzerinden yapılan incelemeler doğrultusunda iki ülkede alana dair verilen eğitimin geçmişinin eski olmadığı görülmektedir. Söz konusu ülkelerde yaşanan toplumsal dönüşümler sayesinde vatandaşlar kendilerini özgür ifade edebilecekleri alanlar oluşturmaya başlamışlardır. Bireylerin, toplulukların kendilerini ifade edebilmelerinde onlara kılavuzluk edecek alan olan iletişim biliminin kolunu oluşturan halkla ilişkiler disiplini, yeniliğe ve gelişime açık disiplinlerden birisidir.Halk ile iletişebilmenin yöntemlerini arayan siyasetçiler, şirketler, özel amaçlı gruplar bu alanda yetişmiş profesyonellere ihtiyaç duymaktadır. Profesyonellerin, piyasadan gelecek talepleri karşılayabilmeleri için belirli bir yeterlilik düzeyine ulaşmaları gerekmektedir. Bu gereksinim için kılavuzluk yapan halkla ilişkiler alanını tanıyabilmek ve analiz edebilmek, gelişimini sağlayabilmek adına öncelikle yapılması gereken şey, alanda verilen eğitimin derinlemesine incelenmesidir. Bunu yapabilmek için müfredatlardan - okulların sosyal imkânlarına kadar, hocalardan - öğrencilere kadar eğitim unsuru sayılan her bir elemanın incelenmesi gerekmektedir.Böylelikle eksikler tespit edilebilecek ve daha iyi bir iletişim için gerekli daha iyi bir halkla ilişkiler eğitimi sağlanabilecektir.Bu çalışmada, alanda eğitim alan öğrenciler ve alana katkıda bulunan hocalarla görüşmeler yapılarak daha iyi bir eğitim modeli sunmak amaçlanmış olup aynı zamanda iki ülke özelinde, ülkeler arası halkla ilişkiler eğitimi incelenerek aradaki kültürel benzerlik ve farklılıkların gözlemlenmesinin yanı sıra halkla ilişkiler eğitimi anlamındaki benzerlik ve farklılıkların da tespiti yoluna gidilmiştir. Bunu yaparken odak grup görüşmesi ile derinlemesine görüşme yöntemleri kullanılmıştır.AbstractAs an interdisciplinary field, Public relations tries to pave its own way by exploiting other disciplines. Public Relation research area maintains the an uncharted still and there has not been any consensus over the meaning. In order to public relations is admitted not only a research area but also a profession, education in the discipline should be extended.In the case of Romania and Turkey, public relations education is relatively new. Social transformations were experinced in civil society when form free speech is being provided. Public relations as the science of communication that inable people and communities to express themselves, is one of the disciplines which is open for improvement and innovation.Public relations professionals provide the essential help and methods for politicans, companies, special purpose groups which are in great need to be able to communicate and connect with the public. Professionals are required to reach a certain proficiency level in order to meet future demands from the market. The first thing to be done in order to recognize, analyze and ensure the development of the are Public Relations that supply these requirements, is combing through the education system in this field. To do that, all elements -from the curriculum to social facilities of the school-, -from the professors to the students- must be examined. Thus, deficiencies can be identified and the better public relations training will be provided to supply better communication experts.In this study, through interviews with students and professors who have contributed to the field, intended to provide a better model of education in these two countries. And also it is aimed to observe intervening cultural similarities and differences between two countries by examinig their public relations educations. In the same time, were encouraged to determine the significance of the similarities and differences in Public Relations education. In this study, indepth interviews and focus group methods were used.