Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorÖZDOĞAN, Öznur (Tez Danışmanı)
dc.contributor.authorÖZBEK, Belgizar (Yazar)
dc.date.accessioned2019-02-07T18:19:42Z
dc.date.available2011
dc.date.available2019-02-07T18:19:42Z
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12575/30119
dc.description.abstractÖZET “Cinayet İşleyen Kadınlarda Din Algısı” isimli çalışmamız Ankara Kadın Kapalı Cezaevinde mahkûm bulunan otuz sekiz Müslüman kadın katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmamızda mülakat yöntemi kullanılmıştır. Ortaya çıkarılmak istenen nokta; dini emir ve yasakları önemsediklerini ifade eden kadınların, suç işlemlerine karşı dinin yaptırım gücünün ölçüsü ve engel teşkil etmemesinin nedenlerinin irdelenmesidir. Katılımcıların demografik özellikleri incelendiğinde ağırlıklı olarak İç Anadolu bölgesinden oldukları gözlemlenmektedir ve doğum tarihleri çoğunlukla 1980-1990 yılları arasında yoğunlaşmaktadır. Katılımcılar anne, baba ve kardeşlere sahip olarak aile ortamında büyümüş olmalarına karşın; aile ilişkilerinin sıcak ve sağlıklı olmadığı kendi ifadelerinden anlaşılmaktadır. Katılımcıların evliliklerine kendi kararlarından ziyade aileleri karar vermiştir. Kendi karar verenlerde ise; bulundukları ortamdan uzaklaşma arzuları kararlarında etkili olmuştur. Evlilik hayatlarında da huzuru yakalayamayan bu kadınların desteksiz ve yalnız kalmaları sonucu kalplerine nefret ve kin hâkim olmuş, hayata olan bu küskünlükleri kimseye güvenmemelerine ve yardım talep etmemelerine yol açmıştır. Ailelerinin, toplumun ve devletin desteklemesi gereken bu kadınların problemleri görmezden gelinmiştir. Hayat gibi dini de sadece görev ve ibadetler olarak öğrenmişler, günlük ve sosyal hayatın bir parçası ya da problem çözen bir din anlayışı bilinmemektedir. Doğru öğrenilmediği için din, onların dünyalarında problem çözen değil problemleri körükleyen bir olgu haline gelmiştir. Genel anlamda dini kavramlar katılımcılar tarafından tanınıyor olmakla birlikte; din adına doğru kabul edilen pek çok yanlışın katılımcıların hayatında etkili olduğu, dinin amacının kavranılamadığı anlaşılmaktadır. Kişilerin suç ve hatalardan uzak kalabilmelerinde aldıkları yeterli din eğitimi, önemli bir dinamiktir.SUMMARY Our study, “The perception of religion in women who commit murder”, took place at the Ankara Maximum Security Women’s Prison, with the participation of 38 female subjects, all convicted of murder. The method of approach in this study has been interview based. The study focuses on the evaluation of the sense of religious accountability in subjects who have expressed that they respect religious convictions and the reasons this accountability has been unable to prevent them from committing the crime. In the case of most subjects, their marriages have been decided by their families rather than themselves. In the cases where the marriage was the subject’s own decision, it has been influenced by their desire to get away from their current circumstances. Faced with unhappiness once again in the life of their marriage, these women have been left alone with no support, causing them to develop feelings of resentment, and hate, which has resulted in their distrust of society and refusal to ask for help. This misguided point of view has caused them to view religion not as a tool for solutions but more as a source for problems. While the subjects are overall have a general understanding of religion, many concepts that are considered wrong by their religion are part of their lives, indicating that they do not have an understanding of the purpose and esence of religion.
dc.language.isotrTR_tr
dc.publisherAnkara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri (Din Psikolojisi) Anabilim Dalı
dc.subjectFELSEFE, PSİKOLOJİ, DİNtr
dc.titleCinayet işleyen kadınlarda din algısı Ankara kadın kapalı cezaevi örneği
dc.typemasterThesis


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster