Peyami Safanın düşünceleri ekseninde Türk modernleşmesinin incelenmesi
Özet
ÖZET Peyami Safa, Türk düşünce hayatında daha çok edebi kimliği ile tanınmaktadır. Ancak, hayatını, yazı yazarak kazanan Peyami Safa, edebiyattan sosyolojiye kadar bir çok alanda ve bir çok konuda önemli yazılar kaleme almıştır. Bu konulardan birisi de Türk düşüncesinin en büyük problemlerinin başında gelen Batılılaşma meselesidir. Peyami Safa’ya göre Doğu ve Batı Medeniyetleri arasında sıkışmış halde bulunan ve bu nedenle tarihinin en büyük işkencesini yaşayan Türk Milleti,bu açmazdan ancak doğru bir modernleşme yöntemi ile kurtulabilecektir.İşte Peyami Safa,tüm yaşamını,Türk modernleşmesini başarıya götürecek yöntemin hangisi olduğunu araştırtmakla geçirmiştir.Peyami Safa,bu konu hakkında araştırmalarda bulunurken zaman içinde farklı düşünceler benimsemiştir. Peyami Safa, cumhuriyet’in ilk yıllarında Kemalist modernleşme projesinin ideologlarının başında gelmektedir. Cumhuriyeti kuran kadrolar her türlü dogmatik düşünceden arındırılmış ve pozitif bilimlerle donatılmış ulus devletin bireyini yaratmayı amaçlamışlardır. Peyami Safa 1930’larda kaleme aldığı yazılarında cumhuriyetin yaratmak istediği bu bireyin meşru zeminini oluşturmaya çalışmıştır. Dönemin Peyami Safa’sı pozitivist düşünceyi olumlamakta ve mistik düşünceye karşı çıkmaktadır. Kemalist modernleşmenin geçmişin tüm değerlerinden koparak yeni değerler üzerine yükseldiğine inanmaktadır. Peyami Safa,1950’lere gelindiğinde ise bu düşüncelerinden büyük oranda ayrılmıştır. Toplumda 1930’lu ve 1940’lı yıllar boyunca etkisiz kalmış olan muhafazakâr damarın 1950’lerde yeniden canlanmasıyla birlikte Peyami Safa’da muhafazakâr bir düşünceye ulaşmıştır. Artık Peyami Safa için pozitif bilimler her 99 şeyi açıklayamamaktadır. Mistik düşünce,insanı içine saplandığı buhrandan çıkaracak bir kaynaktır.Doğu ve Batı medeniyeti arasında sıkışan Türk Milletinin kurtuluşu,yüzünü tam anlamıyla Batı’ya dönmekle değil,Doğu ve Batı medeniyeti arasında sağlanacak bir sentezle mümkün olacaktır.1950’lerin Safa’sına göre Atatürk döneminde uygulanan inkılaplar geçmişten bir kopuş yaşayarak değil tam tersine geçmişin bir çok değerinden esinlenerek gelişmektedir. SUMMARY Peyami Safa is known with more literal identity in the Turkish thought of life. But, because of earning his life from his pen, Peyami Safa wrote out in many fields wide from literature to sociology for very important different subjects. One of these subjects was the question of westernization, which took place at the first site of the Turkish thought movement in this time. According to Peyami Safa, the life of Turkısh Nation has been pressed hard between east and west, so Turkish people lived most torture in the history. The Turkısh Nation can be rescued from this difficult position by a new method of modernization. Here, Peyami Safa spent his all life to find out the best method which should carry out the turkısh modernization to success. Peyami Safa has accepted different ideas by searching the subject. In the early years of Turkish Repuplic, Peyami Safa was a foremost ideolog of Kemalist moderniztion project. The establishing staff of republic has been intended to create the individual of national state free from dogmatic thoughts and equipped with positive sciences. Peyami Safa has tried to strive the legal background of this republican individuality with his articles written in the 1930’s. In this era, Peyami Safa affirmated the positivist concepts but was against the mistical thoughts. He believed on the values of Kemalist modernization ideas which broken off from old values but arose on new ones. Peyami Safa leaved these opinions mostly in the 1950’s. The social conservative artery of ideas was ineffective in the years of 1930’s and 1940’s. It came out to life again in 1950’s. Peyami Safa also has accepted the wise of conservative thinking. According to the new stand, positive sciences could not 101 explain and solve all questions. Mistic thoughts constitute a source to remove the humanity from crisis who was thrust into. Between east and west oppressed turkish nation could arrive the safety not facing only to the ideas in the west, but with synthesizing the ideas in the east and west. In 1950’s, according to Safa, the revolutions applied in Atatürk’s era are in developing way by inspiration of ancestral values not breaking off the past.