DUNS SCOTUS’DA İRADECİLİK
Göster/ Aç
Yazar
ÖZKAN, Fatih (Yazar)
KORLAELÇİ, Murtaza (Tez Danışmanı)
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Duns Scotus Orta Çağ’ın çığır açıcı filozoflarından biridir. O sadece Orta Çağ Hristiyan düşüncesine çeşitli açılımlar sağlamakla kalmamış, modern düşüncenin doğuşuna öncülük eden filozoflardan biri olmuştur. Duns Scotus\'un felsefesinde irade önemli bir yer tutar. Nitekim \"Scotus’un iradeciliği\" ya da “Scotist iradecilik“ oldukça yaygınlık kazanmış bir ifadedir. Scotus’ta iradenin başat kavram oluşu, onun bizatihi kendinde bir üstünlük ve öncelik taşımasındandır. Scotus özgür iradeyi tecrübenin çıkış noktası kabul etmiştir. Ona göre düşünce, ruh ile eşyanın birleşen faaliyetiyle meydana gelir. İşte bu ilk akletme kapalıdır. Onun açıklık kazanması ancak iradenin bu kapalı düşüncelere açıklık kazandırmasıyla olur. Aksi halde tasavvur zayıflar ve sonunda kaybolur. Düşünce faaliyeti iradenin yardımcısıdır. Karar vermek iradeye düşer. Scotus iradeye ilişkin görüşlerini ahlâk alanına da teşmil eder. Ona göre Tanrısal irade her şeyin ilk nedenidir. İyilik, doğruluk ve ahlâkîlik ancak Tanrı tarafından istenilmiş olmak itibariyle mutlaktırlar. Eğer tanrısal iradeden bağımsız olarak mutlak olsa idiler Tanrı, kudretinde kendine tâbi olmayan bir kanun tarafından sınırlanmış bulunacaktı. Scotus’a göre insanın özgürlük alanı mutlak bir özgürlük alanı ile çevrelidir. İnsan farklı seçenekler karşısında seçme hakkını kullanır ve amacına ulaşmak için özgür olarak eylemde bulunur. Onun sorumluluğu bu eyleminden kaynaklanır. Ancak amacın gerçekleşmesi bazı şartlara bağlıdır. Sonucu etkileyen şartların oluşması eylemi yapana değil; Tanrı’nın iradesine bağlıdır. Scotus iman-akıl ilişkisi bağlamında da iradeyi akıldan bağımsız ve ondan mutlak derecede üstün görmüştür. Bu yaklaşım Orta Çağ felsefesinin bir karakteristiği olan akıl-vahiy uygunluğuna dayanan dengeyi bozmuştur. Ona göre irade-akıl ilişkisi bağlamında iradenin sağladığı özgürlük akılla kazanılan bilgiden daha üstündür. Onu bu yargıya vardıran etken, teolojiyi teolojinin alanını daraltma pahasına rasyonel bir araştırmaya konu olan düzlemden kurtarma kaygısı olduğunu düşünmekteyiz. Sonuç olarak Scotus, Orta Çağ düşüncesinin gelişiminde önemli bir merhaleyi teşkil eder. Scotus düşüncesi 14. yüzyılın eleştirel hareketlerinin canlanmasına fiilen katkı sağlamıştır. Bununla birlikte Scotus’un eleştirmeciliği, daha keskin bir eleştirmecilik yolunu tutan Ockham’ın çıkışına zemin hazırlamıştır.