KUR'ÂN'A GÖRE “HEV”
View/ Open
Author
GÜNGÖR, Mevlüt (Tez Danışmanı)
CORA, Mustafa (Yazar)
Metadata
Show full item recordAbstract
Hevâ kelimesi, Kur’ân’da geçen “ahlâk” ve “tasavvuf” kavramlarından biri olup olumsuz anlamda yirmi sekiz âyette yer alır. Ancak, bu kavramla, insanın yaratılısından gelen ve yerilen nefsî bir yeti dile getirilir. Buna göre, insan hayatının düzenlenmesinde, dinin karsısına çıkısların toplamı hevâ olarak nitelendirilir. İnsan hevâ duygusunun esaretine girince o; aklın, ilmin, vicdanın, hakkın önüne geçer, onu inanç ve düsünce planında kusatır; hayatını ona göre sekillendirir ve onu Yüce Allah’ın irâdesinden/emirlerinden uzaklastırır. Kur’ân’ın ifadesiyle bu durumda olan insan, “hevâsını ilâh edinmis” olur. Kur’ân’da bu hususula ilgili âyetlerde Yahûdiler, Hıristiyanlar, müsrikler, putperestler, âhireti inkâr eden topluluklar gibi degisik kâfir zümrelerin, Hz. Peygamber’e vahyedilen Kur’ân’a iman etmek yerine, beserî arzularına kapılmalarından bahsedilir ve bu sekilde temelini hevânın olusturdugu beserî görüslere dayanan anlayısların, din hâline getirilmesinin yanlıslıgına dikkat çekilir. “Ehl-i hevâ”nın da bu anlayısa atfen İslâm literatüründe sürekli yerildigi görülür. Nitekim hevâ izleyenini haktan uzaklastırır, onu nefsî arzularının esiri ve seytanın uydusu yapar, dünya tutkusunu, doyumsuzlugunu artırır, hayatını karartır, onu dünyada ve âhirette felâkete hüsrâna ve böylece çesitli acılara sürükler. Kur’ân’da hevâ kötülenir ve ona karsı Hz. Peygamber, onun sahsında müminler, hatta bütün insanlar uyarılır. Kur’ân’a göre, insanın dogustan veya sonradan sahip oldugu her türlü yetenek ve imkân, Hz. Peygamber’in örnekliginde, vahiy kültürü ısıgında, hevâya karsı etkili ve araç olarak kullanılmalı, onun engellenmesine çalısılmalı, hem kisisel hem de sosyal otokritik ve otokontrol sistemleri gelistirilmelidir. Bu mücâdele çok zor; fakat zorunludur. İnsan ancak o zaman nefsinin terbiyesini saglar, hevâdan sıyrılır, ruhen yücelir, yaratılıs gâyesine yönelir ve kendisi için arzulanan gerçek hürriyeti ve bütün çabalarının amacı olan mutlulugu yakalar.