TÜRK – SOVYET SINIRI (1919 – 1946)
Göster/ Aç
Yazar
AYTEPE, Oğuz (Tez Danışmanı)
ŞEKERKIRAN, Selami (Yazar)
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Bu Tez, Türk-Rus sınırlarının 1919–1946 yılları arasındaki analizi hakkındadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının başlangıç ve birinci kısmında olduğu gibi milli devletlerin anayasalarında devletin kabul edilen özelliklerini açıklayan bir bölüm bulunabilir. Bazı politika bilim adamlarına göre bir devletin kuruluş özelliklerinden biri, o devletin bir ana vatana sahip olmasıdır. Bazı ilmi yayınlarda ve Türk Anayasasında, “Vatan” denilen kara parçasının sınırlar ile belirlenmiş bir coğrafi alan olarak anlaşıldığı ve bu alanda devletin kendi egemenlik haklarını kayıtsız ve şartsız kullanabileceği belirtilmektedir. Bu gün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, onu oluşturan Türk Milleti tarafından bir kurtuluş savaşı verilmek suretiyle sınırları çizilmiş bir vatanı olan devlet olarak kabul edilmektedir. Ancak; Türkiye’nin güney sınırları, bugün komşuları olan devletlerle değil, onların mandater devletleriyle yapılan antlaşmalar sonucunda belirlenmiştir. Diğer sınırlar, antlaşmaların yapıldığı zamanda büyük ve güçlü devletlerin destekleri Türkiye’nin aleyhine olmasına rağmen, bu günkü komşularının isteklerini tatmin edememiştir. Ayrıca konuyu bir bütünlük içinde ve her yönü ile ele alan bir inceleme de bulunmamaktadır. Konu, incelenen çeşitli konular içinde ve satır aralarında yer almaktadır. Bu nedenler ile konunun her yönü ile incelenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin zayıf bulunduğu veya hassas olduğu zamanlarda sınırların tekrar gündeme getirilebileceği değerlendirilmektedir. Komşu devletler ve onları destekleyen devletler tarafından geçmişte olduğu gibi, zamanımızda da sınır düzeltmeleri yapılması hakkında talepler tekrar edilebilecektir. Bu bakış açısıyla Türk-Sovyet Sınırı; sınırlar ile ilgili genel açıklamalar ve bölge coğrafyası ile ilgili bilgiler içeren Giriş bölümünden sonra üç bölümde incelenmiştir. Birinci bölümde; Türk-Sovyet ilişkilerinin başlangıcı kabul edilen 1492 yılından 1917 Bolşevik İhtilaline kadar olan dönem sınırlar açısından genel hatlarıyla ii ele alınmıştır. Bölümdeki savaşların ve antlaşmaların incelenmesinde sınırların etkilenmesi esas alınmış ve dört döneme ayrılmıştır. Önce; Türk-Rus ilişkilerinin başlangıcı sayılan 1492 yılından, 1828–1829 Türk-Rus savaşına kadar nasıl gelindiği, yapılan savaşlar ve antlaşmaları ile tarihi geçmişi anlatılmıştır. Daha sonra, 1828–1829 Savaşı, 1853–1856 yılları arasındaki savaşlar ve Kırım Savaşı, 93 Harbi olarak adlandırdığımız 1877–1878 savaşları kısaca ve yapılan antlaşmaların sınırlar ile ilgili maddeleri ile sınır değişiklikleri incelenmeye çalışılmıştır. 1917 Bolşevik İhtilaline kadar olan olaylar ve gelişmeler üzerinde durularak günümüz sınırlarını oluşturan antlaşmaların yapılmasından önceki zamana gelinmiştir. İkinci bölümde; Bolşevik İhtilali ve etkileri ile eş zamanlarda yapılan barış çabaları ve barışlar, bunların yurt içinde ve yurtdışında yankıları, mevcut sınırların nasıl oluştuğu, çabalar, ilişkiler ve müzakereler, Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşmalarının sınırlar ile ilgili maddeleri, Azerbaycan, Rusya ve Gürcistan belgeleri de kullanılarak ele alınmıştır. Üçüncü bölümde; Türkiye’nin kuzeydoğu sınırlarının tespit edildiği antlaşmalardan, İkinci Dünya Savaşı sonunda Sovyetler Birliğinin Türkiye’den isteklerine kadar olan dönem ele alınmıştır. İki bölümde incelenen bu dönem, 1922- 1936 ve 1936-1946 yıllarında Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkileri sınırlar bakış açısıyla ele alınmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında savaş sonrası düzenin kurulması ile ilgili üç büyüklerin konferansları ve Türkiye’yi ilgilendiren durumlar açıklanmış ve bunların sınırlar ile ilişkileri çalışılmıştır. Sovyetler Birliği ile iyi dost iken, geçen zaman içinde tekrar düşman durumuna nasıl gelindiği, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’den toprak istekleri ve bu istekler karşısında uygulanan politikalar ortaya konulmuştur. Tezin bütününün tasarımında; zamanımıza yaklaştıkça ayrıntılara daha fazla yer verilmesi düşünülerek bölümler işlenmiştir.